Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Efsane FB 1907 Baterist Metin

http://blog.milliyet.com.tr/efsanefb1907

20 Nisan '08

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Yaşamın Beşiği Deniz

Yaşamın Beşiği Deniz
 

Yeryüzünün yüzde 71' ini kaplayan denizler o kadar derinlerdir ki, en yüksek dağlar bile suya atılmış bir çakıl taşı gibi içlerinde kaybolur gider. Sayılara bakılırsa okyanusların, yüzey ve hacim bakımından, yerküremizin en önemli kısımlarını meydana getirmekte olduğu görülür. Ancak, şimdiki hâlde yalnız gezegenimizde olduğu sanılan hayat olgusunun suyun içerisinde başlamış olması, denizlerin önemini bir kat daha artırır. Yaşam, suya özgü bir olgudur ve şu anda yeryüzünde yaşayan canlıların büyük bir çoğunluğu, denizlerde yaşamış canlıların çok uzak akrabalarıdır.


Yaşam, karaların ancak yüzey kısımlarında gelişmiştir. Atmosfer tabakasında hayvanlar ancak uçar ve avlanırlar. Yerin altında yaşayan hayvanlar ise toprağın en çok bir iki metre kadar altına inebilirler; yalnız mikroplar biraz daha derinlere sokulabilirler. Demek ki, havayla toprak arasında hayatın gelişmesine elverişli olan çok ince bir tabaka vardır. Denizden çıkan ve artık kendisine dayanak olacak su kütlesinden yoksun kalan canlı varlığı toprak taşımaya başlar, hava da ona ihtiyacı olan oksijeni verir.


Hâlbuki denizlerin hemen her tarafında canlı varlıklar kaynaşır. Tabii çok derin bölgelerde bu canlılık hissedilir derecede azalır ama, 10.200 metre derinlikten avlanan birtakım canlılar, denizlerin bu en derin sularında bile hayat olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca denizlerde, karalardaki çöller gibi ıssız yerler de yoktur. Denizin herhangi bir yerinden alınan su güçlü bir büyüteçle incelenirse, içerisinde canlı varlıkların kum gibi kaynadığı görülür.


Bir karşılaştırma yapılırsa; bir yanda, yeryüzünün onda yedisini kaplayan denizlerin derinliği, diğer yanda da, çok yeri canlı varlıkların yaşamasına olanak vermeyen kıtaların üzerindeki ince bir tabaka... Bu karşılaştırma, suyun hayat üzerindeki önemini açıkça ortaya koymaktadır sanırım.


Yaşam denizde başladı, denizde gelişti, yüzmilyonlarca sene boyunca çeşitli evrelerden geçtikten sonra, bundan 30 milyon yıl önceleri dışarıya, havaya çıktı!


Deniz suyu yaşam için çok elverişli bir ortamdır... Denizlerde besleyici tuzlar vardır, su durmadan hareket halinde olduğundan havadaki oksijen denizde kolayca karışır. Suyun bütün gövdeye sağladığı destek, jelâtinli canlıların hareket edebilmelerini sağlar. Oksijenin ve besleyici maddelerin hiç eksik olmaması, en ilkel organizmalara dahi, özel organlar geliştirmeden solunum ve beslenme imkânı sağlar.


Hayvanların kanında bulunan maddelerin başlıcası tuzlu sudur. Bazı deneyler sonucu, bir hayvanın kanının, deniz suyuyla değiştirilebileceği anlaşılmıştır! Demek ki memeli hayvanların vücutlarını, bir çeşit deniz ortamı yaratmak amacıyla ısının 37 derecede tutulduğu, tuz miktarının hiç değişmediği mükemmel bir akvaryuma benzetebiliriz. Çünkü vücudumuz da hücre dediğimiz, ilkel canlılardan meydana gelmiş geniş bir örgüttür. Bu sayısız ilkel yaratıklar, denizlerde yaşamış olan ve halen yaşamakta devam eden ilk canlı varlıklardır. Lâkin organizmaları o kadar ilkeldir ki, onları sınıflandırırken ne bitkilerin, ne de hayvanların arasına katabiliriz. Zooloji biliminde bu canlılara "birgözeli hayvanlar" denilmektedir.

 
Toplam blog
: 1907
: 3759
Kayıt tarihi
: 28.07.07
 
 

03 Şubat 1967 İstanbul doğumlu, romantik bir müzisyenim işte... Müzik, bateri, spor, Fenerbahçe, ..