Yarın aslında bugündür

Ülkemizde yerel siyaset ısınmaya başladı. Deyim yerindeyse siyasi partilerin teşkilatları fokur fokur kaynıyor. Seçim heyecanı tüm il ve ilçelerimizle birlikte belde ve köylerimizi de sardı. Her dönemde olduğu gibi çoğunda seçimin gündemini bir kez daha İstanbul belirleyecek.

İktidar partisi ile ana muhalefet partisi arasında ilk yerel siyasi tartışma, yine mega şehir İstanbul için başladı. Tartışmanın konusu: Çamur ve Çizme.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu basına yaptığı ilk açıklamada: "Çizmelerimi giyeceğim. İstanbul'un varoşlarını sokak sokak dolaşacağım" demiş. Sayın Kılıçdaroğlu sur dışında kalan semtleri varoş olarak mı görüyor anlayamadım. Kendilerinin varoş dediği yerler, pek çok ilin iki üç misli nüfusuna sahip, son yıllarda yıldızı parlayan İstanbul'un gelişen ve güzelleşen ilçeleri. Bunu danışmanları Kılıçdaroğlu'na hatırlatmalı.

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi eski başkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da TBMM çatısı altında yaptığı haftalık grup toplantısında, mealen, Kılıçdaroğlu'nu kastederek İstanbul'da çamur yok ki çizme giysin diye çıkışmış. CHP'nin belediye başkan adayı da, bulduğu her su birikintisinin içine girerek çamurun var olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Halk tarafından pirim verilmeyecek bu tür davranışlardan CHP ve yönetimi uzaklaşmalıdır.

Çamur deyince bir okurumuzun yorumunu burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Okurumuz iletisinde: "Boyabat'ın cadde ve sokakları çamurdan geçilmiyor" diyor. Söz konusu sorun iddia edildiği gibi midir? Ne derece doğruluk payı vardır?

İddia edilen sorunun muhatabı şimdiki Belediye Başkanı ve AK Parti'nin Belediye Başkan adayı Mehmet Ermiş'tir. Cevaplandırıp cevaplandırmamaları kendi takdirlerindedir.

Yine de söylemeden edemeyeceğim. 1996 yılından buyana Boyabat'ın her cadde ve sokağı taşlarla döşeniyor. Taş döşenmeyen sokağı kalmadı nerdeyse. Şehrin merkezinden geçen şehirlerarası yola bile taş döşediler.

İddia edildiği gibi Boyabat'ın çamur problemi yok. Bunu yazdığımız için bazı okurlarımız Mehmet Ermiş beyi savunduğumuzu düşünebilir. Ancak, Boyabat'ın altyapı, yağmur suyu kanalı, sel baskınlarına karşı akan suyu kontrol altına almak için mazgal, yaya yolu, trafiği kontrol altında tutacak bilgilendirici levha, sinyalizasyon lambaları, yol işaret çizgileri vb. sorunları çok. Sözünü ettiğimiz problemleri çözmek için bir plan ve proje hazırlığı maalesef göremiyoruz.

Bunlara benzer sorunları ve belediyenin ilgisizliğini görünce insanın Mart ayında yapılacak seçimde kim belediye başkanı seçilmeli? diye soru sorası geliyor.

Biliyorsunuz Mart ayında yerel yönetim seçimleri var ve bu seçim için adaylar belirlendi. Yoğun bir şekilde seçim çalışmaları yürütülüyor.

Bu bir hizmet yarışıdır.

Boyabatlılar adayların içinden vizyonu, misyonu, bilgi birikimi ve tecrübesi olanı, kasabamızı geleceğe taşıyacak birini başkan seçmeli. Seçilen başkan, ilçemizi sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda kalkındıracak, güçlendirecek hedefler koymalı. Projelerini ona göre hazırlamalı. Çalışmalar elle tutulur, gözle görülür ve yapılabilir olmalıdır. Yapılacak yatırımlar uzun ömürlü ve bizi geleceğe taşımalıdır.
Şehrimizin bir meydanı bile kalmadı.

Trafik ve park sorunu içinden çıkılmaz bir hal almış durumda, şehrimizi yıllardır yönetenler bu sorunları görmezden geldi. Yazık değil mi emeklere ve bu memleketin parasına. Atalarımızın dediğini bile yapmadılar. Ne demişti atalarımız: "Kırk defa ölç, bir defa biç".

Yöneticileri seçecek olan bizleriz. Bu nedenle seçerken gerçekten şehrin eminini seçeceğimizi düşünerek karar verelim. Gelecek dönem heba olmasın. Yazık olmasın emeklere ve bu halkın parasına. Bu güzel kentimiz her şeyin iyisine layık. Unutmayalım yarın aslında bugündür.

Ertuğrul MEHMED
emehmed@gmail.com
ermehmed@mynet.com