Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '13

 
Kategori
Siyaset
 

Tencere tavadan şikayetçi Başbakan'ın canı aslında niye sıkkın?

Tencere tavadan şikayetçi Başbakan'ın canı aslında niye sıkkın?
 

Başbakan buyurmuş. Tencere tavayla komşuyu rahatsız etmek suçmuş. Her şeyi devletten beklemeyecekmişiz. Gidip savcılığa şikâyet edecekmişiz. Herkes haddini bilecekmiş!

Şimdi kendi içinde çelişen boyutu şu... Tencereyle tavayla gürültü yapıp komşuyu rahatsız etmek, suç değil kabahattir. Bu da belediyenin keseceği para cezasına tabidir. Savcılığa “bizi tencere tavayla rahatsız ettiler” diye dilekçe vermek en basit ifadeyle lüzumsuz bir çaba olur. Başbakanı bu kadar kızdıran şey bu kabahatin işlenip komşuların rahatsız edilmesi mi, yoksa çıkan bu gürültüden başka bir anlam çıkartması mı? Asıl konumuz bu…

Başbakan şunu çok iyi biliyor. Meydanlara çıkan insanlar kadar evlerinde zor tuttukları da var. O zor tutulan insanlar da isyanlarını pencerelerine çıkıp gürültü çıkarak gösterdiler.

Ancak artık bitti. Şu aralar tencere tava eylemleri devam etmiyor. Ancak Sayın Başbakan bunu aklından çıkaramıyor gibi. Çünkü çok iyi biliyor ki böyle bir manzara, “üç-beş çapulcu” tezini çöpe boylatır. Bu halkın geniş bir tabanına yayılan tepki hareketinin göstergesidir. Ve “camiye ayakkabıyla girdiler” asparagaslarına da gelmez bu insanlar. Gelmedi de. İşte o yüzden iktidarı en rahatsız edici eylem bu tencere tava eylemi oldu.

Başbakan Erdoğan’ın kafa karışıklığı burada bitmiyor. Daha geçen günlerde “kredi kartı kullanmayın” diye boykot çağrısı yaptı. Ancak direnişin ilk günlerinde kredi kartı ve bankaları boykot eden direnişçileri ekonomiyi yıpratmaya çalışmakla suçlamıştı AKP. Başbakan’ın savaşması için önüne koyulmuş yel değirmenleri misali ‘faiz lobisiyle’ verdiği mücadelenin bir parçası olan bu söylem, halen çarpıtıcı amaçlarla farklı gündemler oluşturma çabası…

Başbakan hızını alamayıp eylemcileri polise şiddet uygulamakla da suçladı. Bu da garip bir savunma psikolojisi… Çünkü polis şiddeti o kadar aşikârken bundan dolayı devlet adına özür dilemeyeceğine göre polisi haklı çıkarmaya çaba sarf etmesi hiç de şaşırtıcı değil…

Başbakan’ın 12 Eylül dönemini aratmayan iktidar anlayışı, “muhbir vatandaş” kavramının geri dönmesine de neden olacak gibi. Vatandaşı tencere tavacıları şikâyete davet eden bir başbakanın çabası başka ne olabilir ki? Hem bu nasıl bir hırstır? Neyin kavgasıdır? Bu ülkenin sade vatandaşının sokağa dökülmesi, parkları doldurması, pencerelerden tencereleriyle eylem yapması neden bu kadar can sıkıcı?

AKP’nin her açılış, karşılama organizasyonunu mitinge çevirmesi ve bir çırpıda seçim kampanyasını başlatması, Aleviliği kabul bile etmiyorken, birden bire ‘dört dörtlük’ alevi olduğunu ilan etmesi bu can sıkıntısının sonuçlarıdır işte.

Ve kafa karışıklığı da bu can sıkıntısının psikolojik sonucu oluyor. Konuştuğu metinleri hep farklı insanlar yazıyormuş gibi izlenim vermiş olan başbakan, çok büyük bir aşama kaydedip her cümlesi için bu düşünceye gark ediyor bizleri. Onu dinlerken “o öyleyse, bu niye böyle? Bunu diyorsa, şunu niye dedi? Biz kimiz? Neredeyiz? Başka bir ülkeyi yönetiyor da biz ondan mı yanılıyoruz?” diyerek ufak ufak çıldırmak üzereyiz biz de. 

http://www.twitter.com/dgnozcn

 
Toplam blog
: 87
: 1141
Kayıt tarihi
: 28.11.12
 
 

Uludağ Üniversitesi İktisat bölümü mezunuyum. Ancak dört yıldır müzikle uğraşmaktayım. Trompet ça..