Teşkiletı Mahsusa

Turhan FEYİZOĞLU: “Karakol Teşkilatı-MM Grubu”

Yayımlanma tarihi: 23 Şubat 2004

Türkiye’nin toplumsal mücadeleler tarihi üzerine yaptığım çalışmalar sadece “68” dönemi üzerine değil, öncesi ve sonrası dönemleri de kapsayacak şekilde devam etmektedir.

Yaklaşık bir yıldır, “Kurtuluş Savaşı” dönemi ile ilgili, ayrıca, “1974-1980” arası dönemi kapsayan toplumsal mücadeleler tarihi üzerine bulabildiğim bütün belge, kitap, dergi ne varsa okuyorum.

Gerilla savaşı yaptığı iddiasıyla yargılanan Deniz Gezmiş, 20 Temmuz 1971 Salı günü, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde kendisine yöneltilen bazı suçlamalar hakkında özetle şunları söylüyordu:

“1920’lerde İstanbul’da Karakol Teşkilatı MM. Grubu hangi amaçla İngilizlere ve Osmanlı polislerine kurşun sıktıysa biz de o amaçla polislere kurşun sıktık.”

Bu anlatımdan ilk başta şu iki soru çıkartılabilir:

1- 1920’lerde ne olmuştu?

2- Karakol Teşkilatı MM. Grubu nedir?

1920’de Türkiye Cumhuriyeti devletinin öncesi olan Osmanlı Devleti (Bir diğer isimle Osmanlı İmparatorluğu) sona ermek üzereydi ve emperyalist güçler tarafından toprakları paylaşılmaktaydı. Emperyalist güçlere karşı da, ulusal güçler, vatan topraklarını savunmaktaydı.

Vatan topraklarını savunan ulusal güçler, emperyalist güçlere karşıdirenmek için hayatlarını ortaya koyarak her türlü mücadeleyi yapıyorlardı.

Örneğin, bugün, bir çok yönleriyle tartışılan Nâzım Hikmet, Kuvayı-ı Milliye (Ulusal güçler) ‘ye katılmak için arkadaşlarıyla Ankara’ya gidiyor,

Hikmet Kıvılcımlı da, Ege bölgesinde, Kuvay-ı Milliye hareketine katılıyordu. Hikmet Kıvılcımlı kendi yazdığı hayatında, bu dönem hakkında, “Köyceğiz Kuvay-ı Milliye Askeri Kumandanlığı’na tayin”, diye bahsetmektedir.

Vatanı savunmak amacıyla çok değişik kesimler bütün güçlerini seferber ediyordu. Bu güçlerin arasında Deniz Gezmiş’in savunmasında, “Karakol Teşkilat? MM. Grubu” diye bahsettiği güçler de vardı.

Deniz Gezmiş’in savunmasında bahsettiği teşkilatlardan, “Karakol Cemiyeti”, Milli Mücadele yıllarında İstanbul’da kurulan ve en önemli direniş teşkilatlarından birisidir.

“Karakol Cemiyeti” İttihat ve Terakki Cemiyeti”nin devamı niteliğinde olup Enver Paşa ile Talat Paşa’nın emirleri üzerine, İttihat ve Terakki Cemiyeti içinde “Kara Vasıf” ve “Kara Kemal” olarak adlandırılan şahısların önderliğinde kurulmuştur. Cemiyet’in kuruluş tarihi olarak, belgelerin büyük çoğunluğu Kasım 1918 olarak belirtmektedir.

“Karakol Cemiyeti”nin kurucularından olan “Kara Vasıf Bey”, Sivas Kongresi’ne katılmış, Mustafa Kemal ile de görüşmüştür.

“Karakol Cemiyeti”, illegal bir örgüt olmasının getirdiği nitelikler ve emperyalist güçlerin baskılarından korunmak amacıyla bir çok defa isim değiştirerek faaliyetlerini sürdürmüştür. Örneğin, “Karakol Cemiyeti”nin isim değiştirerek “Zabitan Grubu” adı ile faaliyete geçmesi 1920 yılının Ekim ayındadır.

“Karakol Cemiyeti”, Ulusal Kurtuluş Savaşının sonuna kadar faaliyetini sürdürerek, direniş hareketinin gereksinimi olan mühimmat ve direnişçi temininde bütün gücünü ortaya koymuştur.

“İkinci Kurtuluş Savaşçısı” olduğunu her fırsatta söyleyen Deniz Gezmiş’in savunmasında bahsettiği “MM. Grubu” ise, belgelerde, geniş açılım, “Müdafaa-i Milliye Teşkilatı” , kısa anlamda, “MM Grubu” olarak geçmektedir. Bu teşkilatın mensupları, teşkilatın yalnızca baş harflerini alarak “MM” ismini kullanmışlardır.

Kısa olarak “MM Grubu” olarak adlandırılan ve 1920 yılının ilk aylarında kurulmuş olan bu ulusal direniş örgütü, Karakol Cemiyeti’nin mensuplarından olan Yüzbaşı Emin Ali Bey ve Kasımpaşa Bahriye İtfaiye Taburu Bölük Kumandanları’ndan İsmail Hakkı Bey tarafından kurulmuştur.

Bu teşkilatın amacı, emperyalist işgalcilere karşı direnişçilerin propagandasını yapmak, onlar hakkında istihbarat toplamak, direniş hareketlerine silah ve malzeme sağlamaktır.

Müdafaa-ı Milliye’nin silahlı mensuplarının sayısının 10 binin üzerinde olduğu tesbit edilmiştir.

Kendilerini “MM” olarak adlandıran bu direniş hareketi teşkilatının Kurtuluş Savaşı’nda önemli faydalı olmuştur.

Kurtuluş Savaşı döneminde, işgalci güçlere karşı direniş gösteren bir örgüt daha vardı. Bu örgütün ismi de “Teşkilât-ı Mahsusa” idi.

Çok ciddi bir tarihimiz var ve bu tarih önemli deneyimlerle doludur.