Yalanlar ve Yalanların Neticeleri

Yalan söylemenin çeşitli sebepleri olabilir. Yalan söylemenin gerekçesi ne olursa olsun, temel olarak doğruyu söylememek, gerçeği çarpıtmak, doğru olmayanı söyleyerek yanlış olanı dile getirmek suretiyle muhatapların yanıltılmasını amaçlar.

Kutsal nedenler için söylenen yalanlar günah kapsamına alınmasa da yine de diğer yalanlara altyapı oluşturacağı için, kıyas esası olabileceği için olmasa daha da iyi olur.

Savaşta düşmana yanlış bilgi vererek, gayrimüslimi yanıltmak, karı-koca arasındaki sorunları düzeltmek maksadıyla, küsmüş iki kişiyi barıştırırken diye bazı internet siteleri bazı hadis alimlerini kaynak göstererek, yalanın söylenmesinde sakınca olmadığı yerler olduğunu belirtmişler.

“Müslim`deki bir hadiste "Insanların arasını bulan ve hayır söz taşıyan yalancı değildir" buyurulur. Hemen bunun yanı başında Ibn Sihab şöyle der: "Insanların söylediklerinden hiç birinde yalana ruhsat verildiğini duymadım. Ancak üç şey müstesna: Harpte, insanların arasını bulmakta, kocanın karısına, karının kocasına söylediklerinde".(Müslim, Birr 27) Tirmizî`de de Müslim`dekine benzer şu hadisler vardır: "Yalan sadece üç yerde helâl olur: Kişinin karısını memnun etmesi konusunda, harpte, insanların arasını bulmakta", "Insanların arasını bulmak için hayır söyleyen ya da hayır söz taşıyan yalancı değildir".(Tirmizî, Birr 26)” (1)

Yalan söylenenlerce yıkımların şiddeti katlanan bir zehirdir. Yalan söyleme eylemi; söyleyen kişinin ne kadar büyük ve saygı duyulan, mevki ve makamı yüksek olan kişi tarafından yapılırsa yıkımı, toplumsal hasarı da o denli büyük olur. Yalancı çobanın sürülerini kurda kaptırdığı yalan, çobanlıktan toplumsal rollere soyunan kişilere soyunan kişilerin yaptığı eylemler o denli büyük yıkıma neden olur.

Devlette, din adamlarında yalan çok daha ciddi yıkımlara neden olur. Devleti yöneten ve yönetmeye aday olan insanların, adalet mekanizmasındaki insanların, kısacası bulundukları mevkilere göre sorumlulukları yüksek olan insanların da hem sorumlulukları hem de toplumsal yıkımları o denli fazladır.

Sözün özü insanlara iyilikleri için nadiren yalan söylenir. Örneğin kanser hastasına morali bozulmasın diye bir müddet yalan söylense de, kanser hastasına dahi yalan söylemek uzun müddet sürdürülebilir bir fiil değildir.

Yalan yıkıma neden olur. Yalan geleceği, geçmişi kısacası gerçeğe dair ne varsa hepsini örtmek, hedeftekileri balıklar gibi avlamak üzere kullandıkları, dünyada gelmiş geçmiş en yıkıcı kitle imha ve köleleştirme silahıdır. Bu eylemi yapanların masum olabilme ihtimali yoktur.

(1)https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/yalan-soylemenin-caiz-oldugu-yerler-var-midir