Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '10

 
Kategori
Tiyatro
 

Tufan Karabulut’un sahnelere veda etme zamanı gelmiş. ‘Kurgu’

Tufan Karabulut’un sahnelere veda etme zamanı gelmiş. ‘Kurgu’
 

Tiyatro Fora 'Kurgu'


95 yılında ‘Tekrar Çal Sam’ ile perdelerini açan Tufan Karabulut yönetiminde ki Tiyatro Fora, ‘Kurgu’ adlı yeni oyunuyla geçtiğimiz günlerde Muammer Karaca Tiyatrosunda gala yaptı. Neena Beber’e ait eser, arkadaşlık ilişkilerinin sorgulandığı, aşk kavramının tartışıldığı hafif bir eser. Bu hafif eserde Tufan Karabulut’a Arda Kavaklıoğlu ve Yeşim Alıç eşlik ediyor.

Paul (Tufan Karabulut)’un çocukluk arkadaşı olan Dave (Arda Kavaklıoğlu)’nin bir otel odasında ölmesine razı olmadığından evinde yaşamasına izin verir. Dave’nin manik depresif (iki uçlu durum bozukluğu - kişilik bozukluğu) hastalığı vardır. Paul, sevgilisi Karen (Yeşim Alıç)’i birlikte yaşamaya ikna eder. Dave, Karen’i görür görmez âşık olmuştur. Paul’un ilgisizliği yüzünden Karen her geçen gün Dave’yle yakınlaşmaktadır. Paul sinema okumuştur. Dave’deki manik depresif ruh halini kameraya çekmek ister. Bu ‘samimi filmi’ ‘Kurgu’layarak film yapma hayali vardır. Tabii işler istendiği gibi gitmez. Dave’nin hastalığı son noktaya gelmiş ve hastaneye kaldırılmıştır. Karen’de Paul’dan ayrılarak Dave’yle birlikte olmaya başlamıştır. Velhasıl kelam Dave final için kamerayı Paul’dan ister ve kendince bir final yapmak isteyerek oyun son bulur.

Arda Aydoğan bir psikolog. Manik depresif Dave rolünü çalıştıran, aynı zamanda proje tasarımcısı. Peki, soralım Sayın Aydoğan’a, bu oyun bize neyi anlatıyor? Bu sorunun sorulması gereken kişi belki Arda Aydoğan değildir. Bu soruyu oyunun yönetmeni, aynı zamanda başrol kahramanı Paul’a hayat veren Tufan Karabulut’a sormak lazım.

Sayın Karabulut’a soralım o zaman.

‘Kurgu’ adlı oyun bize neyi anlatıyor?

Oyunun önermesi ne?


Bu oyunu seçmenizdeki temel etken nedir?


Çok uzun olan bu metni neden budama ihtiyacı hissetmediniz?

Metin çözümlemeden anladığınız şey bu mu?

Karakter tahlili böyle mi çıkarılır?

Peki, Paul’un anlatıcı rolüne büründüğü sahnelerdeki o ses tonu nedir? Flash Tv’de canlandırmalardan oluşan filmlerdeki kötü adamlar gibi çıkardığı o ses tonu neyin nesidir Allah aşkına? ‘Bakalım biraz sonra ne olacak’ moduna bizi sokarak oyunu izlenilmez kılmasının altında yatan bilinçaltını sorgulamak gerek!


Tufan Karabulut her şeyden önce iyi bir akademisyen. İstanbul Devlet Konservatuarı’nda okuyan öğrencileri tarafından çok sevilip sayılıyor. Buna bir sözümüz elbette olamaz. Ne var ki oyunculuğu ve yönetmenliği, akademisyenliği kadar başarılı değil.

Nedenine gelince. Öncelikle oyun konusunda başarılı bir seçim yapamamış. Haydi, bunu seçti veya seçmek zorunda bırakıldı diyelim. Bu kadar basit ve hafif bir eser için hiç ama hiç zaman ayırmamış. Hareketten çok söze dayalı bu tür oyunlar bıçak sırtıdır. Sonu belli bir metin olduğunu bildiği halde oyunun seyri içerisinde seyirciyi doruk noktası ulaştıracak, merak duygusu uyandıracak o atmosferi yaratamıyor. Metin bize bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama nedense oyunculukların böyle bir sorunu yokmuş gibi görünüyor. Kısacası oyun başladığı gibi bitiyor.

Sayın Karabulut’un oyunculuk ve ses tonu konusunda sıkıntıları var. Kız arkadaşı Karen’le olan ilişkisi neyse arkadaşı olan Dave’yle de aynı. Tek düze. Oyunu özümseyememiş. Ruh değişimlerine girememiş. Karakterini üzerine giyememiş. Konuşma tonuyla ilgili ciddi bir eğitim alması gerekiyor bu eğitmenin.

Anlaşılan o ki rolünü benimsemediği veya sevmediği için zorlama veya yapay bir oyunculuğa girişmiş. Mekanik oyunculuk sergileyerek Paul karakterini hemzemin etmiş. O da yetmemiş bu oyunla Kültür Bakanlığı’ndan maddi destek almayı başarmış.

Oyunculuk ve yönetimdeki başarısızlığı dekor ve kostüm tasarımına da yansımış. Muammer Karaca Tiyatrosunun o koca sahnesine kurulan dekor, sahnede maket gibi kalmış. Bir koltuk, bir masa ile işi kurtarmaya çalışmış. Bu ‘nezih’ insanların oyun boyunca kıyafet değiştirmemesi de çabası. Kısacası sahne coğrafyasından yararlanmayı başaramamış.

Ne oyun seçimi, ne oyun yönetimi, ne oyunculuk, ne dekor, ne de kostüm tasarımı olmamış. Olmamış Sayın Tufan Karabulut, olmamış.

Üzülerek belirtmeliyim ki, Sayın Karabulut tiyatro sahnelerinden uzaklaşarak okulda ki eğitmenliğine devam etmeli. Eğitmenlikten kazandığı parayla geçinmesi ‘Tiyatro’ adına daha hayırlı olacaktır.

Dave rolünde Arda Kavaklıoğlu, hastalıklı ruh halini başarıyla sahneleyerek oyunu ateşleyen isim olmuş. Tek düze süren oyunda başarılı oyunculuğuyla, oyunu yer yer izlenir kılan isim olarak öne çıkıyor. Tüm sahne olanaklarını başarıyla kullanan Arda Kavaklıoğlu, performansıyla gecenin en başarılı ismi oluyor.

Karen rolünde Yeşim Alıç, güzelliği ve fiziğiyle oyun boyunca tempolu bir oyunculuk sergiliyor. Ani ruh değişimleri, ses ve vücut kullanımındaki dengesi oyunculuktaki başarısını göklere çıkarıyor.

Yüksel Aymaz’ın ışıkları, oyun boyunca gücünü gösteriyor. ‘Yabancılaştırma efekti’ özelliği sağlayan ışıkları, oyunun sözcüsü konumunda. Başarılı tasarımcının seçkin renk tonlarıyla bizi oyundan uzaklaştırıp oyun izlediğimizin farkına vardırması takdire şayan.

Duyduğuma göre oyunun patent hakları Türkiye ayağında Tiyatro Fora tarafından alınmış. Bu sayede oyun, Tiyatro Fora dışında 2 yıl boyunca hiçbir ekip tarafından sahnelenemezmiş. Bu, iyi bir haber.

Oyunu başka ekip tarafından sahnelenmeyecek olması en azından diğer tiyatroların bir an gaflete düşerek sahnelemesini engellemiş.

Oyunun hiçbir alanında teşekkür edemediğim bu usta eğitmene en azından bu nedenle teşekkür etmiş olalım.

Peki, bu oyunun hiç iyi bir yanı yok muydu derseniz, sadece Arda Kavaklıoğlu ve Yeşim Alıç’ın bireysel performanslarına tanık olmaktır diyebilirim.

OYUNUN KÜNYESİ:

KURGU / Jump/Cut

Yazan: Neena Beber
Çeviren: Eda Söylerkaya
Yöneten: Tufan Karabulut
Dekor-Kostüm: Tufan Karabulut
Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz

OYNAYANLAR
Paul: Tufan Karabulut
Dave: Arda Kavaklıoğlu
Karen: Yeşim Alıç

Proje Koordinatörü: Arda Aydoğan
Reji Asistanları: Bengü Ergin-Ayşen Gürlek Işık Tasarım Asistanı: Alev Topal
Işık Realizatörü: Erhan Altınbaşak
Sahne Teknisyenleri: Gökhan Yıldırım
Barış Tuğsan Gür
Grafik Tasarım: Deniz Şensöz Fotoğraf: Erhan Kaya

 
Toplam blog
: 73
: 10115
Kayıt tarihi
: 24.02.07
 
 

Tiyatro eğitimi için 3 bölgede yaklaşık 35'e yakın şehirde bulundum. 1999 yılından itibaren Tiyatro ..