Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Uyanık geçinenler

Uyanık geçinenler
 

Foto:Ş:ODABAŞI


Memleket, uyanıklardan geçilmiyor.

“Uyanık” olmanın uyumamakla alakası yok.

Aynı zamanda ayakta uyuyanlarda çok.

Ayakta uyuyanlar çok olunca da, uyanık geçinenlerde hayli fazla.

Arz talep meselesi.

*

Bir uyanık İstanbul’da “Galata Kulesi’ni” satmadı mı?

Aynı adam zannedersem  “Boğaz Köprüsü’nü de” satmıştı.

Beyoğlu’nda tramvayı bile satmaya çalışırken yakalanmış bu adam.

“Sülün Osman” olacaktı bu adamın adı, çocukluğumda görmüştüm gazetelerde.

Sülün Osman, Deli Dumrul benzeri bir iş daha yapmaya kalkmış. Taksim Meydanı’nda yolun üstüne bir paspas koymuş. Gelip geçenden para istemiş. Paspasa basma parası. Tam uyanık ya!

Memlekette “ayakta uyuyanlar” bitmediği için, satış işlemleri devam ediyor günümüzde.

Rivayet o ki; “Sülün Osman” Anadolu’dan İstanbul’a gelen gariban köylüleri kandırmış hep.

Hala böyle gariban köylüler var mı? Bilmiyorum.

Ancak günümüzde geçerli olan yeni moda; “Tarihi eser ya da hazine buldum” yalanları.

Uyanıklar sahte bir haritayla geliyorlar bir köye, kazıyorlar haritada işaretli yeri. Çıkarıyorlar bir heykel. Sonrada gösterdikleri köylülerin traktörüne kadar sattırıp duman ediyorlar ortalığı. Organize bir iş yanı. Yerli işbirlikçilerde var işin içinde.

“Define bulduk” “Afrodit Heykeli” bulduk. Çok zengin olacağız derken, çuvalı deldiren çok ayakta uyuyan var günümüzde.

İş bitince, elindeki alçı heykelle Bakırköy’ü boylayan çok uyanık var memlekette.

Esas uyanıklar, zahmetsiz kaldırdıkları parayla göbek atıyorlar, her gece.

Yeni işlere yelken açıyorlar.

Dillerinde de kalıplaşmış bir söz:

“Bu memleketin enayisi bitmez.”

*

“Anadolu köylüsü saftır, temizdir, kalbin de kötülük yoktur” diye övünürüz.

Uyanık geçinenlerde “kandırabilme becerileriyle” övünürler.

Herkesin kendisine göre bir savunması var.

*

Bir köyde çalışıyorum.

Nuri diye bir komşum vardı.

Alacakaranlıkta, eve giderken yolun kenarında bulunan bir traktör römorkunun arkasında bir karaltı fark ettim.

Kulağıma gelen sesten birisinin bir şeyler yediğini anladım. Dikkatli bakınca gördüm ki, bizim Nuri bu.

Yanına gittim. Elinde bir kese kâğıdı, Nuri şekerli leblebi yemekte.

“Hayrola Nuri. Niye burada yiyorsun leblebileri?”

Nuri’nin cevabı ilginçti.

“Hoce yarım kilo leblebi aldım. Yolda fark etmeden yemişim yarısını. Eve götürsem evde sekiz çocuk var. Kaç leblebi var zaten. En iyisi hepsini yiyeyim” dedim.

Uyanık geçinen vicdansız, zıkkım ye emi.

Kendisinden başka birilerini, düşündüğünü hiç görmedim zaten.

Bu uyanık Nuri, bir keresinde de benden para istemişti.

“Niçin?” diye sorduğumda;

”Yeni avrat alacağım” demişti.

*

Aynı Nuri ile bir hatıram daha var.

Köyün trafosunda sigortaları atmış.

Köyde elektrikçi yok, sigortaları takıp halletmek gerekli. Bir merdiven bulup, trafoya çıkıp yapmamız lazım.

Birkaç köylü trafonun başındayız. Nuri atıldı.

“Hoce sen çık trafayo lo. Ben çıkmam benim sekiz çocuk var.”

“Ule Nuri bizimde çocuk var. Bu nasıl laf?”

“Hoce senin sigortasi var. Sana elektrik çarparsa, devlet çocuklarına bakar. Benim çocuklara kim bakacak?”

“Ulan Nuri aklını s…senin.”

Görün salak geçinen, Nuri’deki uyanıklığı.

*

Yine aynı köyde bir yaşlı emmiyi tanıdım.

Adam, herkesten almasını biliyor, işini bir şekilde çeviriyor.

Kendisinden bir yardım istenince de, alabildiğince yemin ediyor. Yemininde “Allah var, Kur’an var, namus var.” Saydırıyor iyice.

Kimseyi kıpırdatmıyor adam.

Bir gün çıkarıverdi baklayı ağzından. Övünerek anlattı yaptığı uyanıklılığı.

Şöyle.

Birisi kendisinden bir yardım isterse yemin edermiş, elerliyle bir yeri tutarak.

“Kusura bakma, yardım edemiyorum, ellerim boş değil.”

Doğru, elleri boş değil. Oturduğu sandalyeyi tutuyor.

Birisi kendisinden borç para isterse, yine yemin edermiş.

“Vallahi billahi bende beş kuruş yok.”

Doğrudur. Adamda para çokta beş kuruş yok. Yalan mı?

Adam uyanık, basar yemini.

“Ellerim boş değil.”

“Bende beş kuruş yok.”

Dilin kemiği mi var? Kıvır da kıvır.

*

Düşünüyorum da.

“Kandıran mı uyanık?

“Kandırılan mı?”

Sahi“Uyanık” kime denir?

Bu soruyu sordum ya. Cahilliğime verin lütfen.

 
Toplam blog
: 420
: 1641
Kayıt tarihi
: 19.12.08
 
 

1957 Çanakkale/Yenice doğumluyum. Öykü ,deneme, şiir yazarım. Yazdığım bir çok şiirin bestesini d..