Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '11

 
Kategori
Tiyatro
 

Tiyatronun kaynağı

Tiyatronun kaynağı
 

Tiyatronun kökeninde, günümüzde ilkel toplumlarda hala uygulanmakta olan mimetik büyü törenleri yatmaktadır. Prehistorik dönemde de insanların doğa güçlerine karşı duyduğu, saygıyla karışık korkudan dolayı yağmur duaları, bolluk ve bereket törenleri, ölüm-dirilme oyunları ortaya çıkmıştır. 

Bu av oyunlarında bilmeden de olsa tiyatronun üç temel ilkesi gerçekleştiriliyordu. Bunlar “taklit”, “eylem” ve “topluca katılma”dır. Avcı, avlanmak için önce hayvan postuna bürünür ve hayvanın hareketini taklit ederek avına yaklaşırdı. Onu öldürdükten sonra köyüne döner ve nasıl avlandığını diğerlerine anlatacak eylemlerde bulunurdu. Avcı, dans, ezgi ve hareketlerle oyunlarını sürdürürken, ateşin çevresindeki izleyiciler, el çırparak ya da doğrudan oyuna katılarak avın uğurlu olması amacıyla dans ederlerdi. 

Tiyatronun kaynağında büyü, gösteriyi ortaya çıkaran bir araçtır. Bununla birlikte doğada insanı çeken şeyler, renkler, etkili kokular, göz alıcı biçimler, güzel sesler ve hareketler de tiyatronun doğuşunda etkili olmuştur
Prehistorik dönem insanı doğayı, doğum-üreme-ölüm gelişiminin düzeniyle değerlendirirdi. Doğanın bu gelişimi, onların törenlerine de yansır, her sonun bir başlangıç olduğu; yani her ölümün yeni bir doğumu, her doğumun yeni bir ölümü getirdiği inancı, insanların bu süreç için çaba göstermesini gerektirirdi. Doğanın bu düzenli gelişimi insanları “ritüel” denen oyunları oynamaya itmiştir. 

Mezopotamya’da İ.Ö. 3000 yılarında yapılan Tammuz törenlerinde, İştar’ın ölen sevgilisi tanrı Tammuz için yas tutulurdu. Tanrının heykeli karşısında ağıtlar söylenir ve heykel suyla yıkanırdı. Diğer adı Adonis olan tanrı Tammuz, doğumu ve ölümü simgeleyen genç bir tanrıydı. Dicle ve Fırat vadisinin bolluk getiren suyunun efendisine temmuz ayında düzenlenen bu törenler Mezopotamya için ilk oyunlardır. 

Eski Mısır’daki ilk gösterilerin tarihi günümüzden 5000-6000 yıl öncesine gitmektedir. Dört temel gösteri türünün olduğu anlaşılmaktadır. Bunlar İ.Ö. 4000-3200 arasındaki “Piramit Metinleri”, İ.Ö. 3100 yıllarında başlayan “Taç Giyme Şenlik Oyunları”, İ.Ö. 1868 yılındaki “Acı Çekme Oyunları” ve “Büyü-İyileştirme Oyunları”dır. 

Antik Yunan tiyatrosu ise uygarlık ve Hellen demokratik ruhu ile yakın ilişki içindedir. Tiyatro, şiir, felsefe ve görsel sanatlarda, yani görünüşte farklı ama gerçekte birbiriyle bütünleşmiş ve birbirine bağlı sanatlardaki heybetli canlılığın, kültürel monizmin belirgin bir ifadesidir. 

 
Toplam blog
: 8
: 769
Kayıt tarihi
: 13.05.08
 
 

Hayattayken yaşayalım (Dum vivimus vivamus) 1977 Zonguldak doğumluyum. Üniversiteye kadar ordaydım...