Trabzon'da vicdanların seçmeni üzgün!

Trabzon’da sonuçlanan yerel seçimler uzun süre tartışılacağa benziyor.

Halkın sevgi ve güvenini kazanan Başkan Canalioğlu’nun, seçimde başbakan, bakan ve 6 milletvekilinden oluşan “dişli” rakiplerine yenilmesi sevenlerini üzüntüye boğdu.

Trabzonlular; cenazelerinde, düğünlerinde, belediye ile olan sorunlarında çal kapı ulaşabildiği belediye başkanları için gözyaşı döküyorlar.

Başkan Canalioğlu ile yaşamı paylaşan onbinlerce Trabzonlu, kendi şehrinde bundan sonra bir tür “gurbetçilik” yaşayacağı duygusuna kapılmış durumda.

Şurası bir gerçek ki, insan her seçimde yeni şeyler öğreniyor, yeni tecrübeler kazanıyor.

Bu seçimde daha önce yaşamadığımız boyutta ve örnekte seçim taktiklerine tanık olduk.

Seçimin galibi Bakan Özak için pek çok kişi, “ Trabzonspor’da ve bakanlığında göstermediği performansı, Trabzon’daki yerel seçimlerde gösterdi.” değerlendirmesini yaptı.

Sayın bakan; çağdaş bilgi teknolojilerini, anket tekniklerini, iletişim sistemlerini profesyonel ekipler marifetiyle ustaca kullandı ve başarılı oldu.

Seçim süreci sırasında Trabzon’da dikkatimi çeken bir “faaliyeti” sizlerle paylaşmak istiyorum.

Trabzon’un merkezinde, Ocak ayı başlarında masum görünümlü bir anket çalışması yaptırıldı.

“Ana ve çocuk sağlığı” konusu etrafında hazırlanan ve ev kadınlarını hedef kitle seçen bu anket formu oldukça ilginçti.

İstanbul’daki bir kuruluş adına yaptırıldığı söylenen ankette, kadınlara, sağlıkla ilgili birkaç sorudan sonra “Türkçeden başka dil kullanılıp kullanmadıkları”, “Belediye başkanının hizmetlerinden memnun olup olmadıkları”, “hangi partiye oy verdikleri” gibi alakasız sorular soruldu.

Onbinlerce evden toplanan, üzerlerinde açık adresleri ve telefonları bulunan bu bilgiler üzerinden, seçimlerde kullanılmak üzere ciddi bir veri tabanının oluşturulduğuna inanıyorum.

Şehrin önemli ölçüde siyasi ve sosyal haritası anlamına gelen bu bilgilerin, bu veri tabanının yerel seçimde nasıl değerlendirildiğine zaman içinde tanık olduk.

Hangi seçmenin ne tür araçlarla “ikna” edileceği, sağ siyasetin kadim yöntemlerinin nasıl ve kimlere uygulanacağı başarılı bir şekilde ortaya konuldu.

Halkın sevgisinden kendisine bir veri tabanı oluşturan Başkan Volkan beyin ise, seçmenlerine sunacağı ne parası ne de hediyeleri vardı.

Bir Trabzon çocuğu olarak sevgisini, kalbini, alçakgönüllülüğünü, dürüstlüğünü, yönetimde adaleti, paylaşımcılığı, Trabzon sevdasını, inançlara ve fikirlere saygıyı seçmenin önüne koydu.

Binlerce insan bu değerler sistemini kazandırmak amacıyla gönüllü çalıştı.

Ama her seferinde parasızlığın, ya da paranın “satın alma” gücü karşısındaki çaresizliği, umutsuzluğu yaşamak zorunda kaldı.

Başkan Canalioğlu’nun “gönüllerin başkanı”, şehrin abisi olduğuna dair varolan yaygın yargıya ben de katılıyorum.

Seçim sonuçlarının ardından “gönüllerin başkanı” için gençlerin, kadınların, koca koca adamların, basın çalışanlarının, sivil toplum örgütü yöneticilerinin döktüğü gözyaşlarının gelecekte elbette bir anlamı olacaktır.

Seçim sonucu ne olursa olsun, kazanan Volkan bey ve onun savunduğu ilkeler, insanlık değerleri, sevgi ve paylaşım duygularıdır.

Seçimde Volkan beyi geçenlerin, gerçek bir sevinç, bir galibiyet duygusu yaşayamaması da belki bu yüzdendir.

Vicdanlarla cüzdanların savaşında, cüzdanların galibiyetinin hiçbir zaman tarihsel hükmü olmamıştır.

Umarım Volkan beyin Trabzon’da ekip suladığı sevgi, barış ve huzur ortamı, küçük hesaplar ve çıkarlar için heba olmaz.

Trabzon’daki örgütlü kesimler, sokakları arşınlayanlar, lokal ve kafe müdavimleri, bilim ve sanat insanları gibi sosyal hayatta etkin 50 bini aşkın seçmen, yeni belediye yönetiminden bu düzenin devamını isteyeceklerdir.

Demokrasinin umut yolculuklarından biri olan yerel seçimlerin, Türkiye ve Trabzon için yararlı olmasını diliyorum.