Türkiye, Meclis ve İmralı

Ülkemizde geçmiş yıllarda hatırlarsanız 30.000 şehitimizin katili Abdullah Öcalan uzun uğraşlar sonrası yakalanmış ve bir ada cezaevine yerleştirilmişti. O yıllarda bu kişinin idam edilip edilmeyeceği tartışılıyordu ve sonunda Avrupa İnsan Hakları ve diğer avrupa ülkelerinden gelen politik baskılar ile yaşamasına izin verildi ve cezaevine yerleştirildi. Yine fazla uzak olmayan o yıllarda idama bu kadar karşı çıkan ve yaptırım uygulayan bu ülkelerin gözü önünde Amerika Saddam Hüseyini astı. Olay bugün belki de unutuldu..!

O yıllarda hatırlarsanız Abdullah Öcalan için "Sayın" kelimesi kullanmak dahi bir suç teşkil ediyordu. Şimdi dönüp bir etrafıma bakıyorum da, o günlerde Abdullah Öcalan'a verilen yaşam kararı bile çok büyük bir mükafat iken, bugün "Abdullah Öcalan cezaevinde dayak yiyor kötü muamele görüyor" diye eylemler gerçekleşiyor. Hatta bir milletvekili çıkıp "SAYIN Abdullah Öcalan serbest bırakılmalıdır" diyor.

Bu güne kadar cezaevi koşulları ya da gördüğü muameleden dolayı bir çok mahkum hastalanmış ve hatta işkenceler ile hayatlarını kaybetmişlerdir. (Hatırlarsanız bu durumla ilgili olarak ta yakın zamanda çıkan bir haber de "evet cezaevlerimizdeki şartlar kötü olabilir ama düzeltmek için gerekeni yapacağız PARDON" gibi bir açıklama gelmişti.)
Bu hayatlarını kaybeden mahkumlar için hiç bir topluluk eylemde bulunmamış yada bulunamamış ve hiç bir millet vekili çıkıp bu konularda bir konuşma yapmamıştır.

Şimdi sorarırım size, Terörist başı Abdullah Öcalan' lehine yapılan bu eylemler ve millet vekillerinden gelen bu demeçler ne anlama gelir?

"Bir insan başka bir insanı savunuyor ve şartlarını iyileştirmek adına çaba sağlıyorsa, bu o insanın fikir ve düşüncelerini kabul edip ona saygı duymak ve fikirlerini eyleme dönüştürebilmesi için destek olmaktan başka bir şey değildir."

Burada bahsettiğimiz insanın yıllardır evlatlarımızın, kardeşlerimizin canının alınmasını sağlayan ve fiili olarakta bunu yapan ve yaklaşık 30.000 kişinin katili olarak tanımlanan bir terörist başı olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.

Bu kişinin taraftarı günümüzde o kadar çoğalmış ya da o kadar rahat hareket eder olmuş ki artık kendilerini mecliste temsil edecek bir parti kurmuş ve millet vekili ya da vekilleri bile çıkarmışlar.

Bu saatten sonra vatandaş olarak yapabileceğimiz tek şey sandık başında kullandığımız oylar olarak görünüyor. Doğru kişilere doğru düşünceler ile... Ve sonrasında ise yapabileceğimiz tek şey beklemek olacaktır.

Neyi mi?

Hükümetimizin ve en önemlisi TSK'lerimizin Türkiye'deki bu kötü gidişata bir dur demesi ve Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet devam etmesini sağlamasını...!

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..!