Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '11

 
Kategori
Siyaset
 

Yayıktan çıkar gibi kanun…

Yayıktan çıkar gibi kanun…
 

Ankara Gazi Lisesinden değerli Tarih Öğretmenim Merhum Enver Behnan Şapolyo, 1. Meclis döneminde Ankara’da Diyap (Yıldırım) Ağa’nın kaldığı “Kayseri” otelindeki görüşmesinde soruyor:

- Ağa kanunları nasıl yapıyordunuz?
- Kanun yapmak, tıpkı yayıkta yağ yapmağa benziyor. Çalkalıyorduk, çalkalıyorduk. Yayıktan yağ çıkar gibi kanun da çalkalana çalkalana çıkıyordu.

Kendim için değil, kendi adıma endişe duyuyorum, daha doğrusu endişelerim artarak devam ediyor.

Bildiğimiz, kimsenin kimseden saklayamayacağı kadar açık ve net olan şu; Türkiye’de siyaset, bir türlü dini etkilerden kurtulamıyor.

Dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacağa benziyor.

“Fetullahçı” hareketle başlayan, genişleyen ve bugün de etkisi gün yüzüne çıkan “Cemaatler” ve “Tarikatlar”in etkisini görmeye devam ediyoruz.

Hemen her kurumun içine yerleşen bu olgular, etkisini de gün geçtikçe artırmaya devam ediyor.

Siyasetçi, cemaatler ve tarikatlardan nemalanırken, onlar da ele geçirdikleri güç ile nereye doğru gittiği belli olmayan her türlü çıkarları elde etmeye devam ediyorlar.

Şu duruma bir bakın…

Hiçbir eğitim almamış, ancak “Dini bilgileri(!)” olan, bulundukları yerde “Saygın(!)” ve “Sözü dinlenen” kişilerden 1000 kişi, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kadrolarına alınıp “Sözleşmeli” imam ve vaiz olacaklar mış!…

Bununla ilgili “Yasal düzenleme” de “Kanun Hükmünde Kararname” ile yapılacak mış!...

Konuyla ilgili görüşleri baktığımızda…

Hiçbir eğitim almasalar da “Dini bilgileri” olan, “Saygın” ve “Sözü dinlenen” bazı kişiler, bu uygulamaya karşı çıkıyorlar. Onların gerekçesi, “Devlet düzeni” içinde olmak istememeleri…

Yine hiçbir eğitim almasalar da “Dini bilgileri” olan, “Saygın” ve “Sözü dinlenen” bazı kişiler ise, siyaset çarkının içine daha da girmek için balıklama atlayacaklardır.

AKP iktidarının uygulamayı gündeme getirmesini ve uygulamayı da “Kanun Hükmünde Kararname” ile yapmaya çalışmasını anlamakta güçlük çekiyorum. Her adımda “Ilımlı İslam” ki bu neyse, dinsel devlete doğru gitme yolunda olduğunu hissetmemek mümkün mü?

Demokratik düzen içinde, özgür düşünceye ve insan halklarına saygılı, sosyal, hukuk devleti anlayışı içinde “Vatandaş” olmak ve “Vatana, bayrağa ve devlete bağlılık”, vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin görevi…

Diğer yandan “Yaratan” ile “Yaratılan” arasındaki bağ, doğrudan insanın kendisini ilgilendirir, bu anlamda kişilere karışmak kimsenin hakkı da değildir, haddi de…

Hiç eğitim almasalar da “Dini bilgileri olan” kişileri bir yana bırakın… Çünkü bunların birçoğu “Medrese eğitimi” denilen eğitimi almış olabilirler, elbette bu türden eğitim, dini bilgi için yeterli ise…

Toplam içinde “Saygın” ve “Sözü dinlenen” kişilere gelince, devlet kadrosundan maaş almaya ihtiyacı olduğunu düşünmek bile, onların “Saygın” ve “Sözü dinlenen” kişiler olmalarına gölge düşürür.

Peki, o zaman “Amaç” nedir?

İşte tam da burada Diyap Ağa’nın sözü, cuk diye oturuyor…

“Kanun yapmak, tıpkı yayıkta yağ yapmağa benziyor. Çalkalıyorduk, çalkalıyorduk. Yayıktan yağ çıkar gibi kanun da çalkalana çalkalana çıkıyordu.”

Şimdi millet, yayıkta çalkalanıyor, bakalım çalkana çalkana ne çıkacak ortaya?

13 ARALIK 2011
İBRAHİM PEKBAY
 

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..