Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '08

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Tecavüz edilen kadının mağduriyeti ve medya etiği

Tecavüz edilen kadının mağduriyeti ve medya etiği
 

Tecavüze uğrayarak hayatı kararan “Kadın” tecavüz edildiği ile kalmadı aynı zamanda medyanın istismarına maruz kaldı.

“Kadın” a 5 ay önce tecavüz edilmiş, olay adalete intikal etmiş, 5 ay sonra medya tecavüz dosyasından bir belgeyi eline geçiriyor ve tecavüz olayını “haber yapmak!” adına deşifre ediyor.

Deşifre ederken de kadının mesleği, güya buzlanmış fotoğrafları, geçmişi v.s herşeyi ortaya döküldü. Gazeteler, televizyonlar haber yaptı. En ince detaylarına kadar tecavüzü herkes yaşadı. Kadının tüm kimliği ortaya çıktı.

Savcılıktaki dosyadan tecavüzle ilgili belge basına sızdırıldı ve bu belgeyi eline geçiren yine bir “kadın” olan gazeteci diyor ki "Senin haber değerin var, yazmak zorundayım".

Kadın, medyada çarşaf çarşaf yayınlanan tecavüz haberi üzerine, Uğur Dündar’ın sunduğu Star Haber’e telefonla bağlandığı ve herkese “insanlık” dersi verdi. Uğur Dündar bile canlı bağlantıda neye uğradığını şaşırdı.

"Asıl mağduriyet şimdi başladı" diyor kadın ve feryat ediyor "Bunun üzerine başka şeyler, başka şeyler yazacaklar. Ben en mağdur duruma düşeceğim. Ben şu anda saldırıya uğruyorum. 5 ay sonra, olayı atlatırken. Şimdi bilmeyenler de biliyor, bin kişi, on bin kişi, milyonlarca kişi biliyor. Ben bunun karşısında nasıl duracağım? Haber değerin var, yapacak bir şey yok dediler. Haber değerim var, insan olarak değerim hiç yok. İnsanlar, medya, basın çalışanları bunun üzerine biraz düşünmeliler. Çünkü haber değeri ile insan değeri arasında seçim yapmak gerekiyor ".

Kadın, haberin medyada veriliş şekline isyan ediyor ve Uğur Dündar'a "Beni koruyacak mısınız?" diye soruyor.

Kadının başına gelenler tecavüzden de korkunç. Hem sapığın tecavüzüne uğradı, hem de medyanın duygusal istismarına.

Tecavüz, cinsel istismar, ensest v.b haberler o kadar bıçak sırtı niteliğini taşıyor ki; toplumdaki bu sosyal yaraya parmak basmak isterken olay magazinleştirilirse pornografik malzeme bile olabilir.

Tecavüz haberleri, kimlik deşifre etmeden, olayın sosyal boyutu üzerinde okuyanı bilinçlendirmeye yönelik olması gerekirken, zaten hayatı kararmış insanlara bir darbe de medyadan geliyor.

Tecavüze uğrayan kadın "Artık en ince ayrıntılarına kadar beyanatta bulunmayacağım, çünkü başıma gelenleri anlattığım ifademin mastürbasyon aracı olarak kullanılmasını istemiyorum" diyor. Doğruluğuna katılmamak mümkün mü?

Kadın, bedeni ile ilgili yaşadığı bu çirkin olayı milyonlarla paylaşmak zorunda mı? Yaşadığı olayı kim bilir kaç kez anlatmak zorunda kaldı. Kimin hakkı var kadına bu eziyeti defalarca yaşatmaya?

Tecavüzcüyü mahkum edeceğimize, kadını mahkum ettik.

Cinsel istismarların ve tecavüzün üstüne gideceğiz derken medyanın düşünmesi ve bu haberleri yayınlarken alması gereken önlemler olduğunu düşünüyorum. En azından fotoğraf kullanılmamalı, kimlik deşifre edilmemeli. Haber yaparken tekrar tekrar hayatlar karartılmamalı.

Bu tip haberlerle kadın yaşadığı talihsiz olaydan daha büyük boyutta şiddete uğramış oluyor. Bunun gibi tecavüz mağdureleri bu sefer deşifre olurum korkusu ile yaşadıkları şiddeti açıklamaktan,yardım almaktan,yasal haklarını kullanmaktan çekinmezler mi?

Tecavüze uğrayan kadın "Asıl mağduriyetim şimdi başladı" diyor.

Bu sese kulak vermek lazım.

Not: Yazımda özellikle “mağdure” yerine “kadın” ifadesi kullandım. Çünkü tecavüzcüsü, istismarcısı, medyası ile tüm bu yapılanların adı “kadına şiddet” dir.

 
Toplam blog
: 476
: 2331
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

Çok eskidendi ..