Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Kasım '16

 
Kategori
Eğitim
 

Yaşam boyu öğrenci kalabilen öğretmenlere selam olsun…

Yaşam boyu öğrenci kalabilen öğretmenlere selam olsun…
 

Dünya değişiyor, yaşam tarzları değişiyor, ihtiyaçlar değişiyor, meslekler değişiyor, insanlar değişiyor… Ama… Evet, maalesef eğitim sanki genel olarak yerinde sayıyor. Oysa artık öğrenciler okuldan mezun olduklarında farklı yetkinlikleri olması bekleniyor. Eğitimde köklü bir değişikliğin ülkenin eğitim politikası ve stratejisiyle mümkün olacağının farkındayım ama her fırsatta dediğim gibi, siz öğretmenlerin kendi sınıflarınızda, okullarınızda yaratacağınız farkın farkında olmanızı istiyorum. Farklı yetkinliklere sahip öğrenciler yetiştirmek farklı becerilere sahip olmaktan geçiyor. Öğrencilerinizde hayat boyu öğrenme şevkini yaratmak ve bu şevki korumalarını sağlamak sizin, sadece sizin elinizde… Hangi ülkede olursanız olun, eğitim sistemi ne olursa olsun…

Akademik kazanımlar elbette önemli. Ama öğrencilerinize onların yanı sıra beceri ve değerler de öğretebilmelisiniz. Başkalarıyla işbirliği yapabilmek için, sorunlara çözüm üretebilmek için, yaratıcı fikirler geliştirebilmek için, sosyal ilişkiler geliştirebilmek için, için, için… Evet tüm bunlar için tutkulu “yaşam boyu öğrenciler” yetiştirmelisiniz. 
 

İyi bir öğretim sadece müfredatı takiple etmekle mümkün olmuyor. Siz öğretmenlerin de “yaşam boyu öğrenci” kalmanız gerekiyor. Öğrencileriniz değişiyor, siz de değişmelisiniz!  

Evet… Yaptığınız işi tutkuyla yapmalı, öğrencileriniz üzerindeki etkinizin farkına varmalısınız… En etkili öğretmenler eğitimdeki yeni trendleri takip eden, onları sınıfta uygulamanın bir yolunu bulanlar… Çünkü öğrenme ancak tutkuyla mümkün! Ve o tutkuyu yaratacak olan sizlersiniz. Nasıl mı? Doğru ve güvenli öğrenme ortamı oluşturarak. Güvenli derken fiziksel risklerden bahsetmiyorum. İnsan kendini güvende hissettiği ortamlarda yeni fikirlerini paylaşır, yeni davranışlar ortaya koyar, kendini daha iyi ifade eder. Bu güvenli ortam yoksa “öğrenme” başlamadan biter.
 
İlham alarak öğrenme modelini (inspired learning) duymuş muydunuz? Bu kulağa eğitimde yeni bir trend gibi gelse de aslında, kendini ilham alarak öğrenmeye adamış bir vakfın geliştirdiği ve uygulayıcılarına, o yeni trendleri uygulamaya yönelik sınıf ortamını hazırlamaları için rehberlik sunan bir model.
Bu modelin ana çıkış noktası öğrenciye ilham verebilmek! Bunun için de sadece ve sadece olumlu geribildirim yapılmasını savunuyor. Biliyorum, alışık olduğumuz geleneksel eğitim anlayışında, öğrencinin kendini düzeltebilmesi, yanlışı doğru bilgiyle değiştirmesi için neyi yanlış yaptığının öğretmen tarafından belirtilmesi gerekir. Ancak bu model, negatif geribildirimin de bir nevi eleştiri olduğunu ve makbul olanın sadece ve sadece olumlu olana odaklanıp bunu belirtmekten geçtiğine inanıyor. Yani her sabah öğrencilerine sırayla ne kadar değerli olduklarını hatırlatan, onlara iltifatlar ederek muhteşem ilerleme kaydeden bu özel eğitim öğretmenin yaptığı gibi.  
 Neden öğrenciyi övüyoruz? Çünkü model diyor ki, öğrenme ancak öğrenci kendisini öğrenmeye açtığı zaman gerçekleşir. Yani tatlı dil gösterildiğinde öğrenci zihninin kapılarını açacak, bilgiyi buyur edecek, sımsıkı kapatıp almamak için direnç göstermeyecek.
 
 Tabi modele göre sadece öğretmen ve öğrenci yok, öğrenme ortamı var, konu var, araçlar var… Özetlemek gerekirse bu modelin 7 farklı elemanı var.
 
 
Model, bütün bu 7 koşul layıkıyla bulunduğunda öğrenmenin gerçekleşeceğini savunuyor. Aslında siz de ne kadar yapıcı olursa olsun eleştirinin öğrenmeyi olumsuz etkilediğini, öğrencinize doğru yapmaları için yanlışlarını gözüne sokmanın doğru olmadığını düşünenlerdensiniz siz de bu modelin bir uygulayıcısı sayılırsınız. Öğrencileriniz gerçekten çok şanslı! Çünkü siz eski öğretmen kalıplarına takılıp kalmamışsınız öğretmek kadar öğrenmeye, gelişmeye de açıksınız.
 
Öğrenmenin yaşı yoktur diyenlere, öğrencilerinden de bir şeyler öğreneceğine inananlara selam olsun… Yüreğinizdeki öğrenme ve öğretme tutkusu serpilip büyüsün, tohum versin, çiçek açsın, çiçekler açtırsın…
 
 
 
Toplam blog
: 168
: 336
Kayıt tarihi
: 04.05.09
 
 

Elgiz Henden 1968 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesini 1989 yılında, yük..