Türkiye'ye neler oluyor?

23.09.2009

Türkiye’ye neler oluyor?

Felaket haberleri ile yatan, şehit haberleri uyanan, yarınlara güvenle bakamayan uyur gezer bir millet olduk. Kömür ocaklarında göçüklerde, Tuzla Tersanelerinde onlarca işçimizi kaybediyoruz. Ya trafik kazalarına, cinayetlere, kap kaçlara, sapıklara, tecavüzcülere ne demeli? Bunlara işsizliği, açlığı yoksulluğu ekleyelim.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi birde Kürt Açılımı safsataları ile birbirimizi ötekileştirme senaryoları var..

Tüm bunlar kader midir? Bunları niçin yaşamak zorunda kalıyoruz? Hangi devirde yaşıyoruz?

Devlet ne için vardır? Tüm bu olumsuzlukların, kötülüklerin olmaması ve vatandaşını koruması için, halk için vardır değil mi?

O zaman benim devletim nerededir?

Bu duyarsızlık nedendir?

Bizde maalesef Atatürk devrinden sonra halkını düşünen devlet yapısı yavaş yavaş bozulmuş, Amerikan güdümlü idareler gelmiş, memleketin içine etmişlerdir. 7 senedir AKP iktidarı döneminde de bu ayyuka çıkmıştır.

Oy hesapları, köylerden büyük şehirlere göçler, bunun yanı sıra eğitim ve sağlık alanında özelleştirme ve talandan, kısacası sömürüden ve de kapitalist sistemin çarkının dönmesinden ne can güvenliğimiz nede mal güvenliğimiz kalmıştır.

Çarpık kentleşme, ormanların yok edilmesi, betonlaşma ve suyun sızacağı yer kalmaması, yakın zamanlarda birkaç sel felaketi yaşamamıza sebep oldu. Bunun son örneğini Çatalca ve Silivri’de içimiz acıyarak gördük.

16 yıldır bir türlü ıslahı yapılamayan Ayamama deresinin taşması sonucunca otuzdan fazla can gitti, yüzlerce insanımız evsiz barksız kaldı, kocaman tırlar, araçlar bir ceviz kabuğu gibi sel sularında sürüklenip telef oldular.

Sayın Başbakan da diyor ki "Daha önce de belirttim, dere yatağını bulur ve intikamı ağır olur.”

Yani şimdi buna derenin intikamı veya Allahın hikmeti diyip geçiştirecek miyiz?

Mademki daha önceden bunu tahmin etiniz. O zaman neden önlemini almadınız diye sormazlar mı adama?

15 yıldır hemen hemen tüm belediyeler bu iktidarda değil mi? Kadir Topbaş tüm dereleri ıslah ettik demişti. Bu nasıl ıslahtır?

Birinci suçlu intikamcı dere, ikinci suçlu ise CHP imiş.

Ah Allahım Yarabbim ah! Ya gökten tepemize taş yağsa, suçlu CHP. Ellerine yüzlerine bulaştırdıkları her şeyi hep CHP yapıyor bazılarına göre.

CHP ye bir pislik atılsın da ne olursa olsun. İstanbul İl Bakanı Sn. Gürsel Tekin elinde belgelerle cevap verdi buna. Ben burada uzun uzun yazmak istemiyorum. Arzu edenler Gerçek Gündem de okuyabilirler. http://www.gercekgundem.com/?c=59999

İstanbul’a laleler dikip makyaj yapmak, milyarlarca parayı sokağa atmak marifet değil. Önce vatandaşın can güvenliği sağlanmalıdır. Bana kalırsa bir suçlu aranacaksa o devlettir. Devleti idare eden yönetimlerdir. Çünkü bunca zaman tedbir alınmamış nice canın kaybolmasına sebep olmuştur. Vatandaşın devlete mahkeme açmak gibi bir hakkı var mıdır bilemem ama zarar ziyanları bir çeşit temin edilse de kaybettikleri canlar hiçbir şekilde geri gelmeyecektir. Yazık, çok yazık!

İstanbul’da 30 yıl içerisinde yaşanacak olan o büyük deprem için can güvenliğimiz var mıdır? Yoksa o zaman da tabiatı suçlayarak kabahati onamı atacağız?

3. köprü için su yataklarımızı, ormanlarımızı yok etmeye, yaşayan canlılarımızı el birliği ile yok etmeye mi çalışacağız? Biz ne yapmaya çalışıyoruz? Kendimizi, vatanımızı yok etmeye mi çalışıyoruz acaba?

Türkiye’de neler oluyor?