Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

10 Haziran '22

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Yağ Gülünün Hikayesi

 (Dünden Devam)

İsmail Efendi Isparta'ya ilk gülfidanlarını getiren ve ilk
gülyağını elde eden kişi olarak bugün dahi anılıyor. Ancak bazı
yaşı geçkinler İsmail Efendi'nin gülfidanını yetiştirmeyi

başardığını lakin gülyağını damıtmakta yetersiz kaldığını
belirtiyorlar ki; Isparta'nın ilk gülyağı imbiklerini “Şeyh Bekir”
adlı şahsın kurduğunu vurguluyorlar.

Denildiğine göre Şeyh Bekir, 1910?lu yıllarda gül yağının nasıl damıtıldığını öğrenmek için Bulgaristan'ın “Kazanlık” şehrine gider. Orada günlüğüne
bir sarı lira ödeyerek kırk beş gün kadar gül damıtmasını
öğrenir. Daha sonra Burdur'un “Sülemiş” köyüne gelir ve
anne tarafından dedesinden kalma evin avlusunda otuz beş kadar eski imbikle gülyağı üretimine başlar. (Bu durumda Burdur ilimizde de gülcülük vardır, lakin onlar Isparta kadar isimlerini duyuramamışlardır. Çünkü gül fidanı ilk olarak Isparta'ya getirilip, Isparta toprağında yetiştirilmiştir.)


Isparta?dan, civar köylerden katırlarla işlenmek üzere gül
çiçekleri ve yakılmak üzere odunlar taşınır. Sülemiş köyüne, yakından izlenir Şeyh Bekir'in gül üzerinde yapıp ettikleri... Kendisine gül
tarımını geliştirmek üzere yareni “Hacı Halil” başta olmak
üzere, bazı kişilerde yardımcı olur. Ispartalı İsmail Efendi'de öğrenmek adına gönüllü yardımcılardandır. Daha sonra öğrendiklerini, Isparta'da tatbike koyulur ve başarılı olur.

Şeyh Bekir 1929 yılında vefat ettiğinde, yörede gül tarımı oldukça yaygınlaşmış ve çok sayıda imbikle gülyağı üretilmeye başlanmıştır.
1930?lu yıllarda Şeyh Bekir'in oğlu Eğirdirli Mehmet Efendi,
babasından miras kalan imbiklerle gülyağı üretimine devam
eder.

Atatürk 6 Mart 1930 tarihinde Isparta'yı ziyaret ettiği
gün, gezdiği gül üretimi merkezlerinde köy tipi gülyağı
üretiminden, sanayi tipi gülyağına geçilmesini önerir. Bu öneri
doğrultusunda, nihayet, “İhtisas vekâleti” tarafından 1935
yılında Isparta'ya modern anlamda ilk gülyağı fabrikası kurulur.
Şamil Ağa, Karagöz Mustafa, Dereli Tahir ve Süleyman Konur
gibi isimler ilk gülyağı üreticileri ve tüccarları arasında yer alır.


İsmail Efendi öldüğünde, Isparta'da gülcülüğün devam
edeceği anlaşılmıştı. Nitekim ölümünden sonra, doğum yeri
olan “Hergele Mahallesi'nin adı, gülcülüğün burada
başlamasıyla “Minnettarlık ifadesi yansıması adına Gülcü
Mahallesi” olarak değiştirildi.

Böylece, Isparta'da ilk gül yetiştiricisi ve Isparta'yı binlerce
dönüm gül bahçesi ile "Gülistan" yapan İsmail Efendi'nin
doğduğu mahalle onurlandırılmış oluyor. Bu mahalleye daha
önce, sabahleyin otlatmaya götürülmek üzere; inek, dana, at,
eşek toplandığı için ve bu hayvanlara genel ad olarak
“Hergele” dendiğinden, bu ad verilerek Hergele Mahallesi
denmişti. Şehrin “Sidre” eteklerinde, güney tarafında yer alan
Gülcü Mahallesinin adı, İsmail Efendi'nin gülcülüğü buradan
başlatmasından gelmektedir. .Ancak, bu mahalledeki gül
bahçeleri zamanla sökülerek tarihe karışmıştır. Gül ağaçları da
zaman içinde bodur çalı hâline getirilmiştir. Böylelikle bakımı
ve gül toplanması kolaylaştırılmıştır.


Isparta'nın toprağı gülünü başka yörelerde böylesine güzel
açtırmaz. Isparta'da binlerce dönüm gül bahçesi, birçok
fabrika, sayısız imbik, binlerce çalışan ve uğraşan, gülden
ekmek yiyen var. Bir yılda tonlarca “ince ve konkret” gülyağı
üretiliyor. Ispartalı şimdilik bunun kıymetini biliyor gibi; gibisi,
gülle uğraşanların eskiye nazaran azalmış olmasından.
Isparta gülcülüğün vatanı, Isparta aynı zamanda gülcülüğün
başkentidir. Isparta halıcılıkta olduğu gibi, bu nadide bitki
gülde de güller diyarı Isparta'dır.

 

Tam yüz elli bir yıldır değişen rakamlarla kırk-elli bin kişinin uğraştığı, aile bütçesine katkıda bulunduğu, Isparta ekonomisini ayakta tuttuğu, ülkeye döviz kazandırdığı eşsiz bir bitki gül. Şarkılara türkülere konu olan,
kızlara ad, ailelere soyadı, firmalara, işyerlerine ve birçok
markaya ismini veren güzide bitki gül. Dünyanın birçok
insanına özellikle kadının duygusuna parfüm olarak hitap eden
en anlamlı bitki gül.

Çok geçmişte kumsal ve kıraç topraklara sahip olan
Isparta'yı, Mayıs ve Haziran aylarında yeşili pembe gül çiçeğine
karıştırıp tabloya dönüştüren, dünyanın en güzel ve nadide
kokusunun yayılmasını sağlayan İsmail Efendi, gülcülüğü
başlattığı bu mahallede ve kendi evlerinde vefat etmiş, yine bu
mahalledeki mezarlığa defnedilmiştir. Hâlen orada 
yatmaktadır. (Dahası çok, nasip olursa sonraki günler yazarım. Okuyup bilgilenenlere teşekkür ederim.)

 
Ayfer AYTAÇ
ayferaytac.com
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..