Tekellem tekellem ve lakin la yenfa

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayip ERDOĞAN’ın Irak konusundaki çıkışları(!) üzerine, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tom Casey’e basın toplantısında sormuşlar. “Türkiye Başbakanı, Kimseden izin almaya ihtiyacımız yok, ne diyorsunuz” demişler. Sözcü de cevaben: ''Başkan, Irak politikasını ulusa açıkladığı konuşmasında, Türkiye ve Irak'ın, ortak sınırlarındaki herhangi bir güvenlik meselesiyle başa çıkarken bizimle işbirliği içinde beraber çalışabildiğini görmeye kişisel olarak önem atfettiğini ifade etti. Başkan'ın bu açıklamasının yeterince sağlam bir söz olduğunu düşünüyorum. Ve bu açıklamalar bizim özel temsilci atamak ve üçlü olarak bu konularla başa çıkma yönündeki çabalarımız gibi daha önceki eylemlerimizle de desteklendi'' demiş.

Bu cevabı, ajanslar her ne kadar İngilizceden Türkçeye çevirerek yukarıdaki gibi vermişlerse de, bunun daha doğru çevirisini, konu Irak olduğu için önce Arapçaya sonra da Arapçadan Türkçeye çevirelim.

İngilizceden Arapçaya çevirince özetle “Tekellem tekellem ve lakin la yenfa” olur. Arapçadan da Türkçeye çevirince “Kendin söyle kendin dinle” veya “Konuş konuş hiçbir şey yok” demek olur.

X X X

Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi hatibi bana göre rahmetli Osman BÖLÜKBAŞI…

Kendisini bizzat ve en yakın mesafenden bir kere de olsa birkaç saat dinleme gibi bir fırsatı yakaladığım için şanslı sayarım kendimi.

Mükemmel bir hatip idi. Konuştuğu konuya hâkim ve bilgili olmanın yanında, konuşmasının arasında sıkıştırdığı “Taşı gediğine koyma” sözleri, öyle herkesin yapabileceği şeyler değildi. Ayrıca “Yalan” da konuşmazdı.

Hiç unutmuyorum, bir okul gösterisi sırasında “çık şiir oku” dediler. Çıktım, heyecandan sahnenin tahtalarını zangırdattım.

Bir keresinde de münazarada “Temizlik sağlığa faydalıdır” tezini savundum, kaybettim.

Demem o ki, konuşma bir sanattır ve bu sanatı icra etmek de her babayiğidin harcı değildir. Hele bir de bu konuda eğitim almışsa, dinlemeye doyum olmaz.

X X X

Başbakan Recep Tayip ERDOĞAN da İmam Hatip Lisesi mezunu olması ve “Hatip”lik eğitimi alması ve üstüne bu konudaki yeteneği de eklenince, konuşmalarını dinlemek zevk veriyor.

Hele hele, Türk milletinin çok sevdiği “Tavırlı” konuşması ayrı bir zevk katıyor. Hani söylediklerinde de doğruluk oranı çok olsa “Başbakan rahmetli Osman BÖLÜKBAŞI’yı yakaladı” diyeceğim.

X X X

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının dış politika konusundaki söylemlerinin hepsi “Tekellem tekellem ve lakin la yenfa” söyleminden öte bir şey değil. Artık bunu biliyoruz.

Da…

Başbakanın iç politikaya yönelik konuşmaları da artık aynı boyutlara varıyor.

Önceki gün gurup toplantısında söylediği sözler gerçekten çok enteresan.

Başbakan Recep Tayyib Erdoğan, orta sınıfın yeniden hayata döndüğünü söyledi. Türk ailesinin yaşam seviyesinde umut verici gelişmeler yaşandığını savunan Erdoğan, "Artık ev, araba sahibi olmak hayal olmaktan çıktı. Uçağa binmek sadece en üsttekilerin imtiyazı değil. Beyaz eşya ulaşılamaz bir lüks olmaktan çıktı" dedi.

Bunlar ne zaman oldu, galiba Başbakanın haberi yok.

Milletin 1980 li yıllarla başlayan hızlı tüketim tutkusu sayesinde o kadar çok ev ve araba aldı ki, bir dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı İstanbul, bugün yaşanmaz hale geldi.

1960 lı yılarlıda ülkede yoğun üretimine geçilen beyaz eşya ile millet donanırken, 1980 li yılların başından beri artık yenileme çabasına girişti.

Oysa bu gün, millet bu edinimleri sağlamak için “Taksit” imkânlarına sığındı. Veya üreticiler tüketimi sağlamak için akıl almaz satış imkânları sunmak zorunda kaldılar. Bu da milletin satın alma gücünün arttığını değil aksine giderek azaldığını göstermektedir.

Eskiden ülkede yalnız devlete bağlı THY vardı. Devlet, istediği gibi ücret tarifesi uyguluyordu. Uçakların kalkacakları ve inecekleri hava alanları sınırlıydı.

Yanılmışsam bağışlasınlar da AKP iktidarı döneminde kaç hava alanı açıldı?

Özel sektörün hava ulaşımı sektörüne hızlı girişi ve rekabet ortamının yaratılması nedeniyle de düşen fiyatlar, insanlara “Uçarak ulaşma” imkânı verdi.

AKP iktidarı bunun neresinde, onu anlamadım.

Habibi Reisül vizara Tekellem tekellem ve lakin la yenfa.

Sayın Başbakan, Arapça dil eğitimi de aldığı için ne söylediğimi anlayacaktır. Ancak okuyucularım için Türkçesini de yazayım.

Tercümesi “Kendin söyle kendin dinle sevgili başbakan” veya “Konuş konuş hiçbir şey yok sevgili başbakan” demek oluyor.

Not: Arapça cümleleri telaffuz edildiği gibi Türkçe karakterlerle yazmada zorlandım. Sürç-ü Lisan ettikse affola.