Türk halkını yakından ilgilendiren "Türklük" araştırması...

Aylar mı desem, yıllar mı desem tam olarak kestiremiyorum.

Bugün bu ülkeyi yönetenlerin Türklükle bir sorunları olduğu kesin!

Milliyetçiliği ayaklar altına aldık diye şişinenler, Kürt milliyetçileri ile aynı havayı soluyorlar. Bu Kürt milliyetçileri aynı zamanda kafatasçı! Feodal yapıdan besleniyorlar ve aynı düzenin sürmesi için barış’ı alet ediyorlar.

Türklükle bu kadar uğraşanlar, acaba halkın nabzını tutuyor mu?

Son günlerin en fazla tartışılan konusu Türklükle ilgili ilginç bir araştırma bir bilim yuvasından(!) geldi.

Kadir Has Üniversitesi’nin 5. Kez yaptığı “Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması”na göre, katılımcıların yüzde 54.8’i kendini “Türk” olarak tanımlıyor.

26 ilde 1000 kişinin katıldığı araştırmada, “Terör sorununun çözümü için kimseyle görüşülmemelidir” diyenlerin oranı 2011 yılına göre artarak yüzde 55,5 olmuş.

2012 yılında görüşülen kişilerin yarıya yakını (yüzde 46,9) Türkiye’nin bölünme tehlikesi altında olduğunu belirtmiş.

Ordu hala en çok güvenilen kurum olma özelliğini sürdürürken, araştırmada,  kadına karşı şiddete yönelik bakış açısı incelendiğinde, “kadına şiddeti hiçbir şart altında hoş görmem” diyenlerin oranı yüzde 93,2 çıkmış.

Araştırmanın detaylarına gelince:

“Kendinizi etnik olarak nasıl tanımlarsanız?” sorusuna, araştırmaya katılanların yüzde 54,8’i ‘Türk’, yüzde 6,3’ü ‘Kürt’ cevabını vermiş. Bu oran azınlığın çoğunluğa hükmetmeye çalıştığını gösteriyor.

Etnik kökenin ne anlama geldiğini bilmeyenlerin oranı ise geçtiğimiz yıla göre artarak yüzde 17,3 olmuş.

Terör sorununu çözmede askeri yöntemlerin kullanılması gerektiğini düşünenlerin oranı bir önceki yıla göre daha da artış göstererek yüzde 50,1 olmuş.

“Terör sorununun çözümü için kimseyle görüşülmemelidir” diyenlerin oranı 2011 yılına göre artarak yüzde 55,5 olmuş.

2012 yılında görüşülen kişilerin yüzde 46,9’u Türkiye’nin bölünme tehlikesi altında olduğunu söylerken, kendini Sosyalist ve Cumhuriyetçi olarak tanımlayan kesimde bu düşüncenin en yaygın olduğu görülmüş.

Aynı sorgulama etnik kökene göre yapıldığında, kendini Türk olarak tanımlayanların yaklaşık yarısı Türkiye’nin bölünme tehdidi altında olduğunu söylerken, Kürt olarak tanımlayan her 10 kişiden 4’ü bölünmeyi tehdit olarak görmüş.

2012’de hükümetin Kürt sorunu konusundaki politikalarını başarılı bulma oranında da azalma görülmüş. Hükümeti bu konudaki başarısız bulma oranı da 2011’de yüzde 39,7’den 2012’de yüzde 50,5’a yükselmiş.

2012 yılında 2011’den farklı olarak, BDP ve PKK’nın Kürt halkını temsiliyet oranlarında bir düşüş görülmüş. BDP’nin Türkiye’de yaşayan Kürtleri temsil edebilme oranı, son üç yılın en düşük düzeyinde olmuş.

Diğer taraftan, aynı sorgulama sadece Kürtler arasında yapıldığında BDP’nin temsiliyet oranının yüzde 58,7’ye yükselttiği gözlemlenmiş.

Araştırmaya katılan her 5 kişiden 4’ü Abdullah Öcalan’ın PKK ve BDP üzerinde etkili olduğunu belirtmiş.

Kurumlara güven sıralamasında ‘Ordu’ 2012 yılında da yüzde 56,3 ile liderliğini sürdürmüş. (Pek inandırıcı gelmese de…)

Ordu’yu, yüzde 53,7 ile Cumhurbaşkanlığı ve yüzde 47,9’la Başbakanlık izlemiş. (Halk burada politik davranmış.)

Araştırmaya katılanların yüzde 34,7’si hükümetin dış politika performansını başarılı bulmuş.

Türkiye’nin Ortadoğu’daki gelişmeler karşısında izlediği politikaları başarılı bulanların oranı 2011 yılına göre azalırken, bu konu ile ilgilenmediğini belirtenlerin oranında artış görülmüş.

Bu araştırma için değişik söylemler geliştirmek pekâlâ mümkün. Örneğin, 1000 kişi ile yapılan bir anket ülke genelini nasıl yansıtabilir?

Deneklerin seçildiği illerin coğrafi ve demografik yapısının önemi çok büyük! Örneğin bir Diyarbakır ile bir Kayseri, Erzurum bu anket için ideal yerler değil.

Ancak böyle bir araştırmaya bu dönemde ihtiyaç olduğunu söylemekte fayda var.

Biliyorsunuz bu günlerde Türklükle sorunu olanlar gün yüzüne çıktı. Onlara halkın ne dediğini anlatması açısından önemli bir araştırma!