Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '10

 
Kategori
Mizah
 

Törkısh Neyşınıl Coografi :)

Törkısh Neyşınıl Coografi  :)
 

rehber abimizi öne alıyoruz. Evet mağara sizin abi.:))


Belgesel nedir ? Belgesel çekmenin amacı var mıdır ?

Evet vardır. Vardır ama size ilk başta bahsetmek istediğim bir mevzu var. Dün akşam evde oturmuşum kumanda elimde kanalları karıştırıyorum. Derken ; yerel bir tv kanalına gözüm takıldı durdum o kanalda. Bir belgesel çekimi vardı. 3 tane abim toplanmışlar, ormanda bir mağara bulmuşlar ve içine girip bize bilgi verecekler. Konunun derin içeriğine girmeden önce size belgesel hakkında kısa bir ana bilgi vereyim ondan sonra devam edeceğim.

Belgesel (dökümanter) deyimi “belgelerle ilgili, belgelerden oluşan, belgelere dayanan ” gibi anlamları dile getirdiği için kullanımı sadece sinemayla ilgili değildir. Belgesel film ise sinema içinde ayrı bir yeri olan ve çeşitli alt türlere ayrılan sanat dalıdır. Belgesel filmin oluşumunda iki önemli öğe vardır. Belgesel film yapımcısı bu iki önemli öğeyi kullanarak bir eser üreten sanatçıdır. Belgesel film, insanların hem zihinsel etkinliklerini, hem de duygusal etkinliklerini harekete geçirmeyi amaçlar. Bu amaç da yaşamın gerçekliğini sanat yoluyla ifade etmeyle gerçekleştirilir. Belgesel film yaşadığımız dünyanın gerçekliğidir. Yaşamın kendisidir.

Aslına sadık kalarak yeniden kurulmak yoluyla yorumlanan gerçekliğin bir yönünü akla ya da duygulara seslenecek biçimde film üzerine kaydetme yöntemlerinin tümü belgesel filmdir. Buna göre gerçeğe sadakat, belgeselin ayırt edici ve bu nedenle vazgeçilmez özelliğidir.

Belgesel sinemanın direği olan belgeler, belgesel filmlere malzeme olmakla, sürekli değişen, kaybolup giden değerlerin sonraki kuşaklara aktarılmasına, böylelikle toplumsal hafızanın canlı tutulmasına aracılık ederler.
Başka bir deyişle, tozlu raflarda, arşivlerde bekleyen belgeler ya da her gün baktığımız ama göremediğimiz yaşam parçaları, belgesel filmcinin onlara kattığı ruhla bir vücut bulur ve konuşmaya başlar.

Evet belgeselin ne olduğunu, nelere dayandığını kısaca öğrenmeğe çalıştık. Şimdi geliyorum esas mevzuya. Seyrederken resmen koptum ben. Ne zamandır kendime mizahi bir malzeme arıyordum. Ama bunu yerel bir kanalda bulacağımı tahmin etmiyordum. Sizi daha fazla meraklandırmadan hemen ivedi şekilde başlıyorum.

Başta da anlattığım gibi üç tane (bir tanesi kameraman ) birazdan süper komedi şov yapmağa başlayacak sevgili abilerim bir araya gelmişler , bize Ordu'nun Gölköy bölgesinde ormanda kimsenin bilmediği ilk kez bu kanalın görüntülediği ( onlara göre öyleymiş ) bir mağaraya girecekler ve bize mağara hakkında tafsilât ( bilgi ) verecekler. Ben heyecanla ve merak-ı edam ile bekliyorum acaba buradan ne çıkacak diye. Abilerim; yerler biraz çamurumsu olduğu için kirlenmemek adına paçaları çorapların içine sokmuşlar. Çoraplar olmuş top gibi ( burada bittim ben ) , ellerinde birer zopa :) sopa , iki tanesinin elinde el feneri kafalarında lastikli baş lambası tın tın tın ilerlemeğe çalışıyorlar. Belgesel çekiyorlar ama mağaranın nerede olduğunu üçü de bilmiyor.

_ Abi nerede mağara ya hala gelemedik ?
Valla buralardaydı ağam ya. Du bakiim şurdan mı gidiyorduk ? Bi git bakalım düz, buralarda olması lazımdı.
_ Kaybolmayalım bi de . Vatandaş bizden mağara bekliyor.
- Buluruz buluruz. Sen şöyle kaç bi bakiim hele kenara.
( dialoglar birebir gerçektir. )

Ara babam ara. İçlerinden bir tanesi güyâ rehber. Oranın yerlisi bir çoban abimiz. Ama aralarındaki dialog da mükemmel ötesi komedi. O sırada yürüdükleri zemin de biraz yokuş olduğu için seke seke gitmeğe salışıyorlar. Ama kıyafet de grand tuvalet beyazlar içinde. Sadece rehber abimiz biraz kırsal kıyafetler içinde. Sen düğüne mi gidiyorsun arkadaşım ? Giysene ortama uygun bir kıyafet. Kumaş pantolon -gömlek çıkmışın dağlara tepelere. Birazdan o beyaz gömleği görcem ben. Çamurkarası tekeler gibi olunca görürüm sizi.

Neyse efendim ; düşe kalka mağaranın ağzına geldiler benim neyşınıl coografi abilerim :) İşte başladılar mağara hakkında bilgi vermeğe. Şu anda bilmem nerdeyiz , yorulduk gelene kadar , öldük bittik filan derken hadi bakalım dinlendik içeri girelim dediler.

İçlerinden çok konuşan abim atladı en önden yürümeğe " Haydi bakalım Bismillah gidelim " diyerek. Tam önündeki yükseklikten bir adım aşağı inip adım atacaktı ki... Hoop abimiz bir sendeledi paldır küldür yerdeee. Elindeki fener fırladı 5 metre ileriye pantolon oldu leş , çamur...

Ama ben koptum ölücem gülmekten karnıma ağrılar girdi elimdeki kumandayı koltuğa vuruyorum... Ama bekliyordum böyle bir ekşın bu ekipten. Eşim geldi ne oluyor Gökhan neye bu kadar gülüyorsun diyor. Gel hanım gel yerel komedi filmi başladı sen de kırıl gülmekten. Ya abi insan o görüntüyü koyar mı ya ? İnsan onu montajla siler de rezil etmez kendini. Koca koca adamlarsınız. Yerden kalkmağa çalışıyor ama görmelisiniz halini. Gömleğinin cebinceki kağıtlar , sigara paketi ( marlboro ) kimlik filan hepsi yerde sergilendi.

- Aman aman abi naptın sen of of offff ?
_ Hoop ! Abi buraları daha bilmiyoruz acele etmesene.
__ Sevgili izleyenler teknik bir arıza oldu affınıza sığınarak rehber abimizi öne alıyoruz. Evet mağara sizin abi.

Teknik arıza ne abi ? Arıza sende. Sensin o sorun. Ne atlıyon bilmediğin mağaralara sazan gibi. Bak düştün rezil ettin bi de kendini. Tüh göynek de battı leş oldu :=) Yenge yaktı çıranı. Dialogları olduğu gibi yazmağa devam ediyorum.

Rehber abi : Efenim şimdi kameraman arkadaş arkamızdan yavaş yavaş gelsin, biz de usulca ilerleyelim.
_ Şimdi abi burasının yaklaşık derinliği ne kadardır boy olarak ?
Rehber abi : Valla bilmiyorum ama herhalde yaklaşık 500 metre vardır. Bi ilerleyelim görelim bakalım.

__Dear viewers can see the ceiling of the cave has stalactites. Suspended for the 500 - 1000 years may be a cave here. That is very old.
__ ( Sevgili izleyenler görüyorsunuz mağaranın tavanında sarkıtlar var. Sarkıt olduğu için 500 - 1000 senelik bir mağara olabilir burası. Çok eski yani. )

( hani neyşınıl coografi gibi geziyorlar ya abilerim İngilizce anlatım da olsa tadından yenmez bu çekim diye düşündüm ) ( yani sarkmasa onlar yepisyeni cillop gibi mağara mı yani burası ? ) :=))

Rehber abi : Şimdi abi burası çok alçak ilerleyelim mi ileri ? Yalınız biraz çömmemiz lazım yoksa kafaları çarparız. Bi 5 metre sonra mağara normal ayağa kalkacak kadar yükseliyor baksana.

( Now this is too low, and proceed. Did he forward brother? If there is only a little heads need to multiply çömmemiz. Bi is rising up to 5 feet will stand up normally look after the cave )

__ Yürü yürü devam et. Zaten üstümüz başımız battı baksana.

Rehber abi : Tamam. Ama kameraman arkadaş burada kalsın. Bizim gibi eğilip geçemez burdan. Burda kalsın bizi çekmeğe çalışsın.

__ Sen burda kal kameraman, biz şimdi dönüyoz.

( La onun adı yok mu ? Niye çocuğu kameraman diye genelliyosun. O da insan. Yapmasana böyle sen )

Kameraman : Tamam abi ben burdayım.

O sırada rehber ile bizim komik abi iyicene çömelip kafalar bacaklarının arasında ıkına sıkına ördek yürüyüşü gibi gitmeğe çalışıyorlar derken... Taak rehber kafayı vurmasın mı tavana... o benim tükendiğim ve artık çay içerken çayı üstüme devirdiğim andı... yandığıma mı yanayım rehberimin kafayı yarışına mı ? :=)) ya bu nedir rüya mı yoksa bir insanlığın tükenişi mi ? :=))) yarıldım yaa.

__ Aman aman abi napıyon ? Vurdun ya kafayı taşa. Bant var mı bant ? Yapıştıralım .

Rehber abi : Yok yok bişey olmaz geçer şimdi.

Tam ayağa kalkılabilen yere gelip biraz orada takılmağa başladılar, O sırada da yanlarına gidemeyip söz dinleyen kameraman boş boş etrafı çekmeğe başladı. Delik , yerdeki taşlar filan çekiyor işte. 1-2 dakika sonra geri dönüyor abiler. Ve dedikleri aynen şu :

__ Siz göremediniz ama ilerde hiç bişey yok. Boş mağara işte. Sarkıtlar filan. . . Değil mi rehber abi ?

Rehber abi : Eee evet , içerde bişey yok. Çıkalım.

La madem ki içerde bişey yok, canlı olmayan bi çekimi neden kanalda yayınlıyorsunuz ? Niye bizi burda fıtık ediyonuz. Allah Allah yaaa...

__ Haydi çıkalım bu kadar işte. Sevgili izleyenler hava da karardı sanırım akşam oldu. Sizlere buradan çok eski bir mağarayı tanıtmağa çalıştık. Hepiniz sağlıycakla kalın. Kameraman sen de burda bişeyler çekseydin.

Çekim bitiyor mağaranın çıkışına doğru ilerliyorlar ve ne görelim ?... Hava daha kararmamış cıpcınlak dışarısı aydınlık. Meğerse bizim abimiz mağara karanlık olunca akşam oldu sanmış. Siz şaka mısınız abi ya ? Gerçekten size bu çekim görevini kimler bahşetti ? Dumur üstüne oturdum bekliyorum düşünceli. . . Yazımın sonunda abim yine çıkarken bombayı patlatıyor.

__ Aha akşam olmamış. ? Ben de sandım akşam oldu içersi karanlık olunca. Ha ha ha ha ( gülüşüyorlar ) Kapat olum kapat kamerayı artık bitti çekim...

diyor ve görüntü pat ! diye kapatılıyor arkasından reklamlar... dırı nını dır nını Kanal Bimem neeeeeee ... Ayrılamıycaksınız bizden...

Artık ben bişey diyemiyorum. Yurdum insanının belgesel çekimi böyle olur...


BİZDEN AYRILMAYIN...

 
Toplam blog
: 749
: 1983
Kayıt tarihi
: 11.10.07
 
 

Yazmanın hayatın akışının bir parçası olduğu kanısındayım. 6 Mayıs 1982'de doğdum ve İstanbul Kar..