- Kategori
- Tarih
Uzaylı Atalarımız Anunnakileri tanıyalım: Sin / Nanna
Nanna (NAN.NAR'ın -"parlak olan"- kısaltılmışı), çağlar aşıp bize kadar, daha iyi bilinen Akkadca (veya "Samîce") adı Sin ile geldi. Dünya'da doğan ilk Anunnaki'dir. Ay tanrısı olarak bilinen Sin, Ningal ile evlenmiş ve ondan ikiz çocuk sahibi olmuştur. İnanna ve Samaş onun çocuklarıdır.
Ur'un bereket ve bolluğu, şehir halkı tarafından doğrudan Nanna'ya atfedilmekteydi. Ur'un (tanrının lütfuyla) yöneticilerinden biri olan Şulgi, M.Ö. üçüncü bin yılın sonunda Nanna'nın "evi"ni "bollukla dolu bir ağıl", koyunların çoğaldığı ve öküzlerin kesildiği "ekmek adaklarının bereketli yeri", davul ve zilli tefin sesinin duyulduğu tatlı müzikle dolu bir yer olarak tarif eder. Koruyucu tanrısı Nanna'nın yönetimi altında Ur, Sümer'in tahıl ambarı hâline gelir; diğer her yerdeki tapınaklara tahıl kadar koyun ve davar da sağlar. "Ur'un Yıkılışı Üstüne Ağıt" başlıklı merin bize, negatif bir yolla, felâketten önce Ur'un nasıl olduğunu anlatmaktadır:
Nanna'nın ambarlarında tahıl yok.
Tanrıların akşam yemekleri, tatsız;
büyük yemek salonlarında, şarabın ve balın sonu gelmiş...
Tapınağının ulu fırınında, ne öküzler ne koyunlar hazırlanmakta;
Nanna'nın büyük Prangalar Yerinde:
öküzlere emirleri verilen yerde uğultu kesilmişsessizliği
çok büyük...
Öğütme taşı ve havan tokmağı hareketsiz...
Adak sandalları, adak taşımıyor artık...
Nippur'daki Enlil'e adak ekmeği getirmiyor.
Ur'un nehri boş, sandallar işlemiyor...
Kıyılarında yiyecek bitmiyor, uzun otlar sarmış.
"Rüzgâra karışan ağıllara", terk edilen ahırlara, giden çobanlara ve sürü güdenlere ağıt yakan bir diğer ağıt ise çok gariptir: Ur halkı tarafından değil, tanrı Nanna ve eşi Ningal tarafından yazılmıştır. Bu ve Ur'un düşüşü üstüne yazılmış diğer ağıtlar, sıra dışı bir olayın travmasını gözler önüne sermektedir. Sümer metinleri bizi, Nanna ve Ningal'in felâket tamamlanmadan hemen önce şehri terk ettikleri konusunda bilgilendirir. Bu dokunaklı biçimde tarif edilen, acele bir ayrılıştır:
Doğrudan Enlil'e başvuran "Sin, ıstırap çeken kalbini babasına açar; Enlil'i selâmlar, onu doğurtan babayı" ve ona yalvarır:
Ey beni doğurtan babam,
Ne zamana dek düşmanca bakacaksın
özür dileyişime?
Ne zamana dek?...
Sebebi olduğun bu eza çeken kalpte
bir alev gibi titreşen
lütfen
dostça bakıver.
Hem Sümer metinleri ve hem de arkeolojik bulgular, Sin ve eşinin Harran'a, birkaç nehir ve dağlık arazi tarafından korunan Hurri şehrine kaçtığını belirtmektedir. Şunu da belirtmek gerekiyor: İbrahim’in babası Terah'ın önderliğindeki klanı, Ur'u terk ettiklerinde, onlarda yönlerini Harran'a çevirmişlerdi; Vaadedilmiş Topraklar'a gitmeden önce orada uzun yıllar oturmuşlardı.
Harran'daki -bin yıl içinde tekrar tekrar inşa edilen- Sin tapınağı elli yıldan fazla süren kazılar sırasında gün ışığına çıkarıldığında, buluntular arasında üstlerine çok ilginç bir kaydın kazındığı iki stela (bir olay anısına dikilen taş sütunlar) vardı. Bir Sin yüksek rahibesi olan Adadguppi tarafından dikte edilen bir kayıttı bu; rahibenin Sin'in bilinmeyen önceki bir zamanda dönüşü için nasıl dua ettiğini ve plânlar yaptığını anlatmaktaydı:
Sin, tüm tanrıların kralı,
şehrine ve tapınağına kızdı, ve Göğe çıktı.
Asurbanipal'in hükümdarlığı sırasında doğmuş olan yüksek rahibenin kendisinin de kraliyet kanı taşıdığı düşünülmektedir. Sin'e başvurusunda, pratik bir "anlaşma" önerir: Rahibenin oğlu Nabonid'in Sümer ve Akkad'ın yöneticisi olmasına yardım etmesi karşılığında Sin'in güçlerini hasımlarına üstün gelmesi için geri alacaktı.
Tarihî kayıtlar M.Ö. 555'te, o sıralarda Babil ordularının komutanı olan Nabonid'in, arkadaşı olan subaylar tarafından tahta çıkartıldığını doğrulamaktadır. Bu işte, kendisine doğrudan Sin'in yardım ettiğini belirtir. Nabonid'in yazıtları bizi "ortaya çıkışının ilk gününde" Sin'in "Anu'nun silâhını" kullanarak göklere "bir ışık huzmesiyle dokunabildiğini" ve düşmanlarını aşağıdaki Dünya'ya düşürdüğünü söyleyerek bilgilendirir.
Nabonid, annesinin tanrıya verdiği sözü tutar. Sin'in tapınağı E.HUL.HUL'u ("büyük neşe evi") yeniden inşa eder ve Sin'i en üstün Tanrı olarak ilân eder.
Kaynaklar:
Amon Ra: Uzaylı Bir Prensin Yaşam Öyküsü
Zecheria Sitchin Kitapları