Yaşamımızı belirleyen nedir?

YAŞAMIMIZI BELİRLEYEN NEDİR?

Hayallerimiz, isteklerimiz değildir yaşamımıza yol gösteren.

Yaptığımız işler, ortaya koyduğumuz eylemler bizim yaşamımızı belirler.

Kişiler kendi davranış biçimlerine göre, kendi alışkanlılıklarına ve kendi yaşam tarzlarına göre yaşam kalitelerini belirler.

Sonradan pişmanlık duymak, su gibi akıp giden zamandan yakınmak istemiyorsak, her andan yararlanmalıyız. Her an, her saniye kendi hayallerimizi eyleme dökmek ve kendi isteklerimize uygun yaşamak için bize sağlanmış olan bir fırsattır.

Yaradan insanlara her yaşta o yaşa özgü duygular, zekâ ve yetenek vermiştir. Bizler yeri geldiğinde bunları kullanmayı bilemez ve değerlendiremezsek; İşte o zaman isteklerimizi, hayallerimizi yani kendi yaşam kalitemizi, standardımızı kendi elimizle ertelemiş olmaz mıyız?

Yaşam bir ressamın yapmakta olduğu yağlı boya tablo gibidir. Dünyada yaşayan her bireyin bir ressam olduğunuz düşünelim. Ve her kişinin elinde tüm renkler mevcut. Ama onu tuval üzerine aktaracak kişinin içindeki arzu istek hırs ve tercihine göre renklerini seçip tuvalindeki resmi tamamlamaya çalışıyor. Bazı birey kırmızıyı çok sevdiğinden onu bol kullanıyor. Kimisi de kırmızıdan hiç hoşlanmadığı için, tablosunda ona yer vermiyor. Bir kısmı da dengeli vaziyette kullanmış oluyor. Ortaya -aynı resim yapılsa dahi- kişilerin tercihlerine göre farklı görsellikte bir tablo çıkmış olmuyor mu?

İşte hayatta verdiğimiz yaşam mücadelesinde de tercihlerimiz ve yaptığımız eylemlerimiz bizim yaşamımızı belirler. Günlük yaşama bakıldığında; günlük ihtiyaçların ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik ve fiziksel boyutlarda ele alındığını ve buna göre değerlendirildiğini biliyoruz. Yaşantımız içinde, yapmış olduğumuz eylemler sonucunda ne oranda mutlu olduğumuz ve üzüldüğümüz veya isteklerimizin ne kadarının karşılanıp ne kadarının karşılanmadığı ortaya çıkmış oluyor.

Yaşam, standartları içinde kişinin kendi durumunu – kültürel, ekonomik sosyal, fiziksel olmak üzere- kendi değerleri içinde algılayıp eyleme geçmesidir.

Yaşamımız; aklımızda canlandırdığımız ve içimizden gelen sesi dinleyerek zihnimizde, bilinçaltımızda fotoğrafa dönüştürdüğümüz ve fotoğrafın içinde yer aldığımız şekilde yaşamak değil midir?

Bizler, hayallerimizi bilinçaltında fotoğrafa döndürdüğümüz zaman, o fotoğraftaki yaşamımız için ne gibi bedel ödemeye hazırız veya ne kadarını ödemeye göze alabiliyoruz. İşte yazımın başlık kısmında yazdığım gibi –yaptığımız işler, ortaya koyduğumuz eylemler bizim yaşamımızı belirler.

Bir insan kendi vermiş olduğu kararla başladığı işte, göstermiş olduğu çabayla hayatını belli bir noktaya getirmişse; “ o insanın mutluluğu ve kendine duyduğu özgüveni hiçbir şey değiştiremez, yıkamaz.”

Hiçbir başarı ve iyi yaşam bir emek vermeden (yani bir bedel ödemeden) size gelmez.-”Bedel denince sadece maddi anlamı değil çalışma (eylem) yönü de ele alınmalıdır.”-

Olimpiyatlarda girdiği her yarışı kazanan yüzücüyü, hatırladınız değil mi?

ABD’ li “MICHAEL PHELPS” çok başarılı bir sporcu. Peki sizce bu başarısının sırrı nedir.

Hiç bu sporcunun antrenmanını okudunuz mu? Yıllarca bu şekilde çalışmak

-Bir siteden gördüğümü size aktaracağım.işte antreman!

Michael Phelps’in sabah antrenmanlarından biri 9000 yard (yaklaşık 8.2km) karışık stil yüzmeden oluştu.

Öğleden sonraki seansta ise: ısınma: 6x (50 srbst, 50 ayak vurma, 50 kelebek alıştırma, 50 pul buoy ile yüzme, 50 ferdi karışık, 50 ferdi karışık)
20x 100, 1:15’te (25 klbk-50srbst-25klbk) 500 (50 ayak 50 alıştırma)

ana set: 2000 kronometre tutarak ayak vurma ayak vurma setlerinde her 500’ü şu derecelerde tamamladı: (5:48 - 5:47- 5:46 - 5:39) 4x100 ferdi karışık alıştırma (dinlenmeden)

kulaç seti: 10x 200 3:00’da tekler = serbest (orta tempo) çiftler=klbk (hızlı)

4 sürat seti: 24x25 klbk :30’da (1-alıştırma, 1-nefes almadan, 1-sprint)

Havuzdan çıkınca 500 mekik yapıp stretching ile tamamladı

Böyle bir bedel ödeyen, görüldüğü gibi mutlaka ödülünü almış oluyor.

Amacımız ne? Güzel sağlıklı, kaliteli, standart bir yaşam yaşamak. Bunun için karşımıza çıkan fırsatlarda tercihimizi kullanıyoruz, eylemi gerçekleştiriyoruz ve tercihimize göre yaşam şartlarımızı belirliyoruz.

Yalnız;

- Burada tek bir fark var.

- Herkes eyleme dönüştürdüğü tercihlerinden sorumlu oluyor.-

Herkesin yaşamı boyunca eline fırsatlar geçer, kişiler bunları değerlendirir veya umursamaz es geçer. Ama şunu bilmeliyiz ki;

“ Hiçbir fırsat, tek bir fırsat değildir.”

Erhan Sirekin