Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Temmuz '09

 
Kategori
Mizah
 

Türkan Hanım!

Türkan Hanım!
 

bu resmin Türkan hanımla alakası yok!


Gülakan Hanımefendinin son yazısı beni bu yazıyı yazmaya itti!

Resmen itildim! (bu lafı da fıkraya öykünerek yazdım! İşim gücüm öykünmek!)

Trajıkomik bir öyküydü anlattığı. İsmail Bey iflas etmiş. Memleketteki tarlayı satıp yeni bir işyeri kurmuş. Buraya kadar olan kısmı komedi! Yeni işyerini hanımının üzerine yapmış! Burası tam bir trajedi!

Ters bir tanımlama yaptığımı zannedenler aldanıyor!

Aslında yeni bir terime uygun bir yapılanma söz konusu!

“Faciakomedi!”

Bir kütük ev yapma durumumuz vardı. Telefonla görüşmüştük bir hanımla. Bekliyoruz gelecekler. Kapıdan öyle bir girişi vardı ki korkarsınız! Ben de biraz havalı yürürüm ama bu sanki Büyük Ağrı’dan tutun da Erciyes gibi kodları üç binin üzerindeki dağları yaratmış mübarek! Bizimkisi höyük gibi kalır yanında! Yürürken yerler sallanıyordu.

Bir adım arkasından da biri geliyor! Elinde çanta var! Şoförüdür herhalde dedim içimden!

“Merhaba ben Türkan! Ahmet Beyle görüşecektim!”

Valla utandım Ahmet Bey olduğuma!

“Be. ..benim!”

“Siz miydiniz?” Dedi. Sanki beğenmedi gibi geldi bana! Dudaklarına dikkat ettim de bükülmüştü!

“Maalesef benim Türkan Hanım!”

Kadın buz gibi! Çok kadın güler bu espriye!

Buyur ettim otursunlar diye! Türkan Hanım oturdu ama çantalı ayakta! Bundan sonra ona Kargo diyeceğim! Başka bir işe yaramıyor zannedersem!

“Kaça bu evler?”

Böyle bir soruyla girildiği zaman konuya, kimyam bozulur! Konfeksiyoncu hissederim kendimi!

“Abla bu yılın modası bu! Pileli, arkadan yırtmaçlı! Size yüze olur! Güzel hatırınız için!”

“Metrekare üzerinden hesap yapıyoruz Türkan Hanım! Bir de seçeceğiniz aksesuara bağlı olarak oynamalar oluyor fiyatlarımızda!”

“Oynamayı sevmem!”

Haydaa! Ben ona oynarım mı dedim şimdi?

“Ben de bilmem zatenTürkan Hanım!”

“Şöyle altı üstü üç yüz metrekare olacak şekilde! Her odada geniş bir banyo olmalı! Üst katta iki oda yeter!”

“Güzel bir düşünce efendim! Geniş ferah bir ev! Prezident modeli! Çocukların odasında da banyonun olması harika bir düşünce!”

Nereden dedim bunu!

“Odanın birinde Namık yatacak, birinde ben! Öyle değil mi Namık?” Kargoya yan gözle baktı!

Kargo ilk kez konuştu ve benim başımdan kaynar sular döküldü!

“Harikasın Hanım!”

İyi de ayrı ayrı banyoya ne gerek var? Hatta hiç gerek yok! Bu karının yanına bile yanaşmak mesele yani!

Demek Namık bu kadının kocası! İlk defa konuştu ve onu da benim bir önceki cümlemden kopya etti! Zavallı yeni öğreniyor herhalde Türkçeyi!

Hemcinsim olarak Namık’a acıdım! Vaktim olacaktı, Erkekleri koruma derneği (ERDER!) kurardım!

Artık Türkan Hanıma -yağlı olduğu halde- yağlı bir müşteri gözüyle bakmıyordum. Bir an önce gitseler de bu manevi eziyetten kurtulayım diye düşünüyordum. Ahizeyi kaldırdım.

“Nasıl içerdiniz kahvenizi Türkan Hanım? Siz Namık Bey?”

“Ben sade içerim! Namık içmez!”

“Siz de birşeyler için Namık Bey. Ayran gazoz!”

“Yok yok içmez!”

“Kızım iki sade kahve getirir misin bize !”

Aslında ben şekerli içerdim kahveyi! Türkan Hanımın gözünde hepten sıfıra düşmeyeyim diye sade söyledim.

Giderlerken de en çok neye kızdım biliyor musunuz?

Namık Bey geçti şoför koltuğuna, Türkan Hanım da arka sağ köşeye!

Uzattı kolunu askıya bir de!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..