Treni kaçırmışların derbisi

Bugün oynanacak Galatasaray-Fenerbahçe derbisi için hiç kimseyle aynı görüşte değilim.

O mu kazanır, bu mu kazanır geyikleri beni hiç ilgilendirmiyor. Oynanmamış maç, kazanılmamış maçtır tezi bir yana, ne bu Galatasaray’ın, ne Fenerbahçe’nin, normalde birbirlerine üstünlük sağlayacak güçleri yok.

Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir. Şampiyonluk şansını, bu iki takımın birbirini yenmesiyle devam edeceğine inananlar yanılıyor. Onlar tembel Ağustos böceği gibi bütün sene şarkı söylediler, şimdi puana açlar. Karıncalar puanları stokladı arayı açtı.

Eğer derbi kazanarak şampiyon olunsaydı, ilk devre hem Galatasaray’ı, hem Beşiktaş’ı yenen Fenerbahçe’nin şu an ligin başında olması gerekirdi ama bakın Fenerbahçe ligin son sırasında yer alan 3 takım Ankaragücü, Kocaeli ve Hacettepe’ye 5 maçta 7 puan kaybetmiş.

Ne Galatasaray, ne Fenerbahçe iyi top oynayamıyor, güven vermiyorlar. İkisi de son haftalarda kolay gol yiyip, zor gol atıyorlar.

Fenerbahçe’nin kalan 7 maçı, Galatasaray’a göre çok daha zor ve 1 deplasmanı daha fazla.

Fenerbahçe ligde formalite maçları oynuyor. Sivas veya Beşiktaş’tan birisinin, dünkü zor galibiyetlerinden sonra şampiyon olacağı gün gibi ortada. Üstelik her ikisinde tartışılan ama bu hep bu iki takım lehine olan hakem hataları giderek artmaya başladı. Bazıları buna ''kollanma'' diyor.

Galatasaray kazanmak zorunda. Çünkü UEFA ya katılması için puanlar lazım. Arkadan Bursa da gelmeye başladı. UEFA’ya Türkiye bu yıl 3 takımla katılacak ama farklı olarak bu yıl hepsi puan cetvelindeki sıralamasına göre ön eleme maçları oynayacaklar.

Kazanma mecburiyeti, saha ve seyirci Galatasaray’a avantaj gibi gözüksede, seyirci baskısı ve bu mecburiyet ağır gelebilir, oyun disiplinini bozabilir. Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’la beraber muhtemel kupa finalisti olması, rahat futbol oynaması için bir etken. Her halikarda Beşiktaş’ın 2. dahi olsa Şampiyonlar ligine gidecek olması, Fenerbahçe’yi rahatlatıyor. Galatasaray’a göre en ezından bir garantisi var. Zaten her maç o kadar rahat oynuyorlar ki, attıkları bir golün üstüne 2.sini ilave etmeyi bile beceremiyorlar.

Gönlüm elbette Fenerbahçe’nin kazanmasından yana. Kazanıp da bir halt olacağından değil tabi ki , onlar bu işi çoktan kaybetti. Kocaeli ve Bursa maçlarının son 3 dakikalarında giden 5 puanı burdan alabileceğin 3 puanla telafi etmek mümkün değil. Keza Galatasaray, sahasında 10 kişilik Eskişehirspor’a yenilirken bitimişmişti umutlarını . Maç ezeli rekabetten başka bir şey ifade etmiyor. O da taraftarlar için.

Maç bir de berabere biterse, beraber yürürler artık bu yolda, beraber ıslanmış olurlar yağan yağmurda, İkisinden de bir şey olmayacağı açık seçik, kabak gibi çıkar ortaya.

Beşiktaş ile Sivas’ın arayı 8-9 puan açıp, kendilerini Trabzon’la beraber 3. lük mücadelesine bıraktıklarını onlar da biliyor.

Geçmiş olsun, Ezeli rekabet derbisidir bu ancak.

Kazanan, sadece kafdağının arkasındaki umutlara sığınarak biraz vakit kazanır, biraz da itibar, taraftarın gönlünü alır hepsi o kadardır.

Bu derbi’nin benim lügatimdeki adı ‘’Treni kaçırmışların derbisi’’ dir,

Kazananın iddiasını devam ettireceği, inanmak isteyenin kendini avutacağı tatlı bir yalandır.