Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '09

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Tüketici ve varsayılan hakları

Tüketici ve varsayılan hakları
 

Tüket, tüketebilirsen.


Geçen sene bu zamanlar, Nike firmasının ürünlerini satmaya lisansı olan bir mağazadan alışverişte bulunmuştum. Yaklaşık 2 hafta sonra ayakkabılar arkadan vurmaya başladı. Aldığım yere tekrar gittim ve durumu olduğu gibi anlattım. Hatta bununla da yetinmeyip, ayağımdaki yarayı gösterdim. Yetkili "Ayakkabıları bırakın, yarın alın" dedi. Dediği gibi de yaptım. Ertesi gün aldım ve 2 gün sonra aynı olay yine nüksetti. Tekrar götürdüm, yine tabana astar koymaktan öte gidemediler.

İyi bir hazırlık yapıp 3. kez gittim. Dik bir duruşla, "Sanırım bu olayı kaymakamlıkta çözeceğiz" dedim. Yetkili masumane tavrıyla "Tabiî ki, bu sizin en doğal hakkınız" dedi. Ekledim: "Ayakkabıları bırakıyorum ve Nike dışında hiçbir muhattap kabul etmiyorum. Siz bir şey yapmayacaksınız, değişim için onlara göndereceksiniz."

1 ay sonra mağazaya telefon ettim ve ürünün âkıbetini sordum. Nike'tan kabul mektubu geldiğini, istediğim zaman gidip ürünün değerinde alışveriş yapabileceğimi söylediler. Fakat ben Nike'a ürünü göndermekle yetinmeyip, kaymakamlığa da şikâyette bulunmuştum. Eğer Nike değişim kararı vermeseydi, kaymakamlıkta yanlış uygulamaların hesabını veriyor olacaklardı.

Olaydan sonra birçok kişiyle görüştüm. Hepsinin ortak görüşü neydi biliyor musunuz? "Ben olsam hiç uğraşmam, ayakkabının ayağımı incitmesine katlanırdım. Nasıl olsa bir zaman sonra gececekti." Bu şuna benziyor: Köpekbalığı ve ona yem olacak bir balığı aralarında cam bulunan bir havuza atıyorlar. Köpekbalığı aç, küçük hayvansa korkudan köpekbalığına yaklaşamıyor.

Köpekbalığı birçok deneme yapıyor ama bir türlü diğer tarafa geçemiyor. Çünkü aradaki cam buna müsade etmiyor. Epey bir zaman sonra aradaki camı alıp, küçük yemi tekrar havuza atıyorlar ve bakıyorlar ki, köpekbalığı diğer tarafa geçmek için hiçbir çaba göstermiyor.

Size bir şey sorabilir miyim? Nike gibi büyük firmalar aslında en çok neyden kazanıyor biliyor musunuz? Kaliteden, isimden, modelden vs. Elbette bunların da etkisi yadırganamaz. Lâkin Nike gibi büyük firmalar en çok müşteri haklarından kazanıyorlar. Bunu da işte bu değişmelerde, en çok da verdikleri fişin üzerinde yazan "Firmamız kararsız kaldığı her durumda müşteri leyhine hareket etmeyi prensip edinmiştir" detayına girerek sağlıyorlar.

Türkiye'de bu hak var mı diyecek olursanız, var ama yok! Şöyle var: Her kaymakamlık bünyesinde "Tüketici Hakları Hâkem Heyeti" bulundurmak zorunda. Şöyle de yok: Bu heyete başvurduğunuz takdirde 3 ay toplantı, 1 ay mevzuat, 15 gün de uygulama için beklemek zorundasınız.

Bugün alışveriş yapmak istemediğim büyük bir markete girmek zorunda kaldım. Bir ürün alıp, kasaya bıraktım. Kasa personeli alıp son kullanma tarihini inceledi. Bu bana açık bir mesajdı: Sizi umursuyoruz!

Ben de diyorum ki, kendinizi umursayın.
 
Toplam blog
: 16
: 560
Kayıt tarihi
: 10.03.09
 
 

Bursa'da öğrenim hayatını sürdürüyor. Henüz hayatının baharında olmakla birlikte, hayatı ve kendini ..