- Kategori
- Futbol
Tahvil belirsizliği, ''Stoch'' Rakibi bitirdi.
Başındaki onca derde, kedere rağmen Fenerbahçe yapıştığı 2.lik koltuğundan, liderlik mücadelesini sürdürürken, Gençlerbiliği gibi play-off şansını yakalamak peşindeki Gençlerbirliği’ni 6-1 gibi bir skorla geçmedi sadece, maçın başından sonuna kadar rakibini ''sürklase'' eden olağanüstü bir maç oynadı.
Eskilerin tabiridir bu ‘’sürklase’’ etmek. Rakibi şaşkınlıktan kroke duruma sokup, futbol oynayamaz hale getirmektir. Daha 90.saniyede gelen, estetik ve yetenek açısından, o voleyi atan futbolcunun DNA sını deşifre edercesine, silinmemek üzere hafızalara kazınan bu gol, rakibin tüm direncini oyunun başında silmiş, atmış, farklı skora zemin hazırlamıştır.
Daha Çarşamba günü Abdullah Avcı tarafından yeni kurulmuş milli takımıza da Slovakya adına bir gol atan başarılı bir oyun çıkaran Stoch’un oynadığı futbol, attığı çalımlar, çektiği şutlar ve sıkca attığı goller Saracoğlu’nda bir Stoch hayranı kitle yaramaya başladı bile. Tıpkı Alex’in, tıpkı Rıdvan’ın ki gibi. Keyif veren, taraftarı mutlu eden, taraftarın umudu olan bir futbolcu kimliği kazandı Stoch.. Seri hızlı, kararlı, teknik ve golcü. 23 yaşındaki bir futbolcudan beklenin çok çok üstünde performanslar sergiliyor.
Ercan Saatçi, köşesinde o muhteşem gol için ‘’o golü 3 gol sayıyorum’’ başlığı atarak, beğenisini ifade etmiş
Twetter’da yazılanları okuyorum gazeteden ;
‘’Miroslav Stoch, 1989 yılında, ceza sahasının içinden atılan gollere bir tepki olarak doğdu’’ diye yazmış birisi. Ceza sahası dışından ne kadar etkili şutlar attığını defalarca kanıtladı Stoch ve taraftar bundan hoşnut.
Maçın oynandığı gün içinde FB TV de eski yıldızlarımızdan Burhan Sargın tanıtılıyordu.
Bizim Fenerbahçe’yi ilk tanıyıp, tahtalı tribünde antremanları izlediğimiz, Lefter’li, Basri’li, Naci’li, Can Bartu’lu, Şükrü Ersoy’lu, Şeref Has’lı, Mikro Mustafa’lı kadroda idi Burhan Sargın.. Çok iti bir futbolcu olduğunu söylüyorlardı ama herhalde son seneleri olduğundan, veya o zamanlar adama sülük gibi yağışan, tedavisi zor sakatlıktan öynayamıyordu. Hiçbir maçını hatırlamıyorum fakat ondan bahsederken CANAVAR BURHAN diye bahsettiklerini biliyordum.
Dünkü muhteşem futbol ve farklı sonuçtan sonra bu sabah Fanatik ve Hürriyet gazeteleri sekiz sütuna manşet Fenerbahçe için ‘’KADIKÖY CANAVARI’’ manşetleri atmışlar. Anlaşmış gibi. Canavar Burhan’ı anarken, aynı gün bir sürü CANAVAR daha varlığını göstermiş, bir davaya yürekten inanmışların, kenetlenmişlerin mabedi Saracoğlu’nda.
Haftalardır süren isteksiz bir takım görüntüsünün sebebi sadece belirsizlikti. Gerçek mi yoksa asparagas mı olduğu önemli olmayan fakat söylentisinin bile kasıtlı olduğunu düşündüğüm Emre’nin, Mehmet Topuz’un ayrılacağı haberlerinin arkasındaki faktör de belirsizlikti.
Kazanmak için yemin etmek, şartlara göre bazen yeterli olmuyor. Futbol’un gereği profesyonel futbol takımına, profesyonel yönetici gerektirir. Fenerbahçe yönetim kurulu, Dünya’da Manchester’dan sonra ikinci, Türkiye’de ise yine bir ilki gerçekleştirerek 100.000.000 liralık tahvili 1 haftada satarak rakiplerinin şaşkın bakışları arasında parayı kasasına yerleştirdi.
Ali Koç, tahvil ile belirsizliği, Fenerbahçe ise gönül rahatlığı ile futbulu gole tahvil etti. . Stoch’un füzeleri ile başlayan ve 6 güzel golle süslenen maçta, iyi bir rakibin ‘’sürklase’’ olmasının gerçek sebebi de budur. Canavar Burhan’ın anıldığı bir günde bu kadar CANAVAR’laşmak, Saracoğlu’ndaki 37 maçlık seriye rağmen tesadüf değildir.
Fenerbahçe burnundaki çakaralmaz, sinyal vermeye kaldığı yerden yeniden başlamıştır.
Şimdi Fenerbahçe’yi tutabilmek, rakipleri için, geçen sezonkinden de zor..