Toprak fetişizmi

Toprak fetişizmi insanlığın baş belalarından biridir.

Dünya tarihinine kabaca baktığımızda insan kıyımının, sürgünlerin, katliamların özünde "toprak fetişizmi" nin olduğunu görürüz..

Hitlerin kırımında, Stalin'in kıyımında harekete geçiren duygu, düşünce neydi?

Toprak fetişizmi!

Çocukluğumda, bizim köyle yakın bir köy arasında toprak kavgası çıkmıştı. Kavganın sonunda bir cinayet işlendi. Aradan geçen bunca yıla rağmen, bu iki köy arasındaki soğukluk sürer gider. Uğruna insan feda edilen toprak da toprak olsa bari, dağın eteğinde bir parça yer. Sonunda devlet orayı ağaçlandırma alanına çevirdi, kavgayı önledi. Anadoluda bu türden sınır kavgaları çok can almıştır, alıyor.

Toprak fetişizmi insanoğlunun zayıf karnı.

Bireysel de olsa toplumsal da olsa, bir karış toprak uğruna nice insan canı, nice insan kanı feda edilmekten çekinilmiyor.

Oysa, "mülk Allahındır." İnsana kalacak olan, yerin iki metre altında iki metrelik bir çukurdur nihayet.Tüm dünya benimdir diye, topraklara sarılanlar için de aynı olmadı mı?

"Mal da yalan mülk de yalan / Var biraz da sen oyalan" diyen Yunus'u duyuyoruz da anlıyor muyuz!

Toprak fetişizmi, insanlara yaşadıkları yeri dar ettiriyor. Din, ırk, ideoloji farklılıkları toprak fetişizminin kavga nedenleri oluyor. Dünya insanlara yetmiyor adeta.

Hocası Şeyh Edebali'nin Osman Bey'e tavsiyesine bir bakın: "İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.." diyor.

İnsanın olmadığı ya da insanı yok eden "toprak aşkı" saplantılı bir nevrotik haldir ki, daima uğruna kan dökülmesini ister..

Vatan sevgisi bu mudur? Vatan sevgisi, öncelikle vatan üzerinde yaşayan insanı, dini, ırkı, mezhebi, fikri ne olursa olsun sevgiyle, saygıyla, hoşgörüyle yaşatmak değil midir?

Üzerinde gezdikleri toprakları kendilerinin yarattığına inananlar, Allah'ın kullarına dünyayı dar ediyorlar.Sonunda kendileri de o "dar yere" gireceklerini bildikleri halde.

Vatanseverlik, "toprak fetişizmi" olmamalı. Toprak üzerinde insan varsa, vatandır!
İnsanı yok ederek vatan tutulmaz. Bırakın toprağın gerçek sahibi, kimi nerde yaratmışsa orada istediği gibi yaşasın.

Allah'ın mülkünde, hükümferma olmak isteyenler ancak zalimler olurlar.
Unutmayalım ki, toprağın üstündeki ömrümüz, altındaki ömrümüz yanında bir "an" bile değildir.
Bir "an" için, sonsuz bir ömrü feda etmek olsa olsa "ahmaklık" olur.