Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '16

 
Kategori
Borsa
 

Türk bankacılığının Türkiye ekonomisine verdiği zararlar

Türk bankacılığının Türkiye ekonomisine verdiği zararlar
 

bankacılık, finans, girişimcilik, ekonomi, üretim, ticaret, ihracat, sanayi, bilim, bilişim, sanat, egitim, ekonomik model, tüketim, cari açık, ithalat


Türkiye ekonomisi dışardan finanse edildiğinden dolayı (Londra, Amerika, Avrupa Birliği, Körfez ve Uzak Dogu ülkelerinden) ve bu finansın geri ödemeleri ortalama 7 yıl gibi sürelerde olduğu için dönem kapanışlarında krizler, finansal ve ekonomik dar boğazlar oluşur tıpkı içinden geçtiğimiz dönem gibi. 

Krize girer çünkü ülkenin risk primi yüksektir ve doviz cinsinden  %1 gibi maliyetlerle alınan krediler  en az 4-5 katı karla %4-8 oranlarıyla enflasyon, ülke riski, firma ve tüketicilerin risklerinden dolayı ve batak verilmesinden dolayı yüksek faizle satılır. 

TL de ise 13%-25% arası oranlarsa satılır. 

Bankalar firmaların ve bireylerin kar ortağı gibidir zira teminat almakta, ipotek koymakta, işler ters gidince de elde avuçta ne varsa ölü bedelden nakte döndürüp işletmeyi ve bireyleri bogmakta, yok etmekte, iflas ettirmektedir.

Türk bankacılık sisteminde ne kadar tecrübeli olursan ol, ne kadar güzel fikrin olursa olsun, teminatın yoksa, sana kuruş bile vermez.  

Avrupada ve dünyadaki pek çok ülkede ise kişinin geçmişine, girişimci özelliklerine, profesyonel kariyerine, projenin saglamlıgına göre bankalar kredi verir veya yatırımcı olurlar. 

Türkiyeye kredi olarak giren paraların büyük çogunluğu her ne kadar kobilere, girişimcilere ayrılacağı söylenerek alınsada kagıt ve evrak oyunları ile tüketici kredisi, konut kredisi veya büyük kurumsal firmalara kredi olarak verilir ve bu küçük işletmeleri, girişimcileri, kobileri sıkıntıya sokar.  

http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TCMB+TR/TCMB+TR/Main+Menu/

Istatistikler/Bankacilik+Verileri/Bankalarca+Kullandirilan+Kredilerin+Sektorel+

Dagilimii/

Büyük gruplara ve tüketicilere verilen kredilerden ötürü Ülkede orta sınıf, girişimci sınıf oluşmamıştır. Milyarder sayısı dünyanın en çok olduğu ülkelerin başındayız aynı zamanda fakir yoksul zümrelerin en çok olduğu ülkerin başındayız.

Türkiye fillerin koştuğu karıncaların ezildiği bir alan haline gelmiştir. 15 yıldır yükselen sular dolayısıyla Balıklar karıncaları yemiştir. Ortada yenecek karıncada kalmamıştır ve sular halen yüksek tutulmaktadır. Suların geri çekilip karıncaların balıkları yemesinin devranın dönme zamanının başlaması lazımdır.

Bankalar son 15 yılda dünyada eşi benzeri görülmemiş karlar açıklamışlar ülke ekonomisinden daha fazla büyümüşlerdir. Bu bankaların ortakları veya sahipleri genelde yabancı sermayedir ve ülkeyi faizle sömüren zümredir. 

Türkiyedeki kredilerin büyük çogunluğu tüketici kredilerine gitmiştir. Tüketim olmalı ki üretim olmalı anlayışı dogru bir yaklaşımdır ancak Türkiyedeki enerji, iş başlatma, vergisel yüklerin agırlığı ve gerek UZAK DOGU ve gerekse diğer bölgelerin rekabetsel üretim avantajları dolayısıyla üretim yerine ithalat seçilmiştir. Giydiğimiz giysinin hammaddesinden, inşaat demirinin hurdasına kadar herşey ithal edilmiştir. 

Kredi kartı olmayan birey yok gibidir. Bankalar borcu olmayan bireyde yok gibidir. 

İhracatta katma değerli üretim oranı arttırılamamış, teknoloji düzeyi yükseltilememiştir ve akabinde yurtdışına sattıgımızdan çok yurt içine mal, ürün ve hizmet girmiş bunun sonucu olarak yüksek cari açıklar verilmiş, bu cari açıklar ya ücretlere zam yapmayarak, ya yüksek işsizlik vede ülkenin sahip olduğu varlıkların satışı ile kapatılmaya çalışılmış ancak halen bu açık yara bir türlü tedavi edilememiştir. 

 
Toplam blog
: 77
: 707
Kayıt tarihi
: 03.07.08
 
 

37 yaşındayım, yüksek lisans mezunuyum. ve girişimciyim. İngilizcem iyi sayılır. Gıda ve perakend..