Turizmde farklı adımlar

Turizmde , Rus uçağının düşürülmesi, Darbe gibi sebeplerle son  iki yılda çok kötü zamanlar geçirdik.

Uluslararası konjonktürel dalgalanmalar,  terör riski, savaşalar ve bunları kullanarak oluşturulan algılarla turizmimiz etkilendi.

Ancak sorgulamamız gereken bence başka sebepler de var.

Yukarıda belirttiğim sebepler olmasa da turizm daha iyi olmayacaktı, ya da yerinde sayacaktı.

Turizme yapılan benzeyen yatırımlar,  başka ülkelerde yapılan projelerin taklidi, bölgelerde gelişmeyen turizme bakış açısı, yerel dinamiklerin bölgesel değerleri evrensel boyutta ifade edememeleri, turizmde geleneksel fasit  dairede içinde kalmasına sebep oluyordu.

Yerinde sayan, tekrar eden, kısır bir döngü..

Peki nasıl aşmalıydık ?

Nasıl aşabiliriz?

·         Öncelikle yöresel birikimlerimizi, kimliğimizi en iyi şekilde ifade etmeliyiz.

·         Kültürel yanımızı kolay ulaşılabilir ve misafirlerle paylaşılabilir hale getirmeliyiz.

·         Şehirlerimizde yapmış olduğumuz tesisler bölgemizi yansıtmalı

·         Yöresel lezzetleri   geleneksel halde sunmalıyız

·         Mimarimiz  kültürümüzü, yörenin coğrafyasını, iklimini, konumunu yansıtmalı.

·         Yörenin kültürel değerleri kadar ticari ürünleri de kolay ulaşılabilir olmalı, bölgenin üretim ve ticaretine uygun alış veriş merkezleri olmalı

·         Şehre  ulaşımın kolaylığı kadar, şehir içi ulaşım da kolay olmalı

·         Levhalar ile yönlendirme en bilgisiz insanı bile kolayca şehirde gezdirebilir olmalı

·         Mümkün olduğunca halk, misafirler ve turizm konusunda bilgilendirilmeli, turizmden kazancın bir şekilde kendisini de etkilediği konusunda bilinçlendirilmeli

·         Misafirler, ülkemize ya da bölgemize  gelmeden seyahat planı yaparken , bölgemiz hakkında bilgilere kolayca erişebilecekleri şekilde organize olmalıyız

Bu konuda şehrin Valisi, belediye başkanı  başta olmak üzere sanayi odaları, ticaret odaları, meslek kuruluşları ve işletme sahipleri bir ortak paydada buluşmalı , birlikte hareket etmeli.

Bu konuda Konya’da,  Silifke’de ve bazı girişimleri sizlerle paylaşmak istiyorum.

Sıra dışı hizmet, sıra dışı yatırım sıra dışı işletmeler.

Hepsi amatör ruhla yapılmış, şehri  ellerinden geldiğince yansıtmışlar. Eğer bir de işletmelerine uygun organizasyonla hizmet standardı oluşturabilirlerse  başarılı olmaları çok yakın.

Başka işletmelere örnek olacak şekilde kurulmuşlar

İçinde amatör ruh, bireysel girişim, azim ,,  geleneksel  yaşamın mimariye  yansıması, bölgesel dokuyu bozamadan güncellenmiş yatırımlar, yöresel lezzetlerin sunumu ortak özellikleri.

Konya’da Sille  bölgesi başlı başına tarihi, kültürel bir bölge. Bölgede camiler ve kiliseler restore edilmiş. Yöresel lezzetleri sunan güzel işletmeler var. Küçük aile işletmelerinde çok güzel geleneksel tatlara ulaşabilirsiniz. Bir demli çay içerek bile mutlu olacağınız bir yer.

Konya mutfağı  adlı restaurantta  özellikle Konya lezzetlerinin içinde yer aldığı mönü çok ilginçti. Az az Konya’ya has bamya çorbası, ara başı,  tirit, etli ekmek, fırın kebabı, demirhindi şerbeti, dondurmalı irmik çok leziz yemeklerdi.

Beraber gezdiğimiz, Ukraynalı ve İtalyan arkadaşlarım, Mevlana Hazretlerinin çağrısına uyarak Konya’ya gelmişler, Mevlana hazretleri ve mesnevi, Mevlevi dergahı , Kültür merkezinde görevlilerin konuksever  bir şekilde bilgilendirmeleri, Konya’nın tarihi yerlerini gezip geri dönerken daha uzun kalacak şekilde gelmeleri için sözleştik, üstelik grupla gelecekler.

Silifke’de bir girişimci, Kerim Parlatan iki küçük işletme açmış. Bir tanesi ırmak kenarında eski bir konağını kültür kahvesi haline getirmiş.  Hurma kafe adını verdiği işletmede, tarih içinde günlük yaşamımızda kullandığımız bir çok eski aleti toplamış sergiliyor.

Kömürlü ütüden, her türlü bakır eşyaya , klarnet, davul, gramafon, dikiş makinaları, bisikletler, motorsikletler, koltuklar, kitaplar seramikler, resimler, kasetler, radyolar bulduğu her şeyi toplamış.

Muhteşem dinlendirici bir kafe yapmış.

Diğer işletmesi Antik Silifke’nin Antik çağından yörük kültürüne ve günümüze Demircili tarihi bölgesinde. Adı İmbirgon. Uzuncaburç harabeleri yolu üzerinde. Her yer tarih.  Yöresel lezzetler, yörük çadırları, yine tarihi birçok alet edevat. Akdeniz ayaklarınızın altında.

Gazintep; Uğurlu grup. Yönetim kurulu başkanı Hüseyin uğurlu Amatör ruhlu sıra dışı bir girişimci.

Eski otelci. Dört değişik yatırım yapmış.

Birincisi Eski Gaziantep evlerini  restore ederek butik hale getirmiş. Orjinaline sadık kalmış. Eski bir Antep mahallesini yendin yaşama kazandırmış turizmin hizmetine sunmuş.

Diğer bir tanesi Eski Gaziantep evi ile yörük çadırını birleştirmiş, Gece Gündüz adında Muhteşem bir bistro yapmış, yöresel ve günümüz yiyeceklerinden oluşan muhteşem bir mönüsü var.

Üçüncüsü, Gaziantep’in ilk ve tek termal oteli. Butik tarzda yapılmış, otelin her yanı Anadolu tarihinin simgeleri ile dolu. Yörenin taşı ile yörenin coğrafyasını bozmayan, bölgesel iklimi dikkate alan bir  mimari ile inşa edilmiş. Geniş bir araziye inşa edilmiş otelin bahçesi botanik bahçesi. Bin bir çeşit ağaç ve çiçek; koku, renk cümbüşü.  Kuşlar ve yuvaları, ve kuş sesleri ile donanmış bir bahçe. Tam bir doğal terapi merkezi. Sof dağının temiz havasını ciğerlerinizin en ücra köşesinde hissediyorsunuz. İnsanı günlük yaşamından alıp adeta kendine getiren bir ortam.  İnsanlar bu ortamda evlilik resimleri çektirmeye geliyor. Bu mutlu anlarına yakın bir ortamla ölümsüz anlar yakalamak için

Dördüncüsü yine bu işletme içinde atlı spor kulübü. İnsanlar buraya at binmeye, at binmeyi öğrenmeye, çocuklarını doğal ortamla tanıştırmaya getiren aileler, otistik çocuklarını terapi yapmak için gelen aileler burayı  sık sık ziyaret ediyor.

Tesis her haliyle doğayı keşif kapısı.

Bu tip tesisler çoğalmalı, bu otantik yapılarla dünya turizminde var olduğumuzu göstermeli ona göre tesisleşmeliyiz.

Anadolu’nun bir çok şehrinde evrensel değeri olan o kadar çok hikaye var ki; dünya insanın insanlığı yeniden keşfedebilmesi için Anadolu’nun bu kültürüne ihtiyacı var..