Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mart '13

 
Kategori
Anılar
 

Yakışmadı ölüm...

Yakışmadı ölüm...
 

Int.


Bir pazar günüydü, Babam o hafta sonu hastaneden çıkmıştı ve iyi görünüyordu.
Sabah birlikte kahvaltı yaptık. Kızım dersaneye gideceğinden, kendisi birlikte gitmek
istediğini söyleyerek, ben götüreyim konuşa konuşa gideriz, hava da güzel dedi.
Birlikte çıktılar , sohbet edip, bütün haberler alınmış, bütün detaylar anlatılmış olarak dedesi kızımı dersaneye bırakmış. Kendisi berbere gitmiş traş olmuş, saçlarını kestirmiş.  Bir hafta gibi bir süre hastanede kaldığından kendisini bakımsız hissetmiş.
Yakışıklı adamdı babam.  Enson bir hafta gibi süre hastanede kalmış ve yeni çıktığı için hepimiz takipteydik. Kendisi de iyi görünüyordu.  Duygulu iyi insandı. Rahatsızlığını hiç söylemez, çok konuşmaz, anlatmak istediklerini gözleriyle de uzun uzun anlatabilirdi. Kimseyi rahatsız etmek istemez , herkese yardımcı olmak isterdi.
Bir çok kişininde elinden tutmuş, çok kişiyi taşımıştır yukarı.

Saat 24.00 ve çalan telefonun sesiyle yataktan fırladık. Yatmış fakat henüz daha uyumamıştım. Telefondaki annemdi, babamın rahatsızlandığını hemen gelmemi söylüyordu, o anda hiçbir şey düşünmeden yatak pijamalarıyla koştum. Bir şey yapamıyor, nefes almakta zorlanması geçmiyordu. Hemen hastaneye götürmek için orda ne bulduysak giyinip yola çıktık. Erkek kardeşim  arabayı kullanıyor, biz arka tarafta oturuyorduk. Ben babamın yanında onu tutuyordum. Nefes almada zorluk yaşıyordu, kalp krizi geçirdiğini düşünerek, aracın camlarını açtım, öksürtmeye çalıştım. Gece yarısı olduğu için yollar boştu. Çok kısa bir sürede hastaneye ulaştık. Hemen acile alındı, çeketini çıkarmıştım zaten, üzerindekiler çıkarılmadı, yırtılarak parçalandı,  durumu iyi görünmüyordu. İlk müdahale yapıldı yanındaydım, doktor sordu, kendini nasıl hissediyorsun diye ‘’İyim dedi'’ Ceketi ve ayakkabıları elimde yanındaydım, üzerindekileri çıkardım. Beni odadan çıkardılar, oda dışında beklememi istediler. Sonra birden kargaşa oldu, babamı götürüyorlardı, ne olduğunu anlamaya çalışıyordum, yoğunu bakıma çıkarıyoruz dendi. Sedye de asansöre götürürlerken, doktorlar kalp masajı yapıyordu sanki.

Yalvar yakar zor güç bende yukarı çıkabildim, yoğun bakım ünitesinin önünde bekliyorduk. Bitecek babam rahatlayacak ve artık eve döneceğiz diye düşünürken, bir saat sonra içerden bir bayan bir erkek genç iki doktor geldi. Bizimle konuşmaya başladılar ve kaybettik dediler. Neyi, kimi, nasıl kaybettik! Beynim durdu, o andan sonrasını duymuyorum, görmüyorum, düşünemiyordum. Haykırışım tüm hastane de  beni sürükleyerek çıkarırken geçtiğimiz her yerde yankılanıyordu.

Hiç hazırlımadan birden bire beklenmedik bir anda çektin gittin, hiç yakışmadı ölüm sana baba.

 
Toplam blog
: 137
: 2242
Kayıt tarihi
: 19.02.13
 
 

05 Ekim Ankara doğumluyum. Okumayı, yazmayı, insanları dinlemeyi seviyorum. Kişisel blogumda her ..