Sus, sus, sus!...

Kimseler Duymasın” diye devam eden nostalji bir şarkımız var.

Bir açılımdır gidiyor. Önce Cumhurbaşkanı, daha sonra Başbakan, “ Kürt Açılımı” nı gündeme getirmeye başladılar.

Başbakan’dan AKP Milletvekillerine “ Sus emri” geldi. “Kürt Açılımı” ile ilgili olarak artık önüne gelen istediği gibi fikirlerini beyan edemeyecek!...

Ne de olsa Parti içi demokrasisi!...

Cadı Kazanının ateşi yanmaya başladı…

Bu arada, Anayasa’nın ilk değişmez maddeleri gözüme takılıyor…

“Türkiye, sınırları içinde bir bütündür. Dili Türkçe ve Başkenti Ankara’dır. “ yazıyor.

Bence, Türkiye’nin böylesi önemli konularında, her kişi ve kurumun görüşü alınarak, ortak bir payda da buluşarak hareket edilmeli ve ülkemize yakışan neyse, o hayata geçirilmelidir.

Neyse, bu gelişmelerin içinde hep birlikte olacağız!... Umarım doğru kararlarla yola çıkarız…

“ Dumansız hava sahası” projesiyle kapalı alanlarda, özellikle işsizlerin uğrak mekanlarından kahvehane içerisinde tek tük insanlar kaldı. Hepsi masalarıyla birlikte kahvehane önlerine kendilerini attılar. Yoldan geçen çocuklarımız, umarım sigara içenleri görerek, özenmezler!...

İşin şaka tarafı, ilk kez takımımın maçını seyrederken keyif aldım. Oyundan değil. Daha önceleri sağdan ve soldan gelen sigara dumanlarından kurtulmuş, üstüne üstlük elbiselerim sigara kokmadan eve gelmiştim. Sigara içmeyen birisi olarak, içenleri de anlıyorum. Bir sevdalıya tutuluş gibi onlarında bir çırpıda sigarayı bırakmaları tabiki beklenemez. Umarım doktor kontrolü altında bir çok insanımızda, “ Dumansız Türkiye”nin potasına girer.

Aslında, “ Dumansız Dünya”yı kurmak hiç de zor değil…

Nasıl mı?

Tüm dünya ülkelerinin liderleri birleşerek, önce tütün ekimini, daha sonrada satışları yasaklayacaklar. Tıpkı esrar, eroin ve kokainde olduğu gibi…

Bu arada, sigara içenlerden “ Hadi be ordan!...” sözcüklerini işitir gibiyim.

Sigara içenler; “Çocuklarınızın daha sağlıklı yaşamasını istemez misiniz?”

Evet, bir çırpıda yapılacak imha neler getirir, neler götürür?

İçenler açısından, önce büyük bir kitle depresyona girer.

Kavgalar, bunalımlar, iş kazaları, sataşmalar, belki cinnet geçirmeler, cinayetler, çıldırmalar vs. dünyanın dört bir tarafını sarar. Yani üçüncü dünya savaşı gibi bir şey…

Yüzler, gözler şişer…

Hastaneler dolup, taşar, hekimler ne yapacaklarını şaşırırlar…

Acımasızca bir görüş oldu dimi?

Zaten, hem sigara üretenler, satanlar, üzerinden vergi alanlar, ilaç sektörleri de buna razı olurlar mı dersiniz?

Ortada büyük rant olduğu sürece, sevdikleriniz kanser olmuş kimin umurunda…

Sevgiyle ve sağlıcakla, özellikle de dumansız kalın…

26.07.2009/Bursa

Ertuğrul Erdoğan