Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '22

 
Kategori
Turizm
 

TURİZM, TARİH VE KÜLTÜR

TURİZM, TARİH VE KÜLTÜR

Antalya ve Alanya için bir zamanlar küçük Almanya diyorduk çünkü Turizm sezonu açılışından kapanışına kadar Almanlar tatil için oradaydılar. Şimdi ise piyasa arzına/oda kapasitesine göre oransal anlamda pek öyle eskisi gibi Almanları görmek mümkün değil..

Alman turistlerin bu bölgeye çok yoğun  olarak geldikleri zamanlar fiyatlar bu seviyelerin çok üzerindeydi..

Fakat maalesef Almanların Türkiye'yi ve dolayısıyla bu bölgeyi tercih etmelerindeki azalışla Otel oda fiyatlarındaki azalışlara bir göz atarsak doğru orantılı olduğunu göreceğiz. 

Daha önceleri Almanlar tarafından çok beğenilen ve yoğun olarak tercih edilen otellerimiz, ne oldu da tercih edilmelerinde bir azalma oldu? Oteller aynı oteller, hatta daha yenileri, mimari olarak çok daha güzelleri açıldı. Acaba Almanlar birden bire fakirleşti mi ki gelmiyor? Eskiden Antalya deyince Alman turistler aklımıza gelirdi.. Şimdi Ruslar geliyor aklımıza...

Evet... Zamanında Almanlardan boş kalan odaları Rus turistlerle doldurduk... Bu oran her yıl gitgide tam tersine doğru dönmekte yavaş yavaş.. Bir yandan piyasanın arz tarafındaki yükseliş, diğer yandan Almanlar gibi gelir seviyesi yüksek turist sayısında meydana gelen azalma, diğer yandan yıkıcı rekabet koşulları ve satış yöntemlerindeki değişmeler neticesinde otel işletmelerinin karları gitgide azalmaya başladı... Şimdi vuralım başımızı taşlara...

Almanların fert başına düşen GSMH sı da , satın alma güçleri de ortada... cepleri para dolu... dünyanın neresinde isterlerse orada tatil yaparlar, hiç sorun değil onlar için... Peki ya Ruslar? ya da diğer doğu bloku ülkelerinden gelen turistler bırakın para getirmeyi, basından izlediğim kadarıyla memleketlerine para da götürüyorlar..

Almanlar neden azalıyor? Memleket aynı memleket, deniz aynı, güneş aynı, otel aynı, tarih ve doğal güzellik aynı, misafirperverlik aynı,  kısaca her şey aynı.... peki ne oldu da Almanların özellikle Antalya ve Alanya bölgesini tercih etmeleri azaldı?

Bence Almanların azalışı, Rusların artışı ve dolayısıyla fiyatların bu seviyelere kadar düşmesinin, dolayısıyla geçmişte yapılan karların düşmesinin tüm kabahati tek tek tüm otellerin başındaki yöneticilere aittir... Sektör durup dururken iyi ya da kötü yerlere gelmez... Sektörü iyi/kötü yerlere taşıyan yine o sektörü oluşturan işletmelerin başındaki kişilerin başarıları/başarısızlıklarıdır...

Bir zamanlar görev yaptığım şirketin head ofisinden zaman zaman otel ve tatil köyü işletmelerine gittiğimde, öğlen ve akşam yemeklerini yediğim restoranındaki manzarayı ve denize girdiğim plajındaki manzarayı aynen aktarayım size; Otelde Alman ve Fransız turistler vardı.. Gerek plajda, gerek havuzda ve açık büfe yemeklerin verildiği restoranında hiç bir şekilde turistler arasında kaynaşma göremedim.. Aksine her zaman kutuplaşmalar oluşurdu... Gruplar 15 günlüğüne gelirdi. İlk günden itibaren Alman ve Fransızların oturdukları yerler gruplaşmalarından dolayı belli olurdu ve hep öyle devam ederdi. Ayrıca Almanlar Fransızları, Fransızlar Almanları şikayet ederlerdi... Tabi bu durumu anlatıyorduk ama kulak asan yoktu. Çünkü otel Alman ve Fransızlarla dolmuş full çalışıyor.. Kim dinler seni... Bir kaç sezon sonra ne Alman geldi, ne Fransız... Aynı duruma senelik izine çıktığımda tatilimi geçirdiğim otellerde de tanık oldum... Burada bir tespitte bulunmak istiyorum. İnsanlar/Uluslar- Haklı ya da haksız- atalarının savaştığı başka insanlarla/uluslarla aynı yerde bulunmak istemiyorlar, rahatsız/tedirgin oluyorlar > ayrıca ulusçuluk ve milliyetçilik kavramlarının çok daha fazla etkili olduğu günümüzde, bu sonucun nedenlerini araştırmak, ortaya koymak tabi ki sosyoloji veya sosyal psikoloji ile uğraşanlara düşer, biz bilemeyiz.. Ama istisnalar kaideyi bozmazsa benim bilfiil tanık olduğum gözlemlediğim durum bu...

Özellikle Antalya ve Alanya bölgesindeki Alman Turistlerin azalışını ve buna mukabil Rus turistlerin artışını da açıkçası buna bağlıyorum... Bir Alman olsanız ve-haklı ya da haksız- tarihte baş şehrinize kadar girip taş üstünde taş bırakmayan, yakıp yıkan Ruslarla aynı otelde kalmayı ister miydiniz?

Tarihten gelen bu olgunun yanında bir de yabana atılmayacak ekonomik ve sosyokültürel bir başka olgu da var; Paranız var ve bir oteli çok beğeniyorsunuz, iki sezondur da gidiyorsunuz. Diyelim ki fiyat da 100 YTL. Şu veya bu nedenle fiyatlar düştükçe, otel yöneticisi için hiç sorun olmayan fakat müşteriler için önemli bir sorun olan durum çıkıyor ortaya. O da ne kadar eşit olduğumuzu söylesek de "Sosyal Statü ve kültür farkı". Otel yöneticisi tüm müşterilere aynı gözle bakıyor burada sorun yok, öyle de olması lazım... Fakat düşünülmesi gereken nokta müşterilerin diğer müşterilere ne gözle baktığı... Fiyatlar zaman içinde 60 YTL ye düştüğünde oteli ne kadar beğenseniz de başka müşterilerden dolayı ister istemez kendi kendinize, sosyal statü ve kültür farkından dolayı, "Burada artık kalınmaz, başka yerlere gitmeli" diye düşünürsünüz...   

Her ne kadar Doğu Almaya ile birleşmesinden dolayı ekonomisi bir nebze kötüye giden fakat yinede yüksek üretim ve pazarlama gücü olan Alman ekonomisinin fertleri bugün dünyanın istediği yerinde tatil yapabilir... Peki ya Ruslar..? 

Benim korkum fiyatlar dibe vurmuş, yerli turist de küsmüş iken, yakın bir zamanda Ruslar da gelmez ise güzelim tesislerimizi kimlerle dolduracağız ? 

Öyleyse şöyle bir sonuca varabilir miyiz? Müşteri gelsin de nereden gelirse gelsin felsefesinden ziyade, Hizmet vereceğimiz hedef kitleyi/turist tipini, sosyal, kültürel ve tarihsel olguları da dikkate alarak çok iyi tayin edip, o yönde çalışmalar yapmalıyız. Müşterilerin otellerimizi tercih etmesi çok güzel bir şey, fakat bu tercihleri özellikle grup çalışılan otellerde sadece müşterilere bırakırsak bu günkü noktadan pek öteye gidemeyiz... Otelcilerimizin de çok dikkatli bir şekilde kalıcı müşterilerini tercih etme zamanı geldi de geçiyor gibi...

Bu bakımdan lütfen odalarınızın tarihine yani history kartlarına bir göz atın, otelinizde kullanılan ön büro programlarından alabilirsiniz bu bilgileri... Oturmuş bir müşteri kitleniz var mı ve hangi milletten? onu anlayıp çareler aramaya başlayacaksınız...

Üniversite yıllarında otel işletmeciliği dersleri aldığım saygıdeğer hocam Prof.Dr.Hasan Olalı'yı anmadan geçemeyeceğim, şöyle derdi 79-80 li yıllarda; "Yüksek kapasiteli otel yapmak pazarlama sorunlarını da beraberinde getirir." ve hatta Çeşme Altın yunus otelini de örnek gösterirdi...

Zaman ilerleyip milliyetçilik akımları da yavaş yavaş tehlikeli boyutlara ulaştıkça, hocamın söylediği pazarlama sorunlarının üzerine, otelcilik sektöründe, bir de bu moda akımların beslendiği ve üzerinde önemle durulması gereken tarihsel ve kültürel bir boyut da eklenmekte... Özellikle turist üreten ülkelerin kısa tarihleri de turizm sosyolojisi içerisinde bir nebze de olsa akademisyenlerce incelense sanırım çok iyi olur..

10/07/2006   

Adnan Şişman,

 
Toplam blog
: 177
: 9
Kayıt tarihi
: 21.08.15
 
 

1961 yılının sıcacık Temmuz ayının 12. Günü sabah serinliğinde, Üsküdar Zeynep Kamil doğum hastan..