Susan Brownell Anthony Kadın Hakları savunucusu

Tarihi bilenler, okuyanlar, anlayanlar kadınların tarihin her döneminde büyük işlere imza attıklarını da bilirler.

Bazı haklar elbette kolay kazanılmamıştır.

Elbette kadınların başarılı olması bazıları tarafından hoş görülmemiş, bunun içinde karşı çalışmalar yapılmış.

Ne tarihte ne de günümüzde kadınlar bastırılarak sessizliğe gömülemezler.

Kadınların seslerini duyurabilmeleri için oy haklarının olması gerektiğini bilen bir kadını sizlere tanıtmak istedim.

Susan Brownell Anthony, hayatı boyunca uğraşmış. Yılmamış. Direnmiş. Korkmamış. Mücadele etmiş. Sonunda başarmış. Bütün mesele de budur zaten. Başarmak.

Türk kadınlar Birliği başkanı Avukat Sema Kendirci’yi iyi tanırım ve kadınlar için kadınlarımız için bizler için verdiği mücadeleyi de iyi bilirim. Türkiye’nin her yerinde onu görebilirsiniz. Toplantılara katıldığı gibi herkesle konuşur, dertlerine şifa olmak için çalışır, çalışır.

Bu çalışmaların kolay olduğunu kimse söylenemez. Böyle çalışmalara hayatlar adanıyor.

Huzuru bulan bir tek kadın için bile, mücadeleyi veren kıymetlinin sevinci, mutluluğu büyük oluyor.

Tıpkı, Avukat Sema Kendirci gibi, tıpkı, Susan Brownell Anthony gibi.

Bulduğum her fırsatta eli öpülesi kadınlarımız adı altında yazılar yazıyorum. Sadece bizim kadınlarımızı kapsamıyor ve kapsamayacak. Eli öpülmeye layık her kadının yaptıklarını anlatmaya devam edeceğim.

Bu kadar yürekli olmak nasıl bir duygu acaba?

Size hayatını aktaracağım Susan Brownell Anthony, büyük başarılara imza atmış biri.

O farklı bir çocukluk yaşamış. Onun güzel duygularının temelinde ailesi yatmakta. Demokrat bir babanın kızı o. Ahlaki değerlere önem veren ailede eşitliği görerek, hissederek büyümüş. Üç yaşında okuma yazmayı öğrenmiş. İyi bir eğitim görmüş. Çalışma hayatına bir kız okulunda öğretmenlik yaparak başlamış.  

Yaşamı boyunca birçok olmazın karşısında duran biri olmuş.

Haksızlığı kaldıramamış. Kadın hakları ile verdiği mücadele ile birçok olmazı olur hale getirmiş.

Sadece kadın hakları ile de ilgilenmemiş, kölelikle alakalı da çalışmalar yapmış.

İlk örgütlerden bir olan New York Eyaleti İçkiyle Savaş Kadın Derneği'nin kurucuları arasında yer almış.

Kadın hakları ile ilgili kampanyalara 1852yılından sonra katılmaya başlamış.

Kadın giyimi üzerindeki kısıtlamaları protesto etmek için bir süre kısa etek altına bol pantolon giyerek dolaşmış.

Sonrasında kölelikle alakalı çalışmalar yapmaya başlamış.

1854'ten sonra kendini kararlı bir biçimde kölecilik karşıtı harekete adamış ve Amerika Kölelikle Mücadele Derneği'nde görev yapmaya başlamış.

Haftalık bir dergi çıkartmaya başlamış.

Bu dergide kadınlara erkeklerle eşit ücret verilmesi çağrısında bulunmuş.

Sonrasında New York Çalışan Kadınlar Derneği'nin kuruluşunda görev almış.

Susan Brownell Anthony, Anayasa'nın 14 ve 15. ek maddeleriyle Siyah erkekleri de kapsamına alan medeni ve siyasi hakların kadınlara da tanınmasını talep etmiş.

1872'de bir grup kadını Rochester'da sandık başına götürmüş.

Bundan iki hafta sonra tutuklanmış ama yargıyı beklerken konferanslar vermeye başlamış, bu konferanslar çok büyük ilgi görmüş.

Mart 1873'te yeniden kent seçimlerinde oy kullanmayı denemiş. Yargılanmış seçim yasalarını çiğneme suçundan hüküm giymiş.

Bundan sonra aralıksız çalışmalarını sürdürmüş.

Ülkenin her yerini dolaşmış.

Konferanslar vermiş.

Başkanı olduğu kadın dernekleri aracılığıyla, federal anayasanın, kadınlara oy hakkı tanıyacak biçimde değiştirilmesi için çalışmış.

Arkadaşları ile birlikte 1881-1902; 4 cilt, Kadınlara Oy Hakkının Tarihi adlı kitabı derleyerek yayımlamış.

1888'de Uluslararası Kadınlar Konseyi'ni, 1904'te ise Uluslararası Kadınlara Oy Hakkı Birliği'ni kurmuş. 

Londra (1899) ve Berlin'de (1904) yapılan toplantılarda, kadın hakları konusundaki öncü katkıları dolaysıyla tüm dünya kadınlarının övgüsünü toplamış.

Biz kadınlar güçlüyüz.

Tarih boyunca güçlüydük, şimdide güçlüyüz, ileride de Allah’ın izniyle hep güçlü olacağız. Bizler birbirimizin sesini duyarız ve koşarız. Bizlerin elinden tutan, yanında olan, yüreği olan, kadın erkek ayrımı yapmayan, insanı insan olarak seven, yüreklendiren, güçlendiren babalarımız, kardeşlerimiz, eşlerimiz ve oğullarımız olduktan sonra biz kadınlar her zaman güçlü olacağız.

Nazan Şara Şatana