Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '15

 
Kategori
Müzik
 

Vurgun yedim!

Vurgun yedim!
 

Ökem


*Bu yazı ismi gibi, yetenekleri olağanüstü işler başaracak, pek önemli ve şaşılacak şeyler yaratacak denli üstün olan ve aramızdan ansızın ayrılan genç yetenek Öke Aydemir’e itafen yazılmıştır.

Bülent Çorak’ın “Işık” adlı kitabını okuyordum. Metinlerin arasında “vurgun yedim” cümlesi geçince, ilk aklıma gelen, Mazhar Fuat Özkan’ın “Vurgun Yedim” şarkısı oldu. Bir anda kendimi, kitabı okumayı bırakıp, şarkının sözlerini mırıldanırken buldum. “Bu sevdadan vurgun yedim” derken, kendi dimağ ve bünyelerinde, yaşadıklarını bizlerle paylaşmaları. Bizi şarkı yolu ile düşündürmeleri, belki de önceden haber verip, başka bir şey için hatırlatıp, deneyim kazandırmaları.  İnsanın yaşadıkları, başkalarının yaşadıkları ile örtüşünce, bana çok mucizevî geliyor. Birileri de aynı duygu ve düşünceleri yaşayıp paylaşıyor. Yalnız değiliz, yalnız değilsiniz deyip, kitlelere sesleniyor. Tabi bir şarkıyı laf olsun diye dinlemiyorsanız !

Mana olarak “vurgun yemek”; Çok derinlerdeki suyun basıncı dolayısıyla iki akıntı arasında sıkışıp kalma, düzenli hava alıp verememe, birden su yüzüne çıkma vb. durumlarda dalgıcın uğradığı inme veya ölüm. Daha basit haliyle, iki farklı bir basınç arasında kalıp(duygusal ev düşünsel), oksijeninizin yetmemesi (hissi-durumu) ve hareketsiz kalınması da diyebilirim.

Günlük hayatta sizin gerçeğinizle, genel kabul gerçekler her zaman örtüşmezler. Bu durum da şaşkın oluruz, ne yapacağımızı bilemeyiz hatta nefes alamadığımız zamanlar bile olur (aldığınız oksijen yetmiyormuş gibi gelir), aynı vurgun yemek gibi. Dünya yüzeyinde, herhangi bir yerde, her bireyin, her gün başka bir alanda, vurgun yemesini örnek verebilirim. Nasıl mı? Eşinin ona yaptığı bir hareketle, çocuğundan aldığı bir cevapla, çalışma arkadaşlarından gelen bir geri bildirimle, kardeş gibi bir dostunu kaybetmekle, evladını ansızın yitirmekle, vb. pek çok hareketle, vurgun yiyebilirsiniz.

Bulunduğumuz durumdan çıkmak için; içimizdeki boşlukları tanımlayalım. O boşluklar bize vurgun vurmadan, onlarla barışalım. Kendimizi yozlaştırmadan, saldırgan bilincimizi ehlileştirerek kendimize yol açalım. Farklı algılayıp, adlandırdıklarımızın, her zaman,  tek hakikatimizmiş gibi olmadığını, kendimize hatırlatalım. Gerçeğimizi zihinsel ve tecrübesel (alışkanlıklarımızdan vazgeçme eğilimine yatkınlığımız) olarak dönüştürmeye açık olduğumuzda vurgun yemeyiz. Beklenti de olmadan, tutkudan bağımsızsanız da, vurgun yemezsiniz. Kısacası, dönüşüm kabiliyetimiz, bize; her anlamda ve alanda kolaylık ve rahatlık getirecektir. Hayatın kötü ve ani şakaları da dahil. Seni özleyeceğiz sevgili ÖKE.

Bu çok değerli yazı Pelin Tekinsoy'a aittir

 
Toplam blog
: 46
: 193
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

1982 yılı İstanbul doğumluyum. ilk öğrenimi'mi İstanbul'da tamamladım. 2008 yılında Yıldız Teknik..