Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '12

 
Kategori
Siyaset
 

Ya Kenan Evren de müdahil olursa?

Ya Kenan Evren de müdahil olursa?
 

Milliyet gazetesinin manşeti. Tarih: 12 Eylül 1980


Sizi bilmem ama Kenan Evren ve 12 Eylül denince benim aklıma çocukluğum gelir. Yani 1980’li yılların ilk yarısı… Korkmayın size tek kanallı televizyondan girip ikinci boğaz köprüsünden çıkan nostaljik bir tirat atmayacağım. Çünkü bu aralar bunu çok fazla kişi yapıyor ve 80’ler fetişizmi beni hafiften sıkmaya başladı.

Gelelim Kenan Evren’e. Benim kendisiyle ilgili ilk hatırladığım şey fötr şapkası ve bastonuydu. Hazret kendisini ikinci Atatürk olarak konumlandırdığı için sıkça bu tarz öykünmelerde bulunurdu. Fenerbahçeliydi, rakı içerdi, paşaydı. Hızını alamayıp Latife isimli biriyle ne zaman evlenecek diye beklerdim.

Nüfus kağıdındaki adıyla Ahmet Kenan Evren, Harbiye’deki lakabıyla Zottirik Kenan hakikaten ilginç askeri ve siyasi bir figürdü. Fakat astları ve komutanları Kenan Evren’i benim kadar ilginç bulmamış olacaklar ki, 1960, 1962, 1963 ve 1971 askeri hareketlerinde kimse kapısını çalıp destek istemedi.

Kenan Evren albaylık rütbesinden sonra, atandığı tüm görevlerde hep emekli edilmeyi bekledi. Kendinden kıdemli iki komutanın,  Korutürk - Demirel çekişmesi yüzünden emekliye ayrılması üzerine, tesadüfen Kara Kuvvetleri Komutanı ve arkasından Genel Kurmay Başkanı oldu.  Evren Genel Kurmay Başkanlığı’na atanırken Başbakan Ecevit’in tek kaygısı şuydu: Paşa’nın fazlaca mülayim olması (!)

Mülayim Kenan Paşamız darbe yapıp önce Devlet Başkanı sonra Cumhurbaşkanı olunca gerçekten çok hümanist uygulamalara imzasını attı. Burada ihtilalin ölülerle, kayıplarla, tutuklarla ve daha nice travmalarla dolu bilançosunu irdelemek istemiyorum. 

Ancak 12 Eylül resmen toplumdaki dinamiklerin üzerinden silindir gibi geçti ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Bugün yaşamış olduğumuz pek çok sıkıntının nedeninin o dönemde uygulanan sosyal,  ekonomik ve politik uygulamalar olduğunu bilmem söylememe gerek var mı? 

Gerçi biz de toplum olarak kendisinden çok daha az ilginç değiliz. Kenan Evren’i anayasal düzeni  silahlı güç kullanarak yıkmakla suçluyoruz. Yıkılan anayasal düzen nasıl tesis edilmişti. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle. Kenan Evren’i yargıladığımız hukuk kurallarının temel dayanağı ne? Hazretin saz arkadaşlarıyla birlikte hazırladığı ve halkımızın yüzde 92 gibi ezici bir çoğunlukla kabul ettiği darbe anayasası. 

Peki, Kenan Evren’in ihtilalden sonra ciddi hiçbir muhalefetle karşılaşmadan, aydın kesim başta olmak üzere toplumun tüm kesimleri tarafından bir milli kurtarıcı ilan edilmesine ne demeli? Tamam, silah zoruyla darbe yapmıştı ama darbe sonrası şehir şehir dolaşarak düzenlediği mitinglere silah zoruyla adam toplamıyordu. 

Kendisini her fırsatta manşete taşıyan gazeteler, yanından ayrılmayan iş adamları, icazet bekleyen politikacılar, Evren Paşalarına methiyeler düzen halk ozanları ve sanatçılar gayetle gerçekti. O yüzden Kenan Evren’in yargılanma sürecini hayretle karşılamasına kızmamak gerekiyor. 

Hani şimdi pek çok 12 Eylül mağduru kişi, kurum ve kuruluş davaya müdahil oluyor ya, Kenan Evren de yukarıda zikrettiğim güruha karşı bir yasal mücadele başlatırsa hiç şaşırtıcı olmaz ve zihinlerde gayet ironik bir tat bırakır diye düşünüyorum.

 
Toplam blog
: 4
: 1015
Kayıt tarihi
: 07.04.12
 
 

Edebiyat ve siyaset tarihi meraklısı, tiyatro ve müzik delisi, acemi şöför, zoraki iletişimci :) ..