Vatandaş ve ötekiler

Modern dünya insanlara vaat ettiği en temel olguyu gerçekleştiremiyor; "vatandaşlık." Bireyleri aynı ulus- devletin vatandaşı haline getirerek, dolaylı olarak birbirine bağlıyordu liberalizm.

Sistemin çalışmasını ve toplum ilişkilerinin yeniden üretilmesini ise liberal demokrasi ile çözdüğünü varsayıyordu. Toplumda talepler Siyasi Partiler aracılığı ile devlete iletiliyor; seçimler mantıklı süreler içerisinde hangi taleplerin çoğunluk olduğunu belirliyordu. Bu yaklaşım gücünü herkese eşit ve tek bir oy hakkı vermesinden almaktaydı.

Hele bizim kör topal ataerkil, otoriter batı aşığı mekanizmaya bakınca geldiğimiz noktada bu eşitlik dahi fazla gelmeye başladı birilerine; çok parti, tek eşit oy çok rahatsız etmekte; en azından partilerin iki tanesi kapatılarak oyuna devam edilmeli ki, bu partilerin oylarının toplamı çoğunluğu temsil ediyor. Bazı düzeltilmiş kadınlar ve erkeklerde benim oyum en azından iki oy sayılmalı anlamına gelen açıklamalarla gündemde.

Hepimizin tek atımlık oylarına bile saygı duymuyorlar!
Oysa eşit olarak yola çıktık oy verdik azınlıkta kaldık şikayet hakkımız olamaz!
Durum adil bir daha ki sefere başka taleplerimizle çoğunluk içinde olabiliriz, azınlık hali mutlak değil!..

Her seçim eşitlik platformu, dolayısıyla ikinci sınıf vatandaşı olamaz sistemin.
Oysa gerçekte hiç bir zaman bu öngörü gerçekleşmedi hep "ötekiler" oldu, zorla hizaya getirilmesi gereken; işçiler, feministler, işsizler, eşcinseller vb... Yok sayılanlar..

Piyasa haberlerinde, hava durumlarında, enflasyon rakamlarında onlar yok, onların rakamları, soğuğu sıcağı farklı. Azınlık çoğunluk yok, eşitlik hiç olmadı, bizim sıcaklık soğukluk derecelerimiz bile farklı..

Fransa' da işçilerin 19. yy. vatandaş haline gelmeleri evlilik kurumunu dahi kabul etmeleri (çoğunluk gayrimeşru! yaşıyormuş) liberal sistemin eşitlikçi siyaset anlayışı ile değil liberal devletin otoritesi ve baskısı ile gerçekleşmiş!
Devlet kimin, ötekini kapsamadığı açık.. Vatandaşlık ulus-içi öteki yarattı.

Kısaca modern dünyanın en temel şey olarak vaat ettiği gibi, her birimiz eşit vatandaş değiliz.. Kiminin rengi tutmaz, kiminin kimliği, göbeği, inancı.. Peki bir arada nasıl yaşayacağız?

(BNÖ)*Devlet var ise tasarımızda, herkese eşit mesafede bir sosyal düzenleyici olarak kurumsallaşmalı. Hukuku somut bireyi esas almalı; olabilecek her türlü farklılıklarda öngörülerek nötr bir kurumsal duruşu olmalı; her anlamda açıklık içinde işlemeli ve her an denetime açık olmalı.

Birey olmak toplumsuz mümkün müdür?

"Ötekini anlamlı bulmak"..

Ötekini anlamlı buldukça ötekini yok sayan bir dünya da yaşamak mümkün müdür?

*ben/biz ne öneriyorum.