Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '11

 
Kategori
Güncel
 

Türk ordusu darbeci midir…

Türk ordusu darbeci midir…
 

Az evvel sevgili UFUK KESİCİ’nin “Halk üzerine” başlıklı güncesini okudum. Türk aydınlarının çoğunun olayların nedenlerine değil sonuçlarına baktıklarını anlatmış. Ben aydın olmadığım için bu güncede hem sonucu, hem de nedeni biraz tartışmaya açmak istiyorum. Başlıkta gördüğünüz “Türk Ordusu Darbecimidir” cümlesini kim kursa, yok arkadaş sen yanlış biliyorsun diyemeyiz. 1960.. 71… 80… saymakla bitmez darbe ve bir çok darbe girişimi. Bizim sonuca odaklı aydın takımı bu söylediklerimizi duyunca, “bak, demek ki Silivri zindanlarının paşalarla ve yüksek rütbeli subaylarla dolu olması haklı bir durum” diyecekler. Sonuca odaklı yaşanınca haklılar. Ancak bu yol onları maalesef çözüme değil de çözümsüzlüğe götürür. Gazete ve tv. leri saros maaşlılar doldurmuş durmadan orduyu kötüleyici, aşağılayıcı yazılar yazıyorlar. “Siz ne yapıyorsunuz” diyecek olanlar “yaz” emrini verenler olduğu içinde bu zevat bütün gün ordumuza saldırıp duruyor. Hadi onları anladık da güncelerde yazan yeterli miktarda bu zevatın kopyalarına ne demeli? Neyse, bir şey demeyelim. Şimdi şu soruya cevap arayalım. “Türk ordusu neden darbecidir?” 

Bilindiği gibi ilk darbe 1960 da yapıldı. Tarihi Cumhuriyetin kuruluşu olan 1923 den alırsak 37 yıl sonra. Nedense 37 yıl darbe yapmak ordumuzun aklına gelmemiş. Sonra anlaşılan pek sevmişler bu işleri ki her on yılda bir darbe yapmışlar. Acaba öyle mi? 

Kore’de verdiğimiz onca şehit karşılığı 1952 de NATO’YA kabul edildik. O andan itibaren ordumuz Türk ordusu olmaktan çıkıp ABD ordusunun orta doğudaki ileri karakolu oldu. Ama bu yetmedi. ABD, yani emperyalizm, komünizmden çok korkuyordu. ABD her gece Rusya’nın Avrupa’yı işgal edeceği rüyalarını görüyordu. Bu yüzden de Avrupa ülkelerinde gizli ordular kurdular. NATO’ya bağlı ilk gizli ordu İtalya da oluşturuldu ve adı roma kılıcı anlamına gelen “Gladio” oldu. Fransa’da da İtalya’daki kadar etkin bir komünist hareket vardı. Fransa’da kurulan gizli ordunun adı rüzgârgülü anlamına gelen “Rose Des Vent” konuldu. İtalya ve Fransayı Portekiz takip etti ve bu gizli ordu “Aginter Pres” yani aginter yayıncılık adını aldı. Bu amaçla bizde kurulan gizli ordunun adı da Özel Harp Dairesidir. Soğuk savaş döneminde tek düşmanımız gibi görülen Rusya’ya kaşı ordumuzu NATO emrine verdiğimiz yetmiyormuş gibi birde ülkedeki sol faaliyetleri önlemek, solcuların nefesini kesmek için ABD emri ile bu kurumu kurduk. Bu o kadar öyleydi ki, "Özel Harp"in Türkiye'deki talimnamesi, "FM 31-15 rumuzlu Amerikan Talimnamesi"nden harfi harfine çevrilerek benimsenen "ST 31-15" simgeli bir kitapçıktı. Artık ordumuz subayları sadece ABD li meslektaşları ile aynı eğitimi almakla kalmayacak, onlar gibi düşünecekti. Bu cümlenin başka bir tarifi de bırakın Türkiye de sol bir partinin iktidara gelmesini, alınan her sol nefes derhal kesilecekti.Yetmişli yıllardaki geniş çaplı faili meçhuller nereden çıkmıştı? Kahramanmaraş, olaylarının başlangıcı 6-7 Eylül olayları ile şaşırtıcı biçimde aynıydı. Bir Mayıs olayları neden aydınlatılamadı? Yetmişli yıllarda rahmetli Ecevit’in yükselişi suikast girişimleri ile nasıl önlenmek istendi? Rahmetli Menderes Rusya ile anlaşma zemini aramasaydı başına bunlar gelirmiydi? 12 Eylül öncesi ülkede kan gövdeyi götürürken nasıl darbe ile birlikte olaylar bir anda bitiverdi? Rahmetli Erbakan ulusal sanayi düşlemeseydi AKP doğabilir miydi? 

Bütün bunlar gösteriyor ki, darbelerin tamamı ABD emri ile yapılmıştır. Ve hepside sola karşı yapılmıştır. Ne zaman sol yükselme trendine girse asker kullanılarak önü kesilmiştir. Bu sözlerimizi iddialı bulanlar, bu çerçeveden darbeleri inceleyebilirler. Darbeler hep emperyalistlerin güdümünde hareket edenlerin yükselmesine neden olmuştur. Bunlar sa tesadüf değildir. 

ABD azmettiricidir, ordunun üst kademesi ise icra edendir. Tabii ki suçludur. Şimdi can alıcı soruyu soralım. Bu ordu siyaseten kime bağlıdır? Tabiî ki hükümete. O zaman bütün darbelerde hükümetler de ortak olarak suçludur. Kimse sivil hükümetlerin ordu üzerinde gücü olmadığını söylemesin. Bizler 800 küsur subayın bir anda emekli edildiğini de biliyoruz, Kara kuvvetleri komutanının “YAŞ”a bir ay kala görevden alındığını da. 

Ancak 1990 larla birlikte Sovyetler dağılınca Türk ordusu da eskisine göre gözden düştü. O yerin dibine soktuğumuz Özel Harp Dairesi, ABD nin beslediği PKK ya darbe üzerine darbe indirince de “tu kaka” oluverdi. O günler ile ulusal bir ordu olduğunu hatırlayan Türk ordusu silkinmeye başladı. Ecevit veya Erbakan’ın olduğu bir hükümetle ABD orduyu dizayn edemeyeceğini biliyordu. Bu gün Silivri’de yaşananlara baktığımızda taşlar yerine oturmuyor mu? 

İzmir 2011-08-12 

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..