Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '16

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Türk şiirinin koca çınarı Feyzi Halıcı ve Çağrı dergisini okurken

Türk şiirinin koca çınarı Feyzi Halıcı ve Çağrı dergisini okurken
 

Çağrı Sanat Folklor dergisi 60 yaşında.


Türk şiirinin ve Türk halk edebiyatının koca çınarıdır Feyzi Halıcı. Feyzi Halıcı deyince aklıma Konya, Mevlana Türk folkloru ve Çağrı Sanat Folklor Dergisi aklıma geliyor. Bu dört kelimede Feyzi Halıcı’yı anımsatan önemli dört kelimedir. Bir birleriyle iç içe olan sözcüklerdir. Sayın Hacılı tam 60 yıldır durmadan, usanmadan ve yorulmadan büyük bir aşkla Çağrı sanat folklor dergisini çıkarıyor. Yarım asırdan fazla Türk kültürüne, Türk edebiyatına ve özellikle Türk folkloruna (halk bilimine) hizmet veriyor. Çağrı Dergisinin isim babası ünlü şairlerimizden Fazıl Hüsnü Dağlarca’dır. Bir ara yanılmıyorsam 2005 yazında Ankara’da Kızılay’da kaldığı ofisinde kendisiyle yaptığımız bir sohbet anında Çağrı dergisinden söz ederken. Aynen şöyle diyordu: Konya’da iken tarih 1956 idi.  Birkaç arkadaşımızla birlikte sanat ve folklor dergisini çıkarmaya çalıştık. Adı ne olsun deyince şair Fazıl Hüsnü Dağlarca söz aldı:  Derginin adı “ ÇAĞRI “olsun dedi…  İşte o günden bu yana Çağrı Sanat ve folklor dergisi çıkıyor.  Bağrında birçok ünlü ve genç şairler ve yazarlar yetişti.
 
Aydın eski Milletvekili eğitimci şair ve yazar M. Kemal Yılmaz (1921 - 10 Mart 2013)  zaman zaman bir araya gelirken Feyzi Halıcı ve Çağrı Dergisinden övgüyle söz ederdi. “ Feyzi Halıcı iyi bir parlamenter, çalışkan, üretken bir şair ve yazar hatta usta bir folklorcu (halk bilimci / araştırmacı ) yazardır “derdi. Uzun yıllar Konya ‘da Aşıklar bayramını yönetti, birçok değerli halk ozanlarımızın, şairlerimizin yetişmesinde öncülük etti. “ diyordu.  Bana imzalı olarak ettiği “Aman ANALAR Ağlamasın ( 2007) denemeler, anılar “  içerikli adlı kitabında “ÇAĞRI’YA EVET “ ( S; 103) kitabında aynen şunları yazıyor:
 
“ Dost şair Feyzi Halıcı, Çağrı’nın mayıs, haziran, temmuz ve ağustos (1992) sayılarını yollamış Kuşadası’na. Sağ olsun, beni çok sevindirdi. Eski bir dostla yeniden buluşmuş gibi oldum. Çağrı dergisinde pek çok tanıdığı bir arada görmek iyi oldu.
 
TBMM’nde aynı dönemlerde hizmet verdiğimiz şair Ali Naili Erdem ve Kenan Mümtaz Akışık orada. Partilerimiz ayrı olduğu halde o bakan, beneksi parlamenter iken gösterdiği dostluğu unutamam. (bugün ki Sayın Milletvekillerimize örnek olsun diye yazıyorum bunları),Kenan Mümtaz Akışık’ın ise iyi bir şair olduğunu, yıllar sonra daha yeni öğrendim sayılır. Seçkin sanatçı meslektaşlarım Coşkun Ertepınar, Adnan Ardağı, E. Mahir Yalnız gibi dostlarımla buluşmak ne güzel. Gözüm, Ceyhun Atuf Kansu ile Osman Attila’ya takıldı. ( tabu bunları Çağrı’da şiir ve yazılarıyla görülüyor),  Kansu’dan aldığım bir yılbaşı kartını bugün bile saklarım. Ressam Neşet Günal’ın “Toprak Adam” başlıklı eserinin arkasına “ kardeşlik ve dostlukla “ diye yazmış. Osman Attila’ile hukukumuz daha esti. Ulus Meydanında, Koçak Han’ın 3. Katında, Ülkü dergisinde çalışıyordu. Ülkü’yü çıkaran Ahmet Kutsi Tecer ve Prof. Bedrettin Tuncel ile birlikte çalışıyordu Attila. Öğretmenlik yaptığım köyden ( Bartın’dan), yolladığım iki şiirim çıkmıştı Ülkü’de.1942’de Yedek Subay Okulu öğrencisi  iken, çekine çekine gittim Koçak Han’a.Kapıyı bana Osman Attila açmıştı. Şiir başına beş liradan toplam 10 lira telif hakkını onun elinden almıştım. Sonradan TBMM’de beraber olduk. Ayrı partilerden o Afyon’u  temsil ediyordu. Semih Sergen’i büyük aktör olarak tanıdım. Onun mistik şair tarafını “ Gönül Sohbetleri”  toplantılarında öğrendim. Rahmetli Sunullah Arısoy ‘u da gördüm Çağrıda. Onun yiğit sesi bugün gibi kulaklarımda. Kuşadası’na yerleşti emekli olunca. Rahmetli Suat TAŞAR ve Fethi GİRAY ‘da işte orada. Fethi Giray’ı Rüzgârlı sokakta çıkardığı gazetede ziyaret ederdik. Celal Vardar ile Aktör ve şair Suat Taşar radyoda ne güzel şiir okurdu. Şiirleri bestelenmiş, eski bir arkadaş daha var orada: Halil SOYUER. Hikmet DİZDAROĞLU’nu da rahmetle anıyorum arada. İsimlerini Varlık’ tan ve öteki dergilerden tanıdığım pek çok usta yazar ve şair bir araya gelmiş Çağrı’da. Bir dostlar derneği, bir edebiyat kulübü olmuş Çağrı. Kitaplığımda eski bir “Çağrı “ yı daha buldum. Tarihi Mart 1977, Yunus Emre’ye ithaf ettiğim bir şiirim çıkmıştı orada:
 
“ Bu adama n’oldu diyeler,
 
Öldüğünü duymayalar.”
 
Diye başlamış;
 
Bir gün o güzel çıksa gelse,
 
Yeşil gözlerinde bir tasa,
 
Başucumda birkaç şiir okusa,
 
Öyle garip bencileyin.  ”
 
Demişim.
 
Mustafa Kemal Yılmaz Çağrı dergisi ile ilgili anılarından söz ederken sözlerinin bir başka yerinde, şiirimizin koca çınarı Feyzi HALICI için aynen şunları da yazmadan edemiyor:
 
“ Feyzi HALICI, sadece iyi bir şair değil, o aynı zamanda, düzenlediği “Gönül Sohbetleri”,”Aşıklar Bayramı”,Toplantılarıyla, Radyo Televizyon Programları ve Kültür Kongreleri ile şimdiden başlı başına bir kurum olmuştur.  Çağrı’nın babasıdır o. Şair Feyzi HALICI ‘ya da gönülden bir kocaman ( Merhaba) ve EVET diyorum”  diyerek Çağrı’da bunları yazıyor M. Kemal YILMAZ. (1)
 
Evet, Çağrı dergisi büyük bir ekoldur. Bağrında binlerce yazar, şair ve halk ozanları yetişmiştir.  Türkiye’de yayımlanan üç büyük dergilerden biridir Çağrı. Türk Dili, Varlık . Şu anda  masamın üzerinde bulunan ÇAĞRI dergisi: Yıl; 60, Sayısı: 678, Kurucusu : Feyzi HALICI,  Genel Yayın Koordinatörleri: Feyzi Halıcı ve  Fatma Bahar Halıcı ( Gökfiliz)’dır. Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü: M. Emrehan Halıcı’dır. Yıl:60, Mayıs 2016. Bu sayıda kimler vardır?  Feyzi HALICI,  Prof Dr. Gülhan SLEM, M. Halistin KUTUL, Ali Rıdvan BÜLBÜL, Fatma Bahar HALICI ‘(Gökfiliz), Marif BALCI, Prof. Dr. Tamilla ABBASHANLI, Nevin HALICI, Rabia BARIŞ, Halenur KOR, Seyit KÜÇÜKBEZİRCİ, Abdulvahap KOCAMAN, Ahmet  ÖZDEMİR, Mustafa EMRE, Abdullah SATOĞLU, Abdülkadir GÜLER, Faika SARP,  M.  Nihat KALKOÇ gibi şair ve yazarların şiir ve yazılarına yer vermişlerdir.
 
Feyzi Halıcı şiirimiz konusunda son yayınladığı ”Şiirler / Dörtlemeler” adlı  kitabında (2005), şunları yazıyor: “ Kılavuzlarım, asırları mısralarıyla, sağlam ve samimi düşünceleriyle kucaklayan iki gönül şairi Mevlana ve Yunus Emre oldu. Beş yaşımdan itibaren Konya ve gönül coğrafyasında şiirleriyle, nağmeleriyle, sohbetleriyle onların karıncası oldum. Hem onları dinledim. Onların himmetleriyle bu şiirleri söylerken zorlanmadım diyebilirim. Kafiyelerde titizliğe düşmedim. İsteseydim hiç kullanılmamış kafilerle dörtlükleri örerdim; ya da cinaslı sözcüklerle de şiirin iskeletini kurardım. Kısa bir sürede yaptığım bu gönül çalışmasının da övünülecek bir çalışma olmadığının bilincindeyim. Bu görevi kendiliğimden kabullendim. Bu dörtlükler de konuşulan güzel Türkçenin akar- su misali, bir akıcılıkta olmasına özen gösterdim. “ Bunları bize söyleyen Usta şair Feyzi Halıcı’nın  “DÖRTLEMELER” adlı kitabından birkaç dörtlük sunmak istiyorum:
 
SENSİN
 
Kemer kemer gönlüme kement sensin,
Bu sevgiye göze sensin, bent sensin,
Ayrılığa son veriyor şarkılar,
Dillerde tapşıran nihavent sensin.
 
AŞK YOLU
 
Bunu böyle söylemiş ecdat, ata,
 
Dağlar vücut bulmaz taş ata ata,
 
Bir huzurlu sona varmak dilersen,
 
Aşk yolunda binilmez rahvan ata.( 2 )
 
ÖZLEM
 
Güneş gibi geldin vurdun cama sen,
 
Değersin güzelim kaç akşama sen.
 
Ben, bu özlem bitsin artık diyorum,
 
Tatlı tatlı bakıyorum ama sen ( S: 340)
 
Şair ve araştırmacı yazar Feyzi Halıcı’yı yakından tanıyan İtalya’dan Roma Üniversitesi Türkiyat Bölümü okutmalarından Ord. Prof. Dr. Anna MASALA F.Halıcı’nın şiir dünyası konusunda şunları yazıyor: “Feyzi Halicı’ nın beğenilen, sevilen bir yanı var. Kendisinde modern Türk kültürünün iki yönü bulunmaktadır. Biri bilimsel yanı, diğeri de şiirle dolu yanı (dır).Çünkü bu romantik, duygulu insan,aynı zamanda mühendistir.Hem de maddenin analizini ve sentezini yapabilen bir kimya yüksek mühendisidir. Ben Türkiye’yi işte bu gözle görüyorum. Teknik bir taraftan, kültür bir taraftan.  Feyzi Halıcı’nın şiirlerini seçip tercüme etmek çok zordur. Daha doğrusu şiiri bir başka dile çevirmek imkânsızdır. İyi bir çevirmen eğer başarılı olmak istiyorsa şiirin ruhu, sesini, manevi atmosferini, gönlünün güzelliğini bir başka dilde yeniden yaratmak gerekir. Demek oluyor ki başarılı bir çevirmen bir an için kendisini şairin yerine koyabilir. Kendisini şair hissedebilir… Feyzi Halıcı  halk şairlerinin  hayal zenginliğini, Yunus Emre ve Hacı  Bektaş-ı Veli ‘nin  tasavvuf ruhunu, Celaleddin- i Rumi  Mevlana’nın  derin hayat dersini, Hacı Bayram-ı Veli’nin felsefesini ve Divan edebiyatı kültürünü miras almıştır.
 
Kültür ve şiir dolu dünyasında kardeşim Feyzi Halıcı’ ya bütün gönlümle selamlıyor, sonsuz başarılar diliyorum.” (3)
 
Sözün özü, şair, araştırmacı yazar Feyzi Halıcı Türk kültürüne, yaklaşık yarım asırdan Türk edebiyatına ve Türk şiirine, Türk kültürüne Çağrı sanat folklor dergisiyle hizmet veriyor. Bu alanda yüzden fazla kitaba imza atmış Türk kültürü coğrafyasında yiğitçe emek veren bir alperen kahramandır. Konya’da, Ankara’da veya İstanbul’da Onun adını okullara, halk kütüphanelerine veya   bir sokak veya caddelere verilmelidir. Sanatımıza ,kültürümüze ve şiirimize ilgi duyanların   Çağrı sanat folklor dergisini    okumalarını özellikle  sağlık veriyorum. Sayın Halıcı yaşarken bunu görmelidir. Buradan selam ve saygılarımı sunuyor, bağlıklı günler diliyor ve sözlerimi onun   bir şiiriyle   noktalamak istiyorum.
 
VAR MISIN?
 
Var mısın düş gibi yarı gecede
 
Bülbül gibi şakımağa var mısın?
 
Duygularım önünde yumak yumak,
 
Gözyaşıyla yıkamağa var mısın?
 
***
 
Gülüşün bir işve, duruşun sual,
 
Gerçekler içinde bir tatlı hayal
 
Tatlı gözlerine oldum arzuhal,
 
Mısra mısra okumağa var mısın?
 
                     ***
 
Ne var aşkı can evinde bilmeğe,
 
Gönül yetmez sevmeğe, silmeğe,
 
Tekmil kaygıları vurdum ilmeğe,
 
Vuslat vuslat dokumağa  varmısın?
 
                     Feyzi HALICI
 
Şiirler / Dörtlemeler -2005- İstanbul
 
  ---------------------------------------------------------------------------
 
1-    Mücadele gazetesi,  M. Kemal Yılmaz 21 Aralık 1992-Aydın
 
2-    Aman ANALAR Ağlamasın, M. Kemal Yılmaz Aydın 2007.
 
3-  Feyzi Halıcı, Şiirler, Dördtlemeler, 2005- İstanbul 
 
------------------------------------------------------------------------
 
Abdülkadir GÜLER
 
15 Mayıs 2016- SÖKE 
 
 
 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..