Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

Ucube heykel mi, yoksa put mu?...

Ucube heykel mi, yoksa put mu?...
 

Ucube heykel mi, yoksa put mu?... 

Bir yerde okumuştum, aynen şöyle diyordu: 

''Müslümanlar tevhid inancı gereği heykelleri ve putları Allaha şirk koşma aracı olarak gördükleri için putlara karşı nefret duyarlar!...'' 

Ülkemizde, cumhuriyet döneminde dikilen anıtlar hep Atatürk Türkiye'sini ve ulus devleti çağrıştırdıkları için, her zaman yobazların kötü nazarlarına maruz kalmıştır... 

Bir de Kars gibi, Ermeni zulmu görmüş bir yerde, Kars'ın her yerinden görüldüğü gibi, Ermenistan'dan da görülebilen bir heykel var... Ve Ermenilerle dostluğu ve barışı çağrıştıran , bıraz abartılı da olsa böylesibir anıt, muhafazakar bir hafızaya ne denli olumlu izler bırakabilir?... O da tartışılması gereken ayrı bir konudur... 

İlk meclisin karşısına dikilen, ilk heykel -anıt, Avusturyalı heykeltıraş Heinrich Krippel’in yaptığı çalışmadır. Ve Atatürk'ün, atı Sakarya'nın üstünde, ileriye baktığı, iki mehmetçik ve sırtındaki top mermisiyle halkı temsil eden bir kadından ve cumhuriyetin kuruluş koşullarını açıklayan dört kitabeden oluşur!... Bu eski adıyla Zafer Abidesi'dir... 

Zafer Abidesi ile başlayan bu serüven, 1938'e kadar, Ankara'yı bir heykeller kenti yapmıştır!... Ve ardından bu heykeller Türkiye'nin en önemli kentlerine yayılmıştır... Bu heykelleri yapanlar, Avusturyalı Heinrich Krippel, Josef Thorak ve Anton Hanak ve Alman Clemens Holzmeister'dir... 

O günlerden başlayıp, bu gün Kars'da ki, Mehmet Aksoy'un ''İnsanlık Anıtı''na gelen bir süreç vardır... Ve bu süreç, cumhuriyet karşıtlarınca hiç mi hiç sevilmemiştir... 

Bırakın Kars'ı, İstanbul'da bile, eli ayağı, yüzü sağlam kalmış kaç tane heykel vardır?... Örneğin Tophane'deki, Almancı işçileri anımsatan heykelin nasıl bir toplumsal erezyondan geçtiği, sürdürdüğü kör topal yaşamıyla gözümüzün önünde utanç verici şekilde durmaktadır!...Hem de ünlü yontucuların atölyelerinin dibinde!...Bu , ülkemizdeki hem toplumsal hem de adam sendeci santasal bilinci simgeler... 

Belki heykelin sanatsal, insancıl mesajı ne olursa olsun, kentin silüetini bozduğu, kentin simgesine ve genel peyzaja zarar verdiği tartışılabilir... Heykelin gene görülebilir, farklı bir yerde varolması istenebilir... 

Ama bir heykeli yıkmaya kalkmak, kabul edilir, bir iş değildir. 

11 OCAK 2011 

 
Toplam blog
: 11
: 709
Kayıt tarihi
: 07.01.11
 
 

İnsanı, onun emeğini ve doğayı seven bir mizacım var. Sağanak gibi geçip giden ömrü iyi kullanmak, a..