Türkiye'de Operasyon

Türkiye’de her şeye rağmen özellikle gençler arasında ateizmin hızla yükselişe geçtiği bir döneme girdiğimizi söylersek abartı yapmış sayılmayız.

Özellikle dini yapılarla ilgili son yıllarda ortaya çıkan olumsuz haberler etki-tepki, zorlama, çaresiz bırakma gibi algılanan bazı durumların yıllardır mağdur olanların da ellerine güç geçtiğinde başkalarını pekâlâ mağdur etmekte sakınca duymadıklarını üzülerek görüyoruz. Hakların kullanımının hiçbir zaman bir rövanş unsuru olamayacağı sağlıklı yapılarda alt tabandakiler uzun yıllar birbirleriyle anlamsız mücadele içerisinde ağaç demir kesti, sapı ağaçtandı misali toplumun alt kademeleri birbirini kırdı geçirdi. Özellikle Türkiye NATO’ya girme sürecinden sonra egemenlikler bir şekilde ihtilaller, sağ-sol olayları, 12 Eylül öncesi yaşananlar belli ki, projeydi. Dallas ve Cayar,  Tecavüzcü Coşkunvari filmleri ile millete en saçma durumları belletirme çalışmaları da başka bir projelerdi, aynı şekilde Asenalar, arabesk müziğiyle başlayan akımlar projenin başka ayaklarıydı.

İyi olduğu şu anda düşünülen eylemlerin kötü sonuçlar vermesi de olağan karşılanır. Özellikle planlanmamış her adım, istenilen sonucu vermez. Bazı kurumların özellikle insanların kutsalları hakkında, kutsalları temsil ettikleri iddiasında olanların şiddet ve kötü haberlerle anılması tertemiz dimağların kutsallara ve kutsalları temsil eden kimselere tepkisi kurumsal yapılara yönelmeye başladığında etki-tepki amacını gerçekleştirmiş olur. 

Günümüz insanın sınavları, eski zamanlara göre çok daha çetindir. Dünyada olan biten hemen her olay, doğruluğu tartışılmadan hemen evlerimize, ceplerimize giriyor. Öyle ki ortam müsait olduğunda etki-tepki çalıştığında alimi yolduran, zalim veya zındığı övdüren düşünce yapıları inşa etmek mümkündür. 

Binlerce verilerin her geçen gün sistematik olarak bombardımanı, bir yapı çerçevesinde insanları umutsuzlaştırmak, basitleştirmek, dönüştürmek için hiçbir fırsatı kaçırmayacaktır. Doğada var olan her şey bir şekilde doldurulur. Boşluk dahi zehirli atıkarla dolmuş bir beyin kadar gereksiz olamaz. Boşluğu doldurmak mümkünken, zehirli atıklarla dolmuş bir doluyu önce boşaltmak sonra doldurmak lazım gelir ki, dolu bir bardak dahi boşaltıdığında bardakta nemi, izi, lekesi veya yalaşığı kalır.

İnsan beyni, tertemiz bir kâğıda benzer. Buna ne çizilirse onu gösterir. Şu anda da insanların, özellikle genç dimağların beyinlerine kazınan dini akımları temsil eden hemen her grubun da bir maddi amaçlar, maddi emeller karşısında anında durum değişikliğine gittiğine dair anlamalar, İslam’a en son bu şekilde Türkiye’de yapılan dolaylı saldırıdır. Bunun da daha değişik bir proje olduğuna dair kuşku yok. Ama bunu iyi anlamak lazım…