Trabzonsporu bu kadar ezdirmeyin!

Tuhaf günler yaşıyoruz. Bir zamanlar “asla” olamaz gibi görünen şeyler bugün günlük olağan işler haline geldi. Her şey madde, her şey puan, her şey rating.

İşler dayatma, aba altından sopa gösterme ve açık tehditle hallediliyor. Bu, toplumu daha çok geriyor ve her kesimde “hakkı hakkını alamıyor” görüşü gittikçe daha derin olarak yerleşiyor. Bunun yerleşmesi insanları daha hırçın hale getiriyor ve bu kısır sarmalda işlerimiz her gün daha kötüye gidiyor.

Bu işler nasıl düzelir, toplum nasıl yatışır, toplumda adalet duygusu nasıl yerleşir?

Eğitim deseniz halen yetişkin olan nesiller için çok geç. İşe ilk okuldan başlamalısınız ve şimdi başlasak onbeş yıldan önce sonuç alamazsınız.

Ya da bu andan itibaren yöneticilerimiz kuralları adalet duygusu içinde her kese hak ettiği şekliyle uygulamaya başlayacak. Bu kurallar yetersizse yeni kurallar oluşturacak.

Unutmayın ki bu aşamaya rakiplere atılan taşlardan sonra "ne olmuş ki, magnumla mı ateş edilmiş" sözlerinden dolayı da geldik.
Bu 3 puanı vermek Trabzon'a fayda değildir. Seyirci bir yerden ötesinin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmelidir.

Kurallar belli, saha güvenliği sağlanamadığı için yarım kalan maçta “skor ve sürenin ne olduğuna bakılmaksızın” güvenlikten sorumlu takım, yani ev sahibi hükmen yenik sayılır.

Yarım kalıp, baştan veya kaldığı yerden oynatılan maçlar doğal nedenlerden dolayı yarım kalan maçlardır.

“Geçen yılki Galatasaray Fenerbahçe ve evvelki yılki Denizlispor Fenerbahçe maçlarında neler oldu ama maçlar tamamlandı” derseniz haklısınız, o maçların tamamlanması hata idi. Her iki maçın hakemi de (birisi zaten yine Bülent Demirlek) maçları tatil etme iradesini gösteremediler. Ama yanlış hep tekrarlanacak diye bir şey yok ve bu sefer hakem doğru olanı yaptı.

Trabzonspor, yaşanan diğer iki yakın örnekte veya en azından birinde “mağdur” pozisyonda olsaydı isyanı bir ölçüde haklı bulunabilirdi ama o maçların mağduru Fenerbahçe’ydi ve Denizlispor Fenerbahçe maçının olağanüstü koşullarda oynanması Fenerbahçe’ye sadece bir şampiyonluğa değil, 4 yıllık (belki de daha fazla) şampiyonluk serisi rekoruna mal oldu.

Aman Tanrım, Trabzonlulardan neler duyuyoruz:

puanımızı versinler, her cezaya razıyız, hükmen yenilirsek federasyona desteğimizi çekeriz (Haluk Ulusoy diyet borcunu ödemeli)bu maç Trabzonun dostunu düşmanını göstermiş (kurallara göre hükmen mağlubiyet olmalı diyenler düşman),

Trabzonspor’lu yönetici ve taraftarların hala “3 puan peşinde” başvurduğu taktikler ve oluşturduğu baskı beni utandırıyor.

Yeter! çoluk çocuğunuza, hemşerilerinize ve tüm Türkiye’ye çok kötü örnek oluyorsunuz. Ezdirmeyin kendinizi bu kadar.

Ben yerinizde olsaydım, Futbol Federasyonunun basireti bağlanıp bu üç puanı bana vermesin diye dua ederdim, uykularım kaçardı.

Bu ayıpla yaşayamazsınız ve bu 30 yıl sonra bile yüzünüze vurulur.