Toprağa açlık!

-Senin analık bahçedeki kerpiç duvarı yemekle meşgul, şuna bak!

…Zehra! Lütfen o sözcüğü kullanma; bedenim buz kesiyor!

-Ya ne diyecektim? Babanın karısı senin neyin olur?

…Ben ona abla diyorum! Karnı burnunda kadını rahat bırak, hamilelerin bazen bize acayip gelen davranışları olabilirmiş; kendi işimize bakalım bu ödevin yarına yetişmesi lazım!

-Huriye Abla! Kerpiç tuğlayı yıkamadan mı yiyorsun?

…Kes şunu Zehra! Akşama kabak benim başıma patlayacak!

Bir buçuk sene sonra: “Kızım şu çocuğun ağzı burnu kum içinde; elindeki aşk romanına dalmış gitmişsin yine, o da senin kardeşin neden dikkat etmiyorsun günah değil mi? Suya bir girip çıkacağım hemen gelirim, baban görürse ne olur biliyorsun!”

“ Selim’in karnı aç galiba önce karnını doyursaydın abla! Hem o kitap aşk romanı değil “Mavi ölüm” çok heyecanlı fantastik bir öykü istersen sen de oku!”

“Karşılık vermeyi kes! Çocuğa göz kulak ol!”

2008 Baharı Berlin: Kaliforniya Üniversite görevlisi (otuz yaşında) Sera Young imzalı bir açıklamayı okuyorum ve yıllar önce cereyan eden olaylar aklıma geliyor!

Yunancadan gelen şimdiye kadar hiç duymadığım “Geophagie” toprağa açlık; hamile kadınlar, küçük çocuklar ve hayvanlar âleminin et ve ot oburlarının iştahla yediği toprak çeşitleri; kil, kireç yemenin nedenleri, artıları eksileri, şaşırıp kalıyorum! Antarktika dışında; mide temizlemek, parazitlerden kurtulmak, mineral dengesini sağlamak( etle beslenenler) otla beslenenler için zehirli bitkilerin etkisinden arınmak amaçlı; tüm dünya toprağına açlık duyuyor!

Genelde dişi canlılar ve çocuklar toprak müptelası oluyorlar!

Komşumuz İran’da toprak ekmek satmak yasaklanmış lâkin pazarlarda hafif tuzlu ekmek bulmanız mümkün! Kutsal topraklarda da (Mekke) topraktan ekmek yapılıyor!

Aşırı derecede tüketildiğinde demir ve çinko eksikliği baş gösteriyor!

Erkek canlılar toprak yemeyi tercih etmiyorlar!

Bilirkişilerin yaptığı bu açıklama beni düşündürdü!

Toprakları uğruna; canlarını feda eden, kanlarını oluk oluk akıtanlar; topraklarını yemekten ziyade; hakkı olmayanlara yedirmemek için mücadele etmeyi yeğliyor olmalılar!

Ne dişisi ne erkeği; ne kurdu ne de kuşu yedirmezler sizlere bu toprakları; evli evine, köylü köyüne kimin evi yoksa sıçan deliğine!

Bir zamanların tekerlemesi, akşam saatlerinde…

İzmir 8.10.2008 Çarşamba