Türkiye'de de "Politeknik Üniversiteleri" Kurulmalıdır....

Son yıllarda Çin, kalkınma yolunda büyük ilerlemeler kaydetti.

Çin'in başarısının altında acaba neler var diye baktığımda izlenimlerim şu şekilde;

- Halka hizmet etme anlayışları var

- İnsanları organize ederek harekete geçirebilme becerileri var

- Çin, sosyalist bir rejimde devlet kapitalizmi uyguluyor

- Kalkınma hedefleri var ve her 10 yılda bir bu hedefleri gözden geçiriyorlar

- Planlamaya büyük önem veriyorlar

- Bilimselliğe önem veriyorlar

- Büyük tarihi bir geçmişleri var

- Büyük topraklara ve nüfusa sahipler

- Tek parti yönetiminin hareket serbestliği ve kolaylık sağlaması var

- Çin teori ve pratiği bütünleştirmiş durumda ancak pratik sanki daha bir değerli görünüyor, sonuç almaya büyük önem veriyorlar.

- Çin'in jeostratejik konumu zaten başarıyı zorunlu kılıyordu. Etrafındaki ülkeler, dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında....Güney Kore, Japonya, Avustralya, Kanada, Amerika, Hindistan, Rusya gibi gelişmiş bir çemberin içinde yer alıyorlar.

- Hong Kong'un İngilizlerden Çin'e devri, Çin'deki bakış açılarını geliştirmiş görünüyor

- Stratejik hedeflere kararlı yürüme çabaları var. Örneğin kırsal yöreleri kalkındırma politikaları var. Yoksuklukla mücade etmek için kırsal kesimde imkanları artırmaya çalışıyorlar. Buna çok büyük önem veriyorlar.

- Çin'e özgü sosyalizm uyguluyorlar. Dünya piyasasına açık olma, kapitalist sistemden mümkün olan en büyük paydayı sağlamak istiyorlar.

- Maliyetleri en aza indirme politikaları, çabaları sonuç vermiş durumda. Bu onlara çok büyük rekabet avantajı sağlıyor. Dünya üzerinde pek çok ülke ile gümrükleri de sıfırlamış durumdalar.

- İnsanların yaratıcılıklarını ve insiyatiflerini geliştirmek için çaba harcıyorlar.

- Önce taklit edebilmek, yapabilmek öğrenmek ve uygulamak onlar için çok önemli.

- Çin Milliyetçiliği büyük motivasyon sağlıyor.

Çin son yıllarda pek çok alanda atağa kalktı. Çin artık bir dünya devi oldu. Örneğin medyadan aldığımız haberler şu şekilde;

- Milli gelirde dünyada Amerika'dan sonra 2. sıradalar

- Petrol tüketiminde dünyada Amerikadan sonra 2. sıradalar

- Her türlü imalatta varlar

- Olimpiyatlarda birincilik için Amerika ile başa baş mücadele ediyorlar

- Deniz keşiflerinde öne çıkmaya başladılar. Mariana Çukurunun 7 bin 20 metresine inmeyi

başardılar

- Shenzhou-9 roketiyle uzaya çıktılar

- Tiangong-1 uzay laboratuvarına sahipler. Uzayda Amerika ve Rusya ile birlikte 3. ülke durumundalar

- Dünyanın en büyük havaalanına sahipler (Pekin)

- Pekin Shangay arasındaki hızlı tren hattı 1300 km ve 4 saat. Bir yılda 53 milyon yolcu taşınıyor.

- Shanghay’ı NINGBO’ya baglayan deniz üzerindeki Dünya’nın en uzun köprüsüne sahipler, köprü uzunluğu 30 km'nin üzerinde.

- Konutları montaj usulü çok ucuza, çok kısa zamanda bitirebiliyorlar.

- En son çıkan haberlerde, "Sky City" adında, 838 metrelik dünyanın en büyük, en yüksek binasını 7 ayda bitereceklerini açıkladılar.

Türkiye de dünyada artık gelişmiş ilk 20 ülke arasında sayılıyor. Dünyanın büyüklük olarak 16-17. ekonomisi. Türkiye'de de artık daha organize ve daha büyük işler yapılması gerekiyor.

Bunun için ülke olarak organize olabilmeyi, büyük projeler yapmayı, bilime değer vermeyi öğrenmemiz gerekiyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına kanımca çok büyük işler düşüyor.

Başbakan geçen hafta açıkladı. Türkiye'de Üniversite sayısı 168 olmuş. Üniversiteleri, sanayi ve teknoloji ile buluşturmak ve ülkenin ihtiyacı olan somut pratik ürünler ortaya çıkarmamız gerekiyor. Bu amaçla, kanımca disiplinler arası bütüncül bakış açılarına çok ihtiyacımız var.

Mesela yurt dışında Politeknik (Polytechnic) üniversiteleri var. Bu üniversiteler, farklı disiplinlerden gelen bilgiyi öğrencilerine sunuyor. Yani öğrenci bir dalda derinleşmiyor ama pek çok alanda yatay bir bilgi edinebiliyor. Böylece somut ürünler üretilmesinde yaratıcılığını kullanabiliyor. Yani öğrenciler farklı disiplinlerden ilham alarak bütüncül bir bakış açısına sahip olabiliyor.

Bence Türkiye'nin bu modeli de alıp denemesinde fayda var. Ülkede 50 tane de böyle Politeknik Üniversitesi olsa, bence ülke bundan epey yararlanır. Siyaset kurumunun bundan sonra yeni üniversite açarken "Politeknik Üniversiteleri" açmasında ben fayda görüyorum. Etkileşimlerden de ülke epey fayda sağlar diye düşünüyorum.

Dünya artık akademi ve sanayinin pratik yerel ihtiyaçlar temelinde çalışmasına ve somut sonuçlar elde edilmesine yoğunlaşmış durumda. Bu amaçla hem akademik hem de sanayi tecrübesi olanlar, politekniklerde değerlendiriliyor. Mesela artık dünyada enerji, tasarım (otomotiv, mimari, tekstil), gıda/tarım, çevre koruma, savunma sanayi,  ergonomi gibi çok disiplinli alanlarda gelişmeler yaşanıyor.

Kanımca bu konuların ülkede daha fazla konuşulması lazım. YÖK'ün ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının üniversitelerdeki atıl potansiyeli iyi değerlendirmesi, ülkeye fayda getirici organizasyonlar yapabilmesi lazım.