- Kategori
- Şiir
Vuslata iki kala
Bir beden, bir nefes, bir ses olsaydım.
Olsaydım, oradan buraya ulaşan bir melodi.
Ses verseydim, bedenimin diline.
Titreyen belki, belki yumuşacık kadife misali.
Bazen esip gürleseydi avaz avaz
Bazen süt liman.
Olsaydım zikir ritminde, sıcağında nefesin.
Dokunmadan sana, senin olsaydım.
Sımsıkı mühürlenmiş dudaklardan çıkamayanı
Okusaydın gözlerimde.
Dokunsaydın yüreğime, minik ellerinle.
Dokunup, hissetseydin semah soyleyen yüreğimi.
Elini çekerken hızlanan, dokunduğunda yavaşlayan.
Bir deli oğlan yüreği oldu yürek kimi zaman
Kimi zaman, huşuya ermiş derviş yüreği.
Yaksaydı bazen, nefesim tenini
Bazen serinletse bedenindeki ateşi.
Şimdi, burada değilsin bedenen
Ve sen uzakta ama çok olmayan.
Yanı başımda ve içimde bedenimin hatta.
Sırça köşünde kalbimin.
Ey sevgili sen,
Sen beni benden alan
Ve beni bende bulan.
Hoyratlığım ile, kabalığım ile
Zaman zaman tüm hırçınlığım ile.
Nefesinden bir dem,
Yüreğinden bir ateş
Bedeninden güzellik akan kadın.
Sen ey sevgili sen
Beni benden alıp
Beni bana veren.
Kırk pınardan, kır avuç su içiren
Her yudumda can veren
Bu sabah çıktım kapıdan
Bu akşam döneceğim o kapıdan.
Vuslata kaldı 2 saat
Ama şimdi ister seni bu yürek.