Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '13

 
Kategori
Siyaset
 

Tencere Tava ile Partiler Tarihe gömüldüler ...

Tencere Tava ile Partiler Tarihe gömüldüler ...
 

Sevgili Peygamberimiz, kibir, guru ve kendini beğenmişlik konusunda uyarmış ve kendilerinin cehennem ile buluşacaklarını bildirmiştir. Kibir ve gururun çok kötü bir huy olduğunu vurgulamıştır.
 
Sayın Başbakanın bunu bilmemesi mümkün mü?
 
Elbette değil. Ancak konuşmalarının büyük bir bölümünde "Ben" demekten geri durmuyor.
 
Bunu bir kez daha vurguladıktan sonra gelelim "Taksim Gezi" bölümüne...
 
Başbakan, konuyu sadece "Taksim Gezi" olayına bağlamakta ve "Tencere tava, hep aynı hava" diyerek milleti küçümseyerek yine kibrini ön plana çıkarmaktadır.
 
Oysa o tencere tavalar, çok da uzun olmayan zamanın birinde, iki partiyi tarih sayfalarına gömmüştü. Ancak Sayın Başbakan bunu görmezden gelerek yine güç gösteri yapma çabası içine giriyor.
 
Başbakanın anlamadığı şey şu...
 
Olay, "Taksim Gezi" olayından çıkmıştır. Başbakan, konuşma kürsüsünde yumruğunu kürsüye vurarak şöyle diyor.
 
"Topçu kışlası yapılacak... AKM yıkılacak, muhteşem bir opera binası yapılacak. Evet, cami de yapılacak. Ben bunun iznini gidip de CHP genel başkanından alacak değilim, birkaç çapulcudan alacak değilim. Bize oy verenler bunun yetkisini verdi zaten."
 
İşte Başbakanın demokrasi anlayışı bu kadar...
 
Başbakan, kendisine oy verenleri göz önüne alırken, geri kalanları görmezden gelmeyi demokrasi sanmaktadır.
 
Başbakan "Dediğim dedik, çaldığım düdük" düşüncesi içerisinde gitmekte ve "Ben yaparım, olur biter" demektedir.
 
Kendisine muhalefet edenlerin ölçüsünü tartısını beğenmez, cibilliyetsiz, çapulcu olarak görür.
 
İşte gelecek günlerin tehlikesi, bu davranışların içindedir.
 
Algılaması gerekir...
 
Masum bir hareket olarak başlamış, başbakanın "Bendim dediğim dedik" havasına bürününce de olaylar büyümüş, polisin halka karşı davranışları da olayların üzerine benzin dökmeye benzemiştir.
 
Şimdi halk, açıkça şunu söylemektedir başbakana...
 
"Bana rağmen, benim izinim olmadan hiç bir icraat yapamazsın. Burası benim şehrim, senin dediğin değil, benim dediğim olur" demektedir.
 
Topçu kışlasını taksime yapamazsın...
 
AKM'yi yıkamazsın...
 
Cami de yapamazsın...
 
Ha... Yaparım diyorsan karşına çıkarım, günü gelince de seni sandığa gömerim...
 
Ben, halkın "...sandığa gömerim..." dediği konusunda aslında çok da ümitli değilim.
 
Neden mi?
 
AKP iktidarı, iktidara geldiği günden bu yana insanların fakirleşmesi için elinden geleni yaptı. Seçmenin büyük bir bölümü, seçim sonucuna etki edecek bölümü fakirleşti. Aylık iaşe kolisine muhtaç edildi. Yine aylık belli bir miktar paraya mahkum edildi. Kış gelirken kömüre mahkum edildi. Sanıyor ki bu insanlar, bu yardımları sadece AKP yapar.
 
Bu insanlar, çalışmadan, çalışıp, üretip vergi verenlerin verdiklerinden kendilerine verilen "İane"lerin kesileceği korkusu ile yine AKP'ye oy verecektir.
 
Belki oyları düşecek, ancak iktidar olacaklardır.
 
Ya tersi olursa!...
 
İşte o zaman çok şey değişecektir.
 
Bir de başbakan, yıkıp dökenleri hedef alarak gösterileri bunları yapanlara endeksliyor...
 
Sayın Başbakan bilmelidir ki, bu kadar gürültünün içinde aykırı davrananlar da olacaktır. Biz onları, yani yakıp yıkanları tasvip etmiyoruz. Onlardan yola çıkarak gerçekleri görmemezlikten gelme.
 
 
05 HAZİRAN 2013
İBRAHİM PEKBAY
 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..