Tiyatrocuların kavgası

Kaç gündür gazete köşelerinde, internette okumak istemesem de gözüme çarpıyor. Okuyorum. Her gün yeni bir gelişme var. Bu gelişme sadece olayın seyrinde, kendilerinde değil. Yaşını başını almış, tozlu salonlardan, beyaz perdeye yıllarca emek vermiş, ayakta alkışlanmış, bazen de yetenekleriyle izleyicilerini gülmekten kırıp geçirmiş iki değerli insan... İki büyük Tiyatrocu..

Levent Kırca ve Ali Poyrazoğlu...

Benim gibi kırk yaş civarında olanların çocukluk ve ilk gençlik dönemlerinde her ikisinin de ayrı yeri vardır. Televizyonla ilk tanıştığım yıllardı. Levent Kırca- Oya Başar ve Ali Atik- Ayşegül Atik çiftleri. Sanıyorum Cuma akşamları aynı güldürü programında tek kanal Tv de evlerimizin konuğu olur bizleri gülmekten kırıp geçirirlerdi.

Ali Poyrazoğlu' nu, 16- 18 yaşlarımızda delikanlı olmaya hızla koştuğumuz Ankara yıllarımda, belli sinemaların giriş koridorlarında oynatılan devamlı filmlerin afişlerinde gördüğümü hatırlıyorum. Kendisini severim. Film isimlerinden bazıları onca yıl geçmesine rağmen aklımda.. Ama boşverin isimleri... Çoğunuz zaten biliyorsunuz.

Geçen yıl bu büyük ustanın Levent İş Sanat' ta mükemmel iki oyununu izledim. Bir tanesi SAĞLIK OLSUN idi...

İzlerken bazen gözlerim yaşardı, bazen de ayakta alkışladım. Bülent Kayabaşı ve ekibiyle birlikte muhteşem bir oyun sergilemişlerdi. Gerçekten büyük tiyatrocu, kültürlü ve aydın bir kişi...

Yine İş Sanat' ta Ben Eskiden Küçüktüm adlı oyununu izledim. Bu oyununu da zevkle izlemiştim. Seyirciyle birlikte oynamıştı.

Şimdi gelelim işin kızdığım tarafına. Siz ikiniz de topluma mal olmuş (isteyen sevsin, isteyen sevmesin) büyük sanatçılarsınız. Çok uzun yıllarda bizlerde oluşturduğunuz olumlu izlerinizi üç günde bitirmeye, söküp atmaya hakkınız yok. Üstelik incir çekirdeğini doldurmayacak konularla gündemi meşgul etmek size hiç yakışmıyor.

Türk Sineması ve tiyatrosundan nice büyük ustalar geldi geçti. Halen eski görüntüleri ara sıra basın yayın organlarında karşımıza çıkınca hangimiz gülümsemiyoruz? Hangimiz sevgiyle anmıyoruz onları?

Ya sizler?

Günlerdir yazılanlara bakın; " Ahlaksız pornocu demedim.", "Pornocu dedim.", "Yalancı karga", "Kayıkçının küreği", " Bilboardlar, afişler vb..."

Yeni kaset çıkaracakları zaman gündem oluşturmak için ona buna sataşan, yapay gündem oluşturan, kendilerine sanatçı (!) diyenler gibi olamazsınız.

Lütfen bırakın artık bu kısır çekişmeyi, sanatınıza dönün. Yeni çalışmalarınızı bekliyoruz. Sizler gerçekten isimleri Türk Tiyatrosuna altın harflerle yazılmış büyük sanatçılarsınız.

Bu kısır kavga sürdüğü sürece yaptığınız en güzel eserler bile izleyiciye çok çekici gelmeyecek diye düşünüyorum.

Siz ne dersiniz?