Yaslı gittik, şen geldik...

Kötü başlayıp iyi biten bir film izledik bu akşam...

Galatasaray arka arkaya yediği iki golle önce mağlup duruma düştü, şansının da yardımı ile doksan dakika sonunda sahadan 3–2 galip ayrıldı...

&&&

Galatasaray haftalardır iyi futbol oynamıyor... Bu akşam maça yine oldukça isteksiz başladı... Kalesinde iki gol gördükten sonra toparlanır gibi oldu, tabi buna toparlanmak denirse!

Geceye damgasını Keita vurdu ve bir kez daha gördük ki Keita’nın ilk on birde sahaya çıkması gerekiyor...

Arda futbola doymuş gibi, sanki moralsiz de... 86 dakika oyunda kaldı, maç öncesinde pahalı saati dikkat çekti, kendisi çekemedi...

Diyarbakır’da kırmızı kart gördükten sonra bir şeyler oldu Barış’a... O gün bugün, sahada var mı yok mu belli değil!

İlk yarıda Servet iki, üç top attı Uğur’a... Uğur mu yavaştı, Servet’in attığı paslar mı hızlı? Bir türlü buluşamadı topla, ceza sahasına orta yapması kısmet olmadı...

69. dakikada “ yeter artık” dedi Rijkaard Uğur’u çıkartı, Nonda’yı oyuna aldı...

Daha doğrusu Nonda’yı aldı zannettik! Nonda’nın vücudu Antalya’daydı ama kafası kim bilir nerelerde?

“ Adaaam sende” havasındaydı, yirmi beş dakika yürüyerek gezdi sahayı, kafasına göre takıldı, gelen topları ezdi, neden bilmem kaleye şut atacak gücüde, arkadaşlarına pas atacak fırsatı da bulamadı...

Kewell çok fazla faule maruz kalıyor ve haklı olarak da sinirleniyor... İkinci yarının son dakikalarında Yalçın kasti olarak arkadan iki defa vurdu Kewell’e hakem görmedi... Görmesini de beklemiyorduk zaten! Geçen hafta anladık ki korner bayrağına yakın olan pozisyonlarda işin içinde Kewell varsa hakemlerimizin gözüne perde iniyor, geçici körlük yaşıyor...

Yalçın’ın attığı tekmeler etkisini gösterince Kewell iki büklüm oldu kaldı sahanın içinde... Yalçın bu defa Galatasaraylı oyuncunun zaman geçirdiğine kanaat getirdi... Şöyle bir İtip kaktı Avustralyalıyı arkasından da sarı kartı gördü...

Oz büyücüsü uyanıklık yapıp çaktırmadan sahaya gireyim dedi ama hakeme yakalandı! Hareketi cezasız kalmadı tabi hop bir sarı kart da ona ...

Elano takımın iyilerindendi... Gol de attı, mücadele de etti çok şükür!

&&&

Orhan Ak eski takımına gol atınca nasıl da sevindi... Hakkı tabi!

Necati’de atacaktı, 63’te vurdu kafayı, top direkten dışarıya çıktı...

İlk yarıda Ömer, Kewell’in eline vurduğunu iddia edip öyle bir bağırdı ki, inanın kolu koptu zannettim... Pozisyonu ağır çekim izleyince gördük ki temas yok! Aradan çok geçmeden tesadüfe bakın ki Galatasaray’ın ataklarının arttığı dakikalarda Ömer bir daha sakatlandığını iddia ederek durdurdu oyunu... Sonra çabucak iyileşti!

Ne diyelim ya Ömer’in canı tatlı, ya da güzel rol yapıyor adam!

Bu yaşıma geldim ilk defa topuklarına basarak koşan futbolcu gördüm, ismi; Djieouha...