Türban meselesi

Türbana farklı bir bakış

Türban konusunda bilinçli ve bilinçsiz sayısız yorum yapıldı. Peki bu problem nasıl çözülecek.
İşin ilginç yanı, üniversiteye girmenin çok zor oldugu, hatta bitirip iş bulmanın daha zor olduğu bir ülkede, bu problemleri nasıl çözeriz diye düşümesi gereken herkes, başta TBMM bütün işini, gücünü ve enerjisini türban konusuna adamıştır. Sanki öncelikli ülke sorunları çözüldü.

Ayrıca kaçımız müslüman ülkelerin dünyanın en geri kalmış, en karışık, istikrarsız ve ekonomik olarak kalkınamamış olmasının sebeplerini araştırdı. Sebep müslüman olmak mı? Kesinlikle değil. Sebebi içimizdeki misyonerler.

Halbuki İslam dini araştımayı, gelişmeyi, güleryüzü, hoşgörüyü kardeşçe yasamayı anlatır.
Türban serbestliği konusu ülke gerilmeden çözülmesi gereken bir konuydu şimdiye kadar fakat bu problemi çözme işinin AKP tarafından üstlenilmesi durumu biraz daha karmaşık hale getirmektedir.

Şahsi fikrim türbanli öğrenci üniversiteye girebilmeli. Bizim ülkemizde demokrasi anlayışının tam oturmamış olmasıda bu sorunun çözümüne engel. Demokrasiyi dünyada en iyi uygulayan ülke (kendi topraklarında) olan ABD'de isteyen istediği şekilde girebiliyor. Çünkü onlar için bir insanın dini inancı değil beyninin içindekiler önemli.

Beni üniversitede bir türbanli görmek rahatsız etmez, aynı zamanda haç kolyesi takan bir gençte rahatsız etmez. Hatta gönül ister ki ben bir türbanlıyla, ateistle, hristiyanla aynı sınıfta barış içinde eğitimimi alayım. Hepimiz kardeş degil miyiz?Ama hiç kimse bu durumu suistimal etmemeli.

Düşünün bir insanın başını açtırmaya veya kapatmaya calışılmasını. Kim kime dini inancı için karışabilir.Türbanlıyı başını kapattığı için (gerçekten inancı için yapıyorsa eğer) yargılayan ile Ramazan ayında oruç tutmayanı cezalandıran zihniyet aynı kefede değil midir? Kim girebilir Allah ile kul arasına. Birbirini dini inancı yüzünden cezalandıranlar Yaradan'a şirk koşmuş olmazlar mı?

Benim düşüncem eğer büyük önderimiz Atatürk bugünün Türkiyesinde yaşasaydı ne olurdu biliyor musunuz?

Türbanlısı, hristiyani, ateisti herkes üniversiteye girebilir, top sakallı, küpeli gençler ülkenin en muhafazakar yerleri olarak adlandırılan şehirlerinde dahi rahatça gezebilir, oruç tutmuyor diye kimse cezalandırılmazdı. Ama herhangi bir dine mensup insanımız bu din rahatliği ve serbestliğini suistimal eder, dinini farklı amaçlar ve menfaaati için kullanırsa cok ağır şekilde cezalandırılırdı.

Atatürk'ü anlamak, O'nun düşüncelerini körükörüne araştırmadan sevmek değildir.

Sen kimsin diyecek olursanız; size ben Atatürkçü, çağdaş, demokrat, laik ve Elhamdülillah müslüman bir Türk'üm derim. Saygılar.