Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '11

 
Kategori
Spor
 

Tayfur Havutçu başarılı olur mu, diye sormayın!

Tayfur Havutçu başarılı olur mu, diye sormayın!
 

Sezon başında Beşiktaş öylesine ses getiren transferler yapmıştı ki o heyecan dalgasının içinde hiç kimsenin aklına muhtemeldir ki Tayfur Havutçu’nun ismi gelmiyordu. Ancak kader ilginç bir senaryo yazmıştı; lig tamamlanmadan genç teknik adam kendisini bir anda Beşiktaş’ın kenardaki bir numaralı kişisi olarak buldu.

Sporda genç olan, çıkış yapan isimler hep ilgimizi çekiyor. Sanırım bu gençlik merakının Beşiktaş’taki en etkili taraftar tezahüratlarından biri “Ahmet Dursun, Seba gitsin” olmuştur.

Altyapının ne kadar önemli olduğu gerçeğini bize Beşiktaş kadar hiçbir model inandırıcı bir şekilde anlatamaz. 15 yıllık şampiyon olmadan geçirilen süre boyunca Beşiktaş toprak zeminin üzerine ektiği gencecik futbolcu tohumlarının hasadını yaptı. O ürünlerle efsane kadrolar yarattı ve unutulmaz başarılara imza attı. Ne kadar bereketli ürünlermiş ki o kişiler bu sefer teknik adam olarak futbolumuza hizmet etmeyi sürdürmektedirler.

Kuşkusuz ülkemizde altyapının durumu ortadadır. Altyapıdan futbolcu çıkmadığını söyleyemeyiz; ancak şöylesine bir gerçek var ki doğru eğitimlerin verilmediği gerçeği ile karşı karşıyayız. Almanya’da eğitim almış her futbolcumuzun kendi jenerasyonu içinde ne kadar fark yarattığını her zaman izliyoruz ve takip ediyoruz.

Tayfur Havutçu’nun da onlardan bir tanesi olması asla tesadüf değildir, kitaba uygun bir gerçektir.

Mesut Özil, Nuri Şahin ise kitapta yazan gerçeğin bugün simgeleri haline gelmiştir.

Avrupa’nın birçok ülkesinde kalitesi asla bizimkiyle kıyaslanmayacak sporcular yetişiyor. Bu sezon başında bu acı gerçekle hem Fenerbahçe hem de Galatasaray yüzleştiler. Üstelik bizim futbolumuzun ekonomik değeri ile onlarınki arasında karşılaştırılması bile zor büyüklükler vardır. Ancak başarının ölçütü yıllardır bu bahiste ekonomi ile ölçülemiyor. Öyle olsaydı Fenerbahçe’nin yıllardır şampiyonluğu hiç kimseye bırakmaması gerekirdi, Avrupa’da da başarı gelirdi.

Tayfur Havutçu çok zor bir görevi üstlenmiştir. Açıkçası bu sorumluluğu almak için erken olduğunu bile tartışabiliriz. Beşiktaş yönetiminin geçmişte yaşanmış sayısız tecrübesine rağmen neden bu genç teknik adam üzerinde ısrar etmiş olduğunu da anlayabiliyoruz.

Ortada bir Ertuğrul Sağlam gerçeği vardır. Onun yanına bu sene Aykut Kocaman ismini yazmaya az kalmıştır. Tolunay Kafkas, Mehmet Özdilek, Şota, Bülent Uygun deneyleri ise karşılığı alınmış başarılardır. Bu isimlerin yanına bir başka şey daha yazacağız; “devamlılık!” Onların bir süre sonra şampiyonluğa oynayan kadrolar yaratmayacak olduğunu asla iddia edemeyiz.

Beşiktaş, Ertuğrul Sağlam’ın arkasında durabilmiş olsaydı kuşkusuz bugün başka şeyler konuşuyor olacak belki de Tayfur Havutçu diye bir konu başlığımız da olmayacaktı.

Aynı şeyi Fenerbahçe yönetimi yapmadı. Aykut Kocaman’ın bundan beş ay önceki pozisyonunu hatırlayan var mı? Her tarafta anketler düzenleniyor hatta Fenerbahçe’nin yeni teknik direktörünün kim olması gerektiği yönünde isimler ortaya atılıyordu. Ancak Fenerbahçe yönetimi Aykut Kocaman gerçeğini bilerek yola çıktığından başarısızlık durumunda genç teknik adamın önüne siper olmasını bildi. Takım içindeki bozuk seslerin ayarını yaptı.

Ancak burada çok önemli bir gerçeğin altını çizelim; hep konuşuyoruz Fenerbahçe yıllardır belli bir model üzerinde futbol oynuyor. Hem genel şablon belli hem de ne tip futbolculara ihtiyaç duyulduğu da. Öyle olunca da kriz anlarında Fenerbahçe yıllardır bildiği düzene geri döndüğünde sistem çalışmaya başlıyor. Zico, Aragones ve son olarak da Aykut Kocaman bu sistemin ayarını değiştirmeye çalıştılarsa da başarılı olamadılar. Bunun detaylarını sonra konuşuruz.

Aynı şeyi Beşiktaş için söylemek kolay değildir. Çok önemli yıldızlara sahip bu takımın nasıl bir dizilişle sahaya çıkacağını, ne oynayacağını kim biliyor? Muhtemelen Tayfur Hoca bunları düşünüyordur. Ancak sürecin çok çetin geçeceğine hazırlıklı olmak gerekiyor.

Futbolcuların üzerindeki baskı kalktığında oynadıkları oyunun normal bir mücadele içindekinden farklı olduğunu biliyoruz. Beşiktaş’ın (ve Galatasaray’ın) sezonun sonlarında ortaya koydukları futbolun bizi yanıltmaması gerektiğini düşünenlerdenim. Kupa normal bir oyunla kazanılmış değildir. Geçen hafta İBB 2-1’i yakaladıktan sonra girdiği pozisyonları değerlendirmiş olsa kuşkusuz yine biz bugün bu başlık altında konuşmuyor olacaktık.

Yani gençliği, enerjisi, Beşiktaşlılığı ile Tayfur Havutçu’dan bir Guardiola olmasını beklememek gerekiyor. Bunun için hem çok erkendir hem de şartlar aynı değildir. Ayrıca Guardiola’nın başarısı da Barcelona ile test edilemez.

Bütün bu gerçekler ışığında işe “Tayfur Havuçtu başarılı olur mu?” diye başlanmamalıdır.

“Beşiktaş yönetimi Tayfur Havutçu’ya nereye kadar destek olur?” sorusunun cevabı aramak bu bahiste çok daha anlamlıdır, genç teknik adam için gerekli ve hayatidir.

Bu sezon Tayfur Havutçu’nun değil, Beşiktaş yönetiminin başarısını, kararlılığını ve devamlılığını test edeceğiz.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..