TT Arena’dan ekranlara ‘malzeme’ çıkar mı?

Biz bize benzer, bize gelenleri de bize benzetiriz!

Örnekler, o kadar çok ki, saymakla bitmez. Ama kimileri olmadık yerde “biter”, işleri karıştırır; bazen “kurtarıcı”, bazen “doğrayıcı” olur. Bazen “bitti” sanılan, “bitmez”...

Maç biter, ne hikmetse, futbolun “nasıllığı” az konuşulur; “kapsam dışı” kalır. Konuşulan bölümü de, çoğu yerde “magazinsel düzey”de olduğundan, kimilerinin ekranlarda kafa bulmasını sağlar.

Laf lafı açar, kimi ağızlardan çıkanlar,  “ciddi” sayılan  “sesli”, “görüntülü”, “yazılı” kesimlerde bile yer bulur. Laflar, “şok yorum” diye sunulur. “Laf edenler"den kimilerinin söyledikleri, söyleyenleri, deyiş yerindeyse, “kahin” yapar; ilahlaştırır.

*****

Futbolumuz içeride ve dışarıda ne alemde?

Tek puan aldığımız üç maç sonrası söylenenlere bakılırsa, gelecek için yatırım sözleriyle, umut dağıtılıyor. Türkiye Futbol Direktörü unvanı verilen Fatih Terim’in “neşter vuracağından” söz ediliyor.

“Yeni jenerasyon”, gelecekte, uluslararası maçlarda bizi sokaklara dökecek!.

“Proje”ler hazır olmalı!.

 “Yabancı kontenjanı”yla ilgili kararla “devrim” yapılacak/mış!

Başka “devrim”lere hazır olun!

“Yakın gelecek” için umut var mı yok mu?

TT Arena’daki “derbi”nin araya girmesi, uluslararası düzeydeki “bozgun”un konuşulmasını erteletir mi?

Niye ertelemesin ki?

Fenerbahçe-Galatasaray maçları demek, “gerilim”, “kavga gürültü”, “küfürsel gösteri”, kimi futbolcuların “şov”u... demek. Böyle olunca da, kimi “kalem”ler, haber adı altında, “derbi”den iyi “malzeme” çıksın, ekranlara, sayfalara... yansısın diye “katkı”da bulunuyorlar. Takımlarda şu ya da bu nedenle sivrilmiş futbolcuların üzerinden “nokta atış”ları yapılıyor.

Amaç?

“Derbi” şenlensin, kavgaya dönüşsün!.. Dönüşsün ki, her ağzını açan, çenesine güvenen, kalem oynatan; hünerini göstererek, “çıkan malzeme”den iyi satış yapacak “mal” üretsin!.

*****

TT Arena’da Galatasaray-Fenerbahçe maçı var.

Hakem, Cüneyt Çakır.

O Cüneyt Çakır ki, yurtdışında beğenilen bir hakem. Gel gör ki, içerideki maçlarda, yurdumun suyundan mı havasından mı nedir,  ona da bir “haller” oluyor.

Şimdi gözler, hakem olarak Cüneyt Çakır’da. Futbolcu olarak da, oynarsalar, Başkan Ünal Aysal’ın “moral” aşıladığı Melo’da, Volkan Demirel’de ve de bir zamanlar Galatasaraylıların sevgilisi olan Emre’de ve ...

Ekranlara “malzeme” çıkacaksa, özellikle bunlardan çıkabilir.

Maç, kavgasız gürültüsüz, tartışmasız bitti, diyelim. O zaman, ekranlar “malzemesiz” kalır sanmayın. Nasıl olsa bir şey bulunur. Sözgelimi, ağır çekimde bile, kesinlikle “şu” denemeyecekler, “al geri, ver ileri” yönetimiyle, maçın önüne geçer. “Mimli sayılan” birinin ya da bir başkasının, kameralara yansıyan “doğal görüntüsü”, “mesele” yapılır.

*****

Tribünlerinden hiç söz etmedik.

Gerek var mıydı?

Onlar, kendilerinden söz ettirsinler bakalım.

Fenerbahçe-Galatasaray maçlarının nasıl olacağını, maçtan sonra da nasıl olduğunu yazmak o kadar kolay değil!.

Ama biz işin kolayına gittik, uzaktan baktık, başka “tel”den çaldık!.

Bizimkisi böylesi bir “çalmak”, diyelim ki, başkaları, başkasının hakkını “çalma”sın yeter!

Son söz:

Bir maçtan söz ederken, kazanan için “hakkıyla”, “bileğiyle” ya da her ikisine de helal olsun demek, bir futbolsevere ne rahatlık verir!