- Kategori
- Gündelik Yaşam
Usturalar
Duvarda rengârenk usturalar ve her birinin üzerinde küçük kâğıtlara yazılmış numaralar var...
“ Müşterilerin usturası farklı demek?”
İçimden geçirdiğimi dillendirdiğimi, kısa boylu, şişman berber cevap verince anlıyorum...
“ Evet... Kiminin sahibi artık gelmiyor, kıyıp atamıyorum!”
Anlamaz gözlerle bakıyorum...
“ Şu on yedi numara İbrahim amcanındı”
Cevabı tahmin ettiğim halde soruyorum;
“ Ne oldu İbrahim amcaya?”
“ Geçen yıl bir düğünde damadıyla kavga etmiş, evde fenalaşmış... Ertesi gün gömdük...”
Kızı, babasının ölümünden kocasını sorumlu tutmuş mudur acaba?
&&&
“Bir numara kimin?”
“ Rahmetli babamın... Dükkânı açtığımda ilk müşterim o oldu... Hastalık derecesinde titiz adamdı... Usturalarda onun fikri zaten...”
Berberin aklına babasıyla ilgili hangi anıyı düşürdüm kim bilir?
Gözleri dalıyor, ciğerlerinde biriktirdiği havayı enseme üflüyor...
&&&
Ustura sahiplerinin hepsinin ölmüş olamayacağını düşünüp dört numarayı soruyorum bu defa;
“ Bankacı Fikri’nin...”
Duruyor, aklına yeni bir fikir gelmiş gibi heyecanla anlatmaya başlıyor;
“ Uğramıyor ne zamandır... Bir kalfam vardı, geçen sene ayrılıp dükkân açınca, benim müşterilerin yarısı uğramaz oldu... Meğer hepsinin telefon numarasını almış önceden... Baksana sen!”
“ At o zaman ağabey usturayı...”
“ Atmam, neme lazım gelir melir... Ayıp olmasın adama... Belli olmaz sağı solu”
&&&
Keskin limon kolonyasını yüzüme boca edip, suratımı yangın yerine çevirdikten sonra soruyor;
“ Başka bir isteğiniz?”
Tıraş bitti, kalk bakalım koltuktan demenin farklı bir yolu bu...
Ayaklanıyor, duvardaki plastik askıya iliştirdiğim ceketimi alıyorum...
O esnada yirmili yaşlarda, sakallı, uzun saçlı, kulağı küpeli kavruk bir delikanlı giriyor içeri, berber kapıya kadar beni yolcu ediyor, son anda gülerek kulağıma fısıldıyor;
“ Otuz numara da geldi işte! ”