Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '17

 
Kategori
Anılar
 

Umudum daha da arttı

Umudum daha da arttı
 

Şu günlerde atamadığım bir yorgunluk var üzerimde. İki satır bir şeyler karalamak, bir kaç sayfa kitap okumak zor geliyor. Arkadaşların yazdıklarını bile eskisi gibi okuyup yorum yazamıyorum. Kim bilir belki de neden yorum yazmıyor diye düşünenlerde vardır. Haklılarda. Onlara söyleyeceğim kabul edilebilir bir mazeretim yok elbette.

Hızla değişen gündemi takip etmekte beni bunaltıyor artık. Yine de şikâyet etmeye hakkım olmadığını düşünüyorum. Bugüne kadar dertlerden, yalanlardan, yanlışlardan, işsizlikten, geçim gailesinden, siyasetten çok konuştuk, okuduk, yazdık. Gelin bugünde biraz sevgiden, dostluktan, arkadaşlıktan bahsedelim.

Yıllar öncesi dostlarımla tekrar görüşmenin heyecanı var şu sıralar bende. Kar yağınca yolların kapandığı, beyaz kâbusun insanları esir aldığı yerleri hatırladım. O yıllardaki öğretmen arkadaşlarımı, beyaz uykularında değnekten atının sırtında koşuşturan çocukları, hastaları, yaşlıları, gençleri. Taştan evleri, minnacık pencereleri, yanı başında tezek yığınlarını. Ama yazın yaylasını, yeşil ovasını, kazını, kuşunu… İnsanlarındaki yürekten göze, davranışa ve söze yansıyan sevgi sıcaklığını hatırladım.

Dün gece sosyal medyaya takıldım. Aslında fazlaca üzerinde durmadığım bir alan. Ne ki, iyi ki takılmışım. Altta trafik ışıkları gibi yanıp sönen uyarı bir iken beş oldu. Arayan dostlarımdı. Değer verdiğim sevdiğim, saydığım, çoğu zaman çok konuşmayan, dertlerini türkülerle dile getirenlerdi. Kimi öğretmen arkadaşlarımla görüşmeyeli ve konuşmayalı tam 32 yıl olmuştu. Onlarla konuşmak beni duygu seline boğdu. Yıllar öncesinin aydınlık günlerini tekrar yaşadım. Üzerine basıp geçenlere inat “sevgi ve saygı” hâlâ var. İyi ki de var…

Derken bir öğretmen arkadaşım aradı. Selamlaştık. Bir diğeri bir öğretmen arkadaşımın çocuğu idi. Benim eski bir öğrencim. Yürekten sevgisini kelimelerle bütünleştirmesine heveslendim. Zorluklarla savaşsa da şikâyetçi değildi. Bilinçliydi. Gazetelerden ve günlük haberlerden uzak değildi. Sevindim, umudum daha da arttı. İnsanların birbirinin üzerine basıp geçtiği, üç kuruş için insani değerleri savurduğu, hiçe saydığı günümüzde umudunu yitirmeyenleri görmek yıldızlar kadar uzak değildi artık.

Eskiden gecenin geç saatlerine kadar sohbetin koyulaştığı köy kahvehaneleri vardı. Yaşlıların anlattıklarını dinlemek ya da anlatmak bambaşka bir zevk olurdu. Kahvehanesi olmayan köylerde ya köy odası veya köy konakları vardı. Çoğumuz akşamın gelmesi için sabırsızlanırdık. O gecelerde köroğlundan, âşıklarımızdan, masallarımızdan bir şeyler söylemek adettendi. İnsan ömrünün kin ve kavgalarla tüketilmesinin ne kadar yanlış olduğu vurgulanırdı. Dostluktan, yardımlaşmadan, baharda yapılacak işlerden söz edilirdi.

Şimdilerde eski dostlarımızla bir araya gelemesek de teknoloji sayesinde karşılıklı konuşma ve geçmişi anma imkânı oluyor. Hal hatır sorup selamlaşıyoruz. Köy kahvehaneleri yerini teknolojiye bıraktı çoktan. Ama yine de o köy kahvehanelerini arıyor insan. O sıcaklığı ve içten söylemleri aynı odanın havasında solumanın yerini teknoloji dolduramıyor.

İki öğretmen konuşurda o konuşmada eğitimden söz edilmez mi? Başlıca konumuz eğitimdi. Eski ile yeniyi değerlendirdik. Eğitimin toplumsal bir işlev olduğunu, geliştirilmesi, yenileştirilmesi, yetenekli ve başarılı insan kaynağının yaratılması gerektiğini dile getirdik. Çağdaş dünyada yerimizi almak için rehberimizin akıl ve bilim olması gerektiğini, küreselleşen dünyada gelişen bilişim yeniliklerinden mutlaka yararlanılması gerektiği konusunda hem fikirdik. Ezberci bir eğitim yerine, öğrenci merkezli bir eğitimin olması gerektiğini, çağdaş normlara ancak bu şekilde varılabileceğini söyledik.

Giderek artan öğretmen sorunlarına çözüm üretmenin yanı sıra öğretmenlerin ücret sıkıntısının giderilmesinin önemini vurguladık. Bir ulusun kalkınmasında en önemli işlevin eğitim olduğunu, çocuklarımızın akıl ve bilimin ışığında yetiştirilmesi gerektiğini, çağdaş bir ulusun çağdaş bir eğitimle oluşturulabileceğini son söz olarak söyledik.

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 210
: 910
Kayıt tarihi
: 04.05.08
 
 

Eğitimciyim. Bir insanın çağdaş bir gelecek için, aydınlanma için çok okuması gerektiğine inanıyo..